Ece Sükan

Modanın kutsal ayında neler oldu?

21 Eylül 2014
Dünyanın en önemli dört moda haftasının gerçekleştiği sezonun tam ortasındayız.

Önümüzdeki altı ay boyunca bu trendleri konuşacağız. New York ve Londra Moda Haftaları sona ermişken buyurun bir ara değerlendirmeye

Sokak stilinin, blog’ların ve bloggerların, sosyal medyanın ve ünlü-marka işbirliklerinin ön plana çıktığı bir sezonun içerisindeyiz.
Özellikle New York Moda Haftası sırasında Apple Watch ve Intel- Opening Ceremony giyilebilir teknoloji işbirliklerinin lansmanları, Ralph Lauren’in 4D yani dört boyutlu hologram defilesiyle koleksiyon sunum teknikleri de klasik defilelerin belki de artık yetmediğinin göstergesiydi.
Calvin Klein, New York Moda Haftası’nın sosyal medyada en çok ismi geçen markasıydı. Elbet bu unvanda Justin Bieber’ın ‘Fashion Rocks’ gecesinde sahneye Calvin Klein boxer giyerek çıkmasının etkisi büyüktü. Yine de defile, Marc Jacobs ve Michael Kors defilelerinin sosyal medya görünürlüğünü 9.7 milyon total etki ile çoktan geçmişti.
Ön sıra ünlülerinin Paris Moda Haftası’yla birlikte en çok görüldüğü hafta New York Moda Haftası olur her zaman. Bu sezon da Rihanna pek çok New York defilesinde ön sıradaki yerini aldı. Sarah Jessica Parker, Gareth Pugh’ın enstalasyon gecesinde ve Calvin Klein’ın şovunda arz-ı endam etti. Ünlü yonetmen Spike Jonze ise daha önce ‘HER’ filmi için beraber çalıştığı Opening Ceremony markası için tek perdelik bir oyun yazıp yönetti. Elle Fanning, Bobby Cannavele, Dree Hemingway ve Karlie Kloss’un oynadığı oyun ve yeni sezon koleksiyon sunumu New York Times moda yazarı Vanessa Friedmann tarafından yerden yere vuruldu ve gereksiz bir ‘cool’ luk çabası olarak adlandırıldı.
Son yıllarda, ülkelerini dünya moda sektorünün önemli oyuncularından biri haline getirmede katkıları büyük olan Rus it-girl’lerin yerini, Koreli ünlü şarkıcı ve oyuncular almaya başladı, New York Moda Haftası’nda ön sıralarda, Uzakdoğu pazarının da en önemli pazar haline gelmesiyle de Koreli ünlüleri sıkça görmeye başladık.
Milano’da ise, geçen sezon tasarımcı Jeremy Scott’un Moschino için gerçekleştirdiği ilk defilede ünlü şarkıcı Katy Perry’nin Milano trafiğini hesaba katmayıp şova bir saat geç gelmesinin ve moda basının olayı protesto etmesi üzerine defilelere ünlü getirme obsesyonu azalmış görünüyor şimdilik. Elbet önümüzde daha Dolce & Gabbanna, Roberto Cavalli gibi ünlü seven markaların defileleri var. Ama şimdilik sadece Oscar ödüllü Amy Adams’ın Max Mara, Kate Moss ve Charlotte Casiraghi’nin Gucci defilesi katılımı dışında Milano, sadece modaya konsantre olmuş durumda gözüküyor. Yine ünlü seven markalardan DSquared2 bile, şarkıcı Fergie’nin yeni parçasının lansmanını defilelerinde yapmasına rağmen, şarkıcıyı ön sıraya getirtememişti. Bu konuda elbet geçen sezon bombayı Paris’teki sezonun son defilesinde Miu Miu markası taze Oscar ödüllü Jared Leto ve Lupita Nyongo’yu oturtarak yapmıştı.

Yazının Devamını Oku

Uzay çağına hoşgeldiniz

14 Eylül 2014
New York Moda Haftası’nda éİlkbahar- Yaz 2015 koleksiyonlarında ‘Kadınlar ne ister?’ sorusunun cevapları arandı. Cevap: Biraz daha teknoloji lütfen!

İlkbahar- Yaz 2015 koleksiyonları ve modanın kalbi yazın ardından, fakat yazdan kalma havasıyla New York Moda Haftası’nda attı.
Her sezon tasarımcıların, editörlerin, tüketicilerin cevap aradığı modanın en temel sorusu olan ‘ kadınlar ne ister?’ sorusuna bu sezon da çeşitli cevaplar arandı. Kimi tasarımcılar odaklarında net, kadın tariflerinde tutarlı, kimileri ise kararsızdı. Bu sezon teknoloji yarışı kendini en çok hissettirendi. Giyilebilir teknoloji ürünlerini moda markalarıyla projelendirip podyumlara çıktı. Koleksiyonlarda kumaş teknolojilerindeki yenilikler kendini gösterdi. 1950’ler, 70’ler ve uzakdoğu silüetleri, sokak sanatı ve etnik desenler ile buluştu.

- Moda haftasıyla birlikte en çok konuşulan konu Apple’ın moda endüstrisiyle oldukça yakın olan ünlü tasarımcı Marc Newson ile birlikte yeni akıllı saatini tanıtması oldu. Önemli birçok moda dergisinin genel yayın yönetmeni moda haftasından bir günlüğüne ayrılarak San Francisco’ya lansmana katılmaya gittiler. Vogue Paris’den Emmanuel Alt, Interview’dan Fabien Baron ve Purple’dan Olivier Zahm bunlardan birkaçıydı.
- Opening Ceremony markası moda haftasında en yenilikçi sunumlarını gercekleştirdi. Önce INTEL için tasarladıkları MICA bilezikler tanıtıldı, sonrasında ise HER filminde beraber çalıstıkları Spike Jonze yönetmenliğinde bir tiyatro oyunuyla yeni koleksiyonlarını tanıttılar. ‘100% Lost Cotton’ adındaki oyunda, Elle Fanning, Bobby Cannavale, Dree Hemingway, Rashida Jones ve Karlie Kloss 30 dakikalık bir performans sergileyerek yeni koleksiyonu tanıttılar.
- Ralph Lauren, yeni açılımı POLO koleksiyonunu Central Park’ta gölün üzerinde 4D hologram teknolojisi ile suyun üzerinde sinematik bir sekilde sundu.
- Gareth Pugh, Lexus ile birlikte dev video enstalasyonları ve canlı dans performansları esliğinde ilk New York çıkarmasını yaptı.
- Versace, Versus markası için tasarımcı Anthony Vaccarello ile ilk koleksiyonunu sundu. Devamındaki partide Rihanna, Nicki Minaj, Naomi Campbell ve Jennifer Hudson da kutlamaya katıldılar.

Yazının Devamını Oku

Her fırsatta Tokyo’ya gitmek için 9 neden

7 Eylül 2014
Baştan uyarayım: Fonda gündüz gri binaların, akşam neon ışıkların olduğu dünyanın en fotografik kentlerinden Tokyo’da attığınız her adımda kendinizi bir film karesinde hissedeceksiniz

Şehirde geleneksel bir mimari veya yaşam tarzı bekleyenler, ufaktan hayalkırıklığına uğrayabilir. Sürekli küllerinden doğması, Japonların tutkulu Batı hayranlığı ve daha iyisini yapabilme özelliği sonucu şehrin ilginç bir mimari yapısı var. Modern ama bir New York gibi post-modern değil. Minimal ama yer yer rengârenk bir mimari.
Tasarım, teknoloji, stil ve modanın binbir çesidinin bir arada bulunduğu bu kozmopolit şehrin her semti farklı bir tarza sahip. Mesela Ginza, Tokyo’nun 5’inci caddesi, en lüks tüketim markalarının dünya çapındaki en büyük mağazalarına ev sahipliği yaptığı bir bölge. Aoyama ise yine hemen hemen tüm markaların ve beraberinde daha butik/ konsept mağazaların bulunduğu bir muhit. Daikanyama ise Tokyo’nun Karaköy’e en yakın noktası belki de: Organik kafeler, vintage kitapçılar, sürdürülebilir tasarımlar, ekolojik kıyafetler ve biraz da ABD esintili surf rock/spagetti western mağazalar...
Tasarımcı Ümit Benan kendi adını taşıyan ilk ‘flagship’ mağazasını, moda ve yatırımcı gruplarından Tomorrowland ile gerçekleştirdiği ortaklıkla geçen hafta Daikanyama’da açtı.
Japonya’da kafanızda canlandırdığınız gibi ana yemek suşi değil. Her restoranın ayrı mutfağı ve spesiyalitesi var. “En iyi suşi nerde yenir?” derseniz, Hollywood ünlülerinin ve işadamlarının da uğrak yeri olan Ginza’daki Kyubey Sushi’ye uğramanızı tavsiye ederim.

Film karelerinde kaybolmak

Akşamları, Kinfolk dergisinin barının da olduğu Nakameguro’daki barlarda takılabilirsiniz. Favorim, Golden Gai. Eskiden ‘Red Light District’ olarak işlev gören minicik mekânlar ve daracık sokaklar şimdilerde en hareketli barlara ev sahipliği yapıyor. Neon ışıklar ve tabelalarla, renklerle dolu bu daracık, birkaç ara sokaktaki 200 kadar minicik barın görüntüsü muazzam. Kendinizi sürekli bir film karesi içinde hissediyorsunuz. Wong Kar Wai, Jim Jarmusch, David Lynch ve Quentin Tarantino gibi yönetmenlerin görsel dünyasını daha iyi anlıyorsunuz. Gelmiş geçmiş en ikonik filmlerden biri olarak moda literatürüne de girmiş, her karesi hafızalara kazılı ‘Blade Runner’ı daha sık hatırlıyorsunuz.
Lemon vintage kamera dükkânına uğrayıp, üretimi çoktan bitmiş bir Ricoh 21 mm, altın renkli bir Contax T2 veya ünlü moda fotoğrafçısı Terry Richardson’ın da favorisi bir Yashica T4 alın.

Yazının Devamını Oku

Meme ucuna özgürlük!

24 Ağustos 2014
Bir çift ‘ünlü’ meme ucu, Instagram’ın ‘kabul edilebilir içerik’ tanımına uymadı.

Rihanna, top model Anja Rubik, Kendall Jenner, Grace Coddington gibi şöhretlerin hesapları geçici süreyle kapatıldı. Başkaldıran kadınlar, şimdi yeni bir akımın öncüsü

20’lerin caz döneminde çarliston elbiselerinin içinde üzerleri bantlanarak zaptedilen göğüsler, 50’lerde Hollywood ihtişamıyla serbest kalmış; tüm dikkatleri çekecek şekilde ‘dikleştirilerek’ ayrı bir önem kazanmıştı. 60’lardaysa vücut hatlarını belli etmeyen mini elbiselerin moda oluşuyla birlikte geri plana atılan meme ucu, 90’larda androjen görünüm akımı sayesinde yeniden ‘moda’ oldu.
Ve yıl 2014... Sosyal medyada ironik bir ‘meme ucu’ sansürüne takılan kadınlar, “free the nipple” demeye, yani meme ucuna özgürlük çağrısı yaparak kadın-erkek sosyal eşitsizliğine ve emzirme işlevi olan meme uçlarının toplum içinde ‘ayıp’ veya ‘seks objesi’ olarak algılanmasına karşı bir hareket başlattılar. Kampanyanın bir de filmi var: “Free The Nipple.” ABD’de başlayıp yayılarak gelişen bu feminist hareketin/ kampanyanın öncüsü Amerikalı yönetmen Lina Esco. Film, 1992’nin New York’unda bir grup aktivist kadının sadece erkeklerin üstsüz gezebilme haklarını kadınlara da sağlayabilmek adına verdikleri mücadeleyi, sonucunda kazandıkları zaferi konu ediyor. İşin ilginç tarafı, 75 yıl önce bu mücadele erkekler tarafından verilmişti. ABD’nin 50 eyaletinde erkeklerin üstleri çıplak dolaşması yasaktı. O dönem yine bir aktivist grup bu yasaya ve mahkeme kararına karşı savaştı. Birçok protesto ve tutuklanma sonrası erkekler toplum içinde üstsüz gezebilme haklarını elde ettiler.
Şu tezatlığın altını kalın kalın çizmeli: Şiddet ve işkence içerikleri sosyal medyada en baş köşelerde yerini bulurken meme uçlarına karşı gösterilen bu hassasiyet, medyanın ikiyüzlülüğünün göstergesi değildir de nedir?
Kim, neden veto yedi?
Rihanna’nın Fransız LUI dergisi kapağı için çektirdiği üstsüz fotoğraflarını 35 milyon takipçisiyle paylaşmak istemesi sonucu hesabı kapandı. Gerekçe şu: Çocuğunuza, patronunuza veya ailenize göstermek istemeyeceğiniz fotoğrafları koymayınız! Tüh, Rihanna bu pozları verirken bunları düşünememiş demek ki!
Protestoları alevlendiren isim Bruce Willis ve Demi Moore’un 22’sindeki aktris kızları Scout Willis. Göğüs kanserine dikkat çekmek için tasarladığı tişörtlerin fotoğrafları sansür yiyince, Instagram’ı protesto etmek amacıyla New York sokaklarında üstsüz dolaştı, fotoğraflarını da Twitter’da paylaştı.

Yazının Devamını Oku

Moda Paris’e yakışır

6 Temmuz 2014
Mevsimler ve cinsiyetler arasındaki sınırları kaldıran koleksiyonlar, Fransızları kendilerine hayran bırakan Türkler ve podyumdan rol çalan parti sahneleri… Paris’e moda gerçekten de çok yakışıyor!

Haziranın ikinci yarısı, temmuzun ilk haftası Paris’in hareketli moda günlerine ev sahipliği yaptığı bir dönem.
Başta Paris Erkek Moda Haftası olmak üzere birçok fuar ve haute-couture haftasıyla Paris sokakları yine dünya moda endüstrisinin oyuncularıyla dolup taştı, taşmaya da devam ediyor. Bir yandan kafelere kurulmuş dev ekranlarda Dünya Kupası heyecanı, iki adım ötedeyse sanki başka bir dünya ve insanlarıyla enteresan bir karışım hâkimdi sokaklara.

Muhteşem altılı
Haftanın öne çıkan koleksiyonları Dries Van Noten, Loewe, Louis Vuitton, Hermes, Kenzo ve koleksiyonları dünyanın en önemli konsept mağazalarından Colette’te satılmaya başlanan Ümit Benan oldu.

Mevsimsiz, cinsiyetsiz ve sezonsuz
Doyum noktasını çoktan aşmış, binbir parçaya bölünmüş dijital ortam/hız ve iklimde, trendlerden bahsetmek artık gereksiz. Genel eğilimse lüks giyimle ‘moda’ olma arasındaki farkın markaların kimliklerine göre korunmasıydı. Koleksiyonların sezonlar, mevsimler ve cinsiyetler arasındaki sınırsızlığı da dikkat çekiciydi.

Sıradaki: Türkiye!

Yazının Devamını Oku

6 nokta atışıyla trend turu

15 Haziran 2014
Yeni stil ikonu kim?

En ‘in’ aplikasyon hangisi? Dönemin yeni ‘hip’ terimi... En alınası teknolojik ürünler... Moda dünyası tarafından dışlanan trilyoneri... New York’tan Paris’e, Londra’ya, dünyadan
en önemli trendler mercek altında


Cool Muppie kuşağı



Yazının Devamını Oku

Hiç uyumayan sokaklardan bildiriyorum!

1 Haziran 2014
New York sokaklarında hangi ünlüden kaçış yok? Ara sezon olmasına rağmen dünyanın tüm mühim moda insanları neden Brookyln’de toplandı? En görülesi sergiler ve en izlenesi belgeseller cepte, çok hızlı bir New York turundayız.

Bir moda ikonu: Charles James
New York Metropolitan Müzesi’nin her sene gerçekleştirdiği moda sergilerine bu yılki konuğu 1940’ların ünlü haute-couture tasarımcısı Charles James.Retrospektif sergide James’in 50 yıllık kariyerine ait 75 civarı tasarım, ilk skeçlerin, çalışma notları ve çocukluk albümlerinden fotoğraflar gibi detyalar eşliğinde sergileniyor. ‘Charles James:Beyond Fashion’, adı üzerinde gerçekten modanın ötesinde bir sergi. Küratörler Harold Koda ve Jan Glier Reeder zekice bir kurguyla müthiş bir senografi gerçekleştirmişler. Robotik kameralar, X-Ray animasyon videolar, lazerler eşliğinde eski dönem ikonik elbiseleri modern teknolojiyle sunuyor. Heykelsi elbiselerin matematiksel ve mimari tasarım süreçleri de gözler önüne serilmiş. Hayran olmamak imkansız.
Modayla ilgili/ilgisiz herkesin ilham alacağı sergi 10 Ağustos’a kadar devam ediyor.

Bir sanat fuarı: Frieze Art Fair
* Sanatçı Kara Walker’ın Brooklyn’nin yıkılmak üzere olan Domino şeker fabrikasındaki dev enstalasyonunu görmek için saatlerce kuyrukta beklemek gerekti. Beklediğimize fazlasıyla değdi. Siyahi kadın hatlarıyla şekerden yapılmış yaklaşık 1 metre uzunluğundaki dev sfenks, 19’uncu yüzyıl sonlarındaki şeker ticaretini, şekerin o dönem nasıl da altın değerinde olduğunu hatırlatırken kölelik, endüstri ve sömügecilik altmetniyle oldukça etkiliyor.
* Türkiye’dense Galeri Rampa, Galeri Non ve Paul Kasmin Galeri’deki işiyle Taner Ceylan katıldı fuara.

Bir yükselen moda mevzusu: Ara sezon koleksiyonlar

Yazının Devamını Oku

Trend doğudan yükselir

4 Mayıs 2014
Önce ‘orada’ sonra her yerde…

Sokak stilleri New York, Londra ve Milano podyumlarına yön veriyor. Moda dergilerinin dünyada başka bir örneği yok. Yeme-içme, gece hayatı derseniz emsalsiz. Peki trendlere yön veren ve sürekli yenilenen Tokyo’da şu an en ‘moda’ ne?

Hani şu dünya moda endüstrisini kasıp kavuran trendlere, markalara, tasarımcılara, blog’lara, dergilere, fotoğrafçılara, kısacası tüm moda endüstrisine yön veren ‘sokak stili’ kavramı var ya, çıkışı tam da burası işte: Tokyo.
Daha style.com ve sokak stili fotoğraflarıyla ikonluğa ulaşan Tommy Ton fenomeni yokken, Japon sokak stili fotoğrafçıları Paris, New York, Milano, Londra moda haftalarına gelen editörlerin stillerini fotoğraflar ve bunlar da yüzlerce moda dergilerinde yayımlanırdı. Buradaki kitapçılarda bulabildiğiniz sanat, moda, tasarım, vintage fotoğraf kitapları ve moda dergilerinin çokluğu ve sofistike seçkisi başka hiçbir şehirde yok.
Evet, Tokyo’da moda, tasarım, stil, fotoğraf ve dergilere olan ilgi en üst seviyede. Diğer moda şehirlerinde, mesela Londra’da bile günlük veya gece hayatında artık pek de görülmeyen ‘giyinme’ hali Tokyo’da tam gaz devam ediyor. Hatta her gün yeni bir hal alarak daha da popülerleşiyor. Önce alt kültürlerde başlayan stiller internet çağında kısa sürede popülerleşerek tüm dünyada trend haline geliyor.
Tüm moda dünyasının takip ettiği, ilham aldığı Harajuku stili, Shoichi Aoki’nin 1997’de çıkardığı meşhur ‘Fruits’ kitabı Tokyo sokak stilinden bihaber Amerika ve Avrupa’ya bir tanıtım niteliğindeydi. Trendler hızla değişse de alt kültürlerin yarattığı stillerin hem Japonya’daki hem de tüm dünyadaki moda akımlarına ve blog’lardaki sokak stili fotoğraflarına etkisi büyük.
Bunları yapmadan dönmeyin!

Yazının Devamını Oku