Paylaş
Bir moda ikonu: Charles James
New York Metropolitan Müzesi’nin her sene gerçekleştirdiği moda sergilerine bu yılki konuğu 1940’ların ünlü haute-couture tasarımcısı Charles James.Retrospektif sergide James’in 50 yıllık kariyerine ait 75 civarı tasarım, ilk skeçlerin, çalışma notları ve çocukluk albümlerinden fotoğraflar gibi detyalar eşliğinde sergileniyor. ‘Charles James:Beyond Fashion’, adı üzerinde gerçekten modanın ötesinde bir sergi. Küratörler Harold Koda ve Jan Glier Reeder zekice bir kurguyla müthiş bir senografi gerçekleştirmişler. Robotik kameralar, X-Ray animasyon videolar, lazerler eşliğinde eski dönem ikonik elbiseleri modern teknolojiyle sunuyor. Heykelsi elbiselerin matematiksel ve mimari tasarım süreçleri de gözler önüne serilmiş. Hayran olmamak imkansız.
Modayla ilgili/ilgisiz herkesin ilham alacağı sergi 10 Ağustos’a kadar devam ediyor.
Bir sanat fuarı: Frieze Art Fair
* Sanatçı Kara Walker’ın Brooklyn’nin yıkılmak üzere olan Domino şeker fabrikasındaki dev enstalasyonunu görmek için saatlerce kuyrukta beklemek gerekti. Beklediğimize fazlasıyla değdi. Siyahi kadın hatlarıyla şekerden yapılmış yaklaşık 1 metre uzunluğundaki dev sfenks, 19’uncu yüzyıl sonlarındaki şeker ticaretini, şekerin o dönem nasıl da altın değerinde olduğunu hatırlatırken kölelik, endüstri ve sömügecilik altmetniyle oldukça etkiliyor.
* Türkiye’dense Galeri Rampa, Galeri Non ve Paul Kasmin Galeri’deki işiyle Taner Ceylan katıldı fuara.
Bir yükselen moda mevzusu: Ara sezon koleksiyonlar
Modada ara sezonlar gün geçtikçe hem ticari hem de prestij olarak önem kazanmaya başladı. Önceleri ‘Resort/Cruise’ ve ‘pre-fall’ olarak adlandırılan bu ara sezon koleksiyonlar sadece moda basınına ufak sunumlarla tanıtılırdı.
Amaç mağaza müşterisine yeni ürünler sunarak satış hareketliliği sağlamaktı, yani mesele tamamen ticariydi. Son dönemde markaların daha önem vermeye başladığı bu ara koleksiyonlar, bu sezon gözle görülür bir şekilde artan prodüksiyon ve tanıtım bütçeleriyle yeni bir seviyeye taşındı. Değişimin öncüsü Chanel, birkaç senedir ara sezon koleksiyon sunumlari için dünyanın dört bir yanına taşıdığı davetlilerle en görkemli şovlara imza atıyor. Bu kervana bu sezon Dior ve Louis Vuitton da katıldı. Dior moda evi, Raf Simons kreatif direktörlüğünde Brooklyn Navy Yard’da, en büyük ‘resort’ şovunu gercekleştirdi. 66 kombinlik koleksiyon, 900 kişilik bir lansmanla tanıtıldı. Louis Vuitton ise, Nicholas Ghesquire kreatif direktörlüğünde ‘Cruise/ Resort’ şovunu Monaco’da gerçekleştirdi.
Bir belgesel: Fed Up
2004’de Morgan Spurlock’ın ses getiren bağımsız filmi ‘Supersize Me’ gibi Amerikan hükümetinin sağlık ve beslenme politikasını, fast-food ve obezite sorununu irdeleyen etkileyici bir belgesel daha var karşımızda: Fed Up. Filmin çekim aşamasında konuyla ilgili demeç vermeye yanışmayan markalar de bir güzel afişe edilmiş.
Bir anarşist: Ai Weiwei
Dünyanın her yerinde durmaksızın sergileri açılıyor. Fakat o Çin hükümeti susturmak pahasına pasaportuna el koyduğu için ülkesinden dışarı adım atamıyor. Ai Weiwei’ın son numarası ‘The Fake Case’ adlı belgesel. Yönetmenin katılımıyla gerçekleşen ilk gösterimde ‘son dakika’ haberi olarak WeiWei’nin davalarını takip eden avukatının tutuklandığı duyuruldu.
Bir şöhret: James Franco
Kafanınızı hangi yöne çevirseniz karşınıza bir James Franco çıkacak, şaşırmayın. ‘Of Mice and Men’ (Fareler ve İnsanlar) ile Broadway sahnesinde, ilk öykü kitabı ‘Palo Alto’nun Sofia Coppola’nın yeğeni Gia Coppola tarafından beyazperdeye uyarlanmasıyla gala gecelerinde, imza günlerinde kısacası her yerde!
Paylaş