Paylaş
Son dönemde yapılan bir dizi araştırma dünyanın dört bir yanında sosyal medya kullanımındaki artışın durduğunu ve hatta yer yer azaldığını gösteriyor.
Buna karşın WhatsApp gibi mesajlaşma uygulamalarına insanların ayırdığı süre her gün artıyor.
Özellikle haber sitelerine gelen trafikte Facebook'un payı azalırken, bu mesajlaşma uygulamalarının payı artıyor.
Mesajlaşma uygulamalarının kapalı ortamlarında yapılan bağlantı paylaşımlarının izini sürmek zor.
Hele ki örneğin bir videonun WhatsApp gruplarına doğrudan yüklendiğinde ne kadar paylaşıldığını hiç bilmiyoruz.
Bu bilinmezlik nedeniyle bu platformların oluşturduğu yeni mecraya "karanlık sosyal" deniliyor. (Aslında o kadar da yeni değil, 2012'den beri bu terim kullanılıyor)
Facebook başta olmak üzere açık sosyal platformların tehlikeleri malum ki bu köşede ben de defalarca değindim.
Karanlık sosyal ise -özellikle kullanımı bu kadar hızlı artarken- daha da büyük riskler yaratabilir.
Aslında WhatsApp dışında, örneğin Facebook Messenger, e-posta grupları, SMS ve hatta anonim sörf imkanı sağlayan tarayıcılar da karanlık sosyali oluşturuyor.
WhatsApp'ın öne çıkmasının nedeni ise Türkiye dahil dünyada çok yaygın olması ve insanların bu platformda giderek daha fazla içerik tüketmesi.
Yarın WhatsApp yerine bir başka uygulama popüler hale gelebilir, ama bu yazının konusu olan kaygılar sürecektir.
Açık sosyal platformlarda yayılan asılsız haberlerle başa çıkmanın yolları bulunabilir.
İşte Facebook'un, kendi platformunda yer alan şüpheli içeriklerin doğruluğunu kontrol etmek için Teyit.org ile başlattığı işbirliği...
Peki, karanlık sosyalde olanlar ne olacak?
Uçtan uca şifrelenmiş, içeriği katılımcılardan başka kimsenin (teoride) göremediği odalarda yayılan yalanlar?
Geçen hafta Hindistan'da bir köyde durup yol soran iki erkek öfkeli kalabalık tarafından öldürüldü.
Linci başlatanlar, o günlerde WhatsApp gruplarında yayılan ve çocuk kaçıran iki kişi hakkında köylüleri uyaran asılsız bir mesaja güvenip adamlara saldırdıklarını söylediler.
Bu olay ilk değildi, BBC'ye göre son üç ayda Hindistan'da WhatsApp söylentilerinden kaynaklanan tam sekiz linç olayı yaşandı.
Gazetecilik öğrencileri, iletişimcilik profesyonelleri ve akademisyenlerle oluşturduğumuz Yeni Medya İletişim Ağı'nda bu hafta bu konuyu tartıştık.
Gökhan Korkmaz, "Peş peşe ortaya çıkan skandalların ardından insanlar Facebook'ta özel bilgilerini, siyasi düşüncelerini veya haber paylaşımı yapmak istemiyor. Bununla birlikte sohbet etmek istemiyor. Sohbet kayıtlarının bir yerlerde kaydedilmediğine dair derin şüphe duyuyor Türkiye'de insanlar. Toplumda oluşan muhbirlik, kutuplaşma, siyasi hassasiyetlerle birlikte, internet ve sosyal ağların güvenilirliği konusunda da insanların endişeli olduğunu düşünüyorum. İnsanlar özel ve kamusal alan ayrımını bu kapalı uygulamalar üzerinden sürdürüyor" dedi.
Ali Tatlı ise Ümit Alan'ın Birgün'deki bir yazısında yer alan şu ifadeyi aktardı: "Burada 'fısıltı gazetesi' dediğimiz olgunun günümüzdeki adını koymak lazım: WhatsApp. Yani biz geleneksel medyayı, Twitter’ı, Facebook’u tartışırken dışarıdan kolay kolay gözleyemeyeceğimiz bir mecra hızla yükseliyor ve insanların birbirine olan güvenini kullanarak, sahte haberleri hızla yayıyor."
Peki bu sorun nasıl çözülebilir?
Kolay bir cevap yok.
Nasıl ki medya kuruluşları karanlık sosyal üzerinden sağladıkları trafik ve veri üzerinde, açık platformlardaki kadar kontrol sahibi değilse, toplum da daha bireysel bir alan olan bu mecra üzerinde fazla kontrol sahibi değil.
Daha önce bahsettiğim, akıllı telefonun demokrasiye etkisi ve mobilleşme süreci de hatırlanırsa, yeni bir kamusal-özel alan ayrımının bu kez sosyal medya üzerinde doğduğu anlaşılabilir.
Şişeden çıkan cini tekrar içeri sokmak imkansız olsa da karanlık sosyalin olası zararları en aza indirgenebilir.
İlk yol, bilginin serbest dolaşımı önündeki tüm engelleri kaldırmaktan geçiyor.
Bunu da ancak ifade ve basın özgürlüğünü güvence altına alan bir hukuk devleti ile bu haklara sahip çıkan, toplumsal duyarlılık ve medya okuryazarlığından nasibini almış vatandaşlar sağlayabilir.
Zaten o yüzden "karanlık sosyal" Hindistan'da üç ayda bu kadar can aldı, ama mesela Finlandiya'da çok da büyük bir sorun değil.
Paylaş