Paylaş
Bunlardan biri “The Republicans” (Cumhuriyetçiler) diğeri de “The Democrats”tır (Demokratlar). Demokratlarla, Cumhuriyetçilerin dünya görüşüleri farlıdır. Ama iki parti de “ABD Cumhuriyeti”nin anayasasını yaşatmak içinsiyaset yapar. Hiç bir aklıevvel çıkıp da Cumhuriyetçilere, “Siz demokrasiyi benimsememişsiniz” demez. Cumhuriyeçiler, öncelikle kurucu ataların üzerinde çok durduğu “bireyin girişim özgürlüğünü” ve “aile değerlerini” savunur. “Devletten gelecek hayır, Allah’tan gelsin” derler. Değişimden hoşlanmazlar. Demokratlar ise değişimden hoşlanır. Bireyin girişim özgürlüğünden çok toplumsal haklara ve imtiyazsız kitlelerin devletçe korunmasına ağırlık verir. Eğer siyasiler, kurucu atalarının vazettiği yaşam tarzını tanımlayan Amerikan Anayasası’nın ruhunu değiştirmek isterse, buna “derin Amerika” ve çoğu kez Yüksek Mahkeme (Anayasa Mahkemesi) izin vermez. Bu yüzden Amerika 230 yıldır hâlâ özünde aynı Amerika’dır.
* * *
“Milli (yani dini) Görüş”e göre Atatürk milliyetçiliği, yeni deyişiyle “ulusçuluk”, İslam’ın reddettiği “kavmiyetçilik”tir. Başlangıçta bu eğitimden geçen AK Partililer Kürt sorununun çözümüne “bu milleti birleştirecek çimento, ortak dinimiz İslam’dır” peşin hükmüyle yaklaşmıştır. “Enternasyonalci” yani gayrimilliciler zaten “Cumhuriyet”ten hiç haz etmezler. Çünkü bu cumhuriyetin kuruluş temeli, Türklüğün bekası için “ulus devlet” gereklidir tezidir. Bu amaçla T.C. yılarca“tek dil, tek millet, tek devlet” kavgası vermiştir. Milli görüşçülerle, gayrimillicilerin ortak paydası “ulusçuluk karşıtlığı”dır. Aralarındaki koalisyondaki iş bölümüne göre ülkeyi hedefe taşıyacak halk gücünü AK Parti, onları Avrupa sosyetesine sokacak görgü, bilgi ve fikri de gayrimillici liberal aydınlar sağlayacaktır. Kürt açılımına da böyle gelinmiştir.
* * *
Açılım, ayrılıkçı Kürtlerin, şimdilik özerk ve sonunda bağımsız Kürdistan kurma iştahını açtı. Hükümet, zımnen her tavizi veririz yeter ki “analar ağlamasın” sloganıyla açılımı başlatınca, anaları ağlatan Öcalan’ın “özerklik isterim” kartı masaya düştü. Bunu yol haritasında açıkça ortaya koydu. Liberal aydınlar, enternasyonalci mezhepleri icabı bu şartı, kabul edilebilir barışçı bir öneri olarak nitelediler. Zaten kılavuzları AB ve ABD de bu “çözümü” dayatmaktaydı. Sık, sık sözü edilen İspanya-Bask örneği de aslında budur.
* * *
Şimdi düşünme ve karar verme sırası AK Partililer’dedir. Onlar İslam çimentosuyla “milli birlik” kurma ideali peşindeydiler. Kılavuzları ise onları “kavmiyetçi bir federalizme” getirdi.
Son Söz: Sonuncuyu düşünmeden, ilk adımı atma.
Paylaş