Motosiklet binicilerine açık mektup

BAŞTA evlere servis yapanlar ve moto-kuryeler olmak üzere motosiklet binen yurttaşlarım.

Sizlerle yollarda ve kaldırımlarda sık, sık karşılaşıyorum. Her seferinde yüreğim ağzıma geliyor. Çünkü hiçbir trafik kuralına uymuyorsunuz. Her an her şey yapabiliyorsunuz. Ne şerit çizgileri, ne tek yön işaretleri, ne de trafik ışıkları size hiçbir şey ifade etmiyor. Minibüs sürücüleri, kural ihlâlinde elinize su dökemez. Polisler de herhalde, “O bir motosikletlidir, Ne yapsa yeridir” diye düşünüyor ve sesini çıkarmıyor. Yollardaki karşılaşmalarımda size bir zarar vermekten ödüm kopuyor. Çünkü ben kocaman bir otomobil sürüyorum. Maazallah bir çarpışsak, aracımın içinde emniyet kemerim de bağlı olduğu için muhtemelen bedenen pek bir hasar görmeyeceğim. Pek tabii aracımda bir hayli çamurluk işi çıkacak; o başka. Ama siz motosikletinizle öyle bir savrulacaksınız ki, ne sizde ne de motosikletinizde hayır kalmayabilecek. Allah saklasın o kazada hayatınızı kaybedebilirsiniz. Ölmeseniz bile ciddi bedeni hasar görebilir ve ömür boyu sakat kalabilirsiniz.
Yazık değil mi size?
* * *
Kazadan sonra nasıl hareket edeceğim? Doğal olarak öncelikle sizin sağlığınızı güvenceye almak için elimden geleni yapacağım. Bir yandan polis diğer yandan ambulans çağıracağım. Belki de sizi aracıma alıp, en yakın hastaneye götüreceğim. Acilin kapısında görevli polis, kazaya karışmış bir sürücü olarak benim ifademi alacak. Bende bedeni bir hasar görmediği ve siz ise kan revan içinde bulunduğunuz için polis bana kötü, kötü bakacak.
Yazık değil mi bana?
* * *
Moralim iyice bozulacak. Sizin hayati tehlikeyi atlattığınız anlaşılıncaya kadar oradan ayrılamayacağım. Tek, siz tamamen iyileşesiniz diye hastane masraflarını ödeyeceğimi beyan edeceğim. Muhtemelen de vezneye bir miktar peşin bir para yatıracağım. Bu arada yakınlarıma telefon edip, bir kazaya karıştığımı, şimdi hastanede bulunduğumu söyleyeceğim. Onlar da telaşa kapılacak ve hastaneye gelmeye kalkacaklar. Onları durdurmak için tutarsız laflar edecek saçma sapan konuşacağım. Belki de onlarla kavga edeceğim. Hastane faslı bittikten sonra eve gelecek ve perişan yatağa uzanacağım. Ama gözüme uyku girmeyecek. Günlerce çarpışma anını zihnimde canlandırıp, bu kazaya nasıl engel olabilirdim diye düşünecek, “deli ile deli olunmaz” deyip kendimi suçlayacağım.
Yazık değil mi bana?
* * *
Kaldırım üstü karşılaşmamız ise tam bir kâbus. Ben nasıl olsa üstünde yürüdüğüm yer “yaya kaldırımıdır” diye serazat hareket ederken, siz ve sizi uyarmak ve kusurlu davranıştan caydırmakla görevliler, “motosikletler trafik kanununa tabi değildir” ve “yaya kaldırımları motosiklet yoludur” diye bellediği için bir gün mutlaka çarpışacağız. Çünkü bir anda ortada bitiyorsunuz. Arkamdan, sağımdan solumdan hatta bacak aramdan geçmeye çalışıyorsunuz. O gün beni mutlaka yere yıkacaksınız. Ben, iyi ihtimalle el ve bel kırığı ile hastaneye kaldırılacağım. Kötü ihtimalle kafayı taşa vuracak ve beyin kanaması geçireceğim.
Yazık değil mi bana?
Son Söz: Motosiklet, motorlu taşıt aracıdır.
Yazarın Tüm Yazıları