Dünyada, depremde canlı kurtaran tek arama–kurtarma köpeği olarak başarılarıyla nam salmış Kömür. Onunla tanışmak için Ankara’ya Canin College Köpek Eğitim, Rehabilitasyon ve Danışmalık Merkezi’ne gittim. Aynı zamanda AKUT Arama Kurtarma Derneği’nin K9 Köpekli Arama Birimi burası. Kömür, birim sorumlusu Tarkan Özvardar ile burada çalışıyor.
Senin görevin ne Kömür?
Görevim enkaz altında kaybolmuş canlıları aramak ve hayat kurtarmak.
Erciş depreminde bir hayat kurtarmışsın. Seni diğer köpeklerden ayıran şey ne?
Erciş depreminde çok ölü insanla karşılaştım ama hiç tepki vermedim. Ben hiçbir canlıyı atlamam. Sırayla bulurum. Övünmek gibi olmasın, sistematik aramayı çok iyi beceren, eğitime çok iyi yanıt veren ve burnu muazzam koku alan bir köpeğim.
Sokaktan gelmişsin, disiplin seni zorlamıyor mu?
Beş at, 30 bülbül, 12 köpek, beş kedi, kazlar, tavuklar ve maymun dahil toplam 70 hayvanlı bir çiftlik. Çiftliğin koruyucusu ‘Şems.’ Safkan bir Arap aygırı. Bu hafta güzeller güzeli Şems ile büyülü bir ‘Sohpet’ oldu:
Sizin aranızda kıskançlık yokmuş, ancak gıpta etmek varmış. Öyle mi sahi?
- Kim demiş onu? Kıskançlık da var gıpta etmek de ama kıskançlık çok var.
Lale keman çalıyor, üstelik dünyalar güzeli bir kadın. Onu kıskanıyor musun yoksa?
- Evet. Neden başka atlara biniyor ki? Bir de bizimkiler yazın sofra kurarlar bahçeye. Aslan sütü çekiyor canım, vermiyorlar arkadaş! Kokusuna karşı zaafım var ne yapayım? En hoşlandığım şey onlar masada yemek yerken gidip salatadan bir iki yaprak almak oluyor.
Su, kuru ot, yemden oluşan dört öğün yemek yemen, her gün tımar edilmen, şampuanla yıkanıp havluyla kurulanman gerekiyormuş. Kim yapıyor tüm bunları?
350 çeşit köpekbalığı varmış. Sen kimlerdensin?
Ben akvaryumda yaşayabilen küçük bir türdenim. Yemle besleniyoruz, tek başımıza yaşamayı da sevmiyoruz. Benim cinsim fazla büyümüyor. Şu an en büyük halimdeyim işte.
Yarım parmak kadar yoksun ama hamsi gibisin!
Beğenemedin mi? Ben en büyükleri ve en sakin olanıyım.
Adın neden ‘Diş’?Emir Berke koydu adımı. Dişlerim küçük ya, güçlü olsun istiyor.
Eve ilk geldiğinde ne yaptı?
O seçti beni. İlk gün çok heyecanlıydım. Emir Berke bana bakmaya başladığında onu çok sevdim. Onun da yüzünden okunuyordu heyecanı.
Evde kaç canlı yaşıyorsunuz?
Geçen çarşamba, Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’in odasını en uzun süre işgal eden misafir olarak CHP’nin tarihine geçtiğimi düşünüyorum. Akşama kadar Türkiye’nin ilk politik kedisi Şero’yu bekledim çünkü. CHP Genel Merkezi’nde çalışan herkes seferber oldu, anonslar geçildi, Şero yok. Sayın Kılıçdaroğlu huyunu biliyor, “Beyefendiyi tutabilirseniz, beklerim ben” dedi. Ava çıkmış meğer. Tweet’ler attık, söylene söylene geldi. “İki kare fotoğraf çektiririm, yarım saat röportaj” dedi. Ünlü tabii, haklı. Kemal Bey kucağımda Şero ile beni görünce şaşırdı. Zaten bir tek başkana müsaade etti, odadan fırlayarak ok gibi kaçtı.
Bu binada hayvansever insanlar olduğunu hissettin de mi CHP’ye sığındın, nasıl başlıyor öykün Şerocuğum?
- Bu binaya topraktan girdim. Annem bizi CHP Genel Merkezi’nin şantiyesinde doğurdu. Ailemi kaybedince, sağ olsun işçiler sahip çıktılar. İsmimi de onlar koydu. İnşaat tamamlanınca yollandım buradan. Sonra hayvanseverler itiraz edince o dönemin Genel Başkanı Deniz Baykal beni geri aldırdı. Çok severdim, bana çok düşkündü. “Ne zararı var hayvanın, getirin” demiş.
Sen CHP’nin kalbine düşen yedinci ok gibisin Şero, ‘sevgicilik’ diye bir akım başlatalım mı?
- Ne güzel olur. Herkese yayalım hadi! Sevgi olmadan ne devlet, ne millet olur. Diğer altı okta sevgi var aslında. Seçim bildirgesinde hayvan haklarıyla ilgili vaatleri olan tek parti benimkisi. Hayvanlara yönelik suçların kabahatler kanunundan çıkarılıp ceza kanununda değerlendirilmesini destekliyorlar. Sevgicilik oku için çalışıyor bizimkiler anlayacağın. Örneğin pet shop’larla ilgili kısıtlandırmalar yapılmalı. Oradan alınan arkadaşlarım için sevgicilik değil, hayvan seçicilik söz konusu. Biz süs bitkisi değiliz çünkü. Ne sirk çalışanı türdeşlerim animatör ne de yunus parklarındaki dostlarım eğlencelik işçiler. Sevgiden başka bir amacımız yok bizim. Sevgicilik akımı bir an önce başlasın barınaklara da uzansın lütfen.
Peki sen en çok kimi seviyorsun ya da kiminle anlaşıyorsun?- Mamamı ve suyumu düzenli koyanları, asansöre binmeme yardımcı olanları… Bazen merakımdan, üst katlara çıkasım geliyor. Örneğin Adnan Keskin’in odası hep kalabalıktır. Keza Gürsel Tekin’in geleni gideni çok olur, ikramlar falan… Gürsel başkanın danışmanı Gizem’i görünce peşine takılıyorum. Doğru asansöre. Resepsiyon ve güvenlik personeliyle elektrikli ısıtıcılar canlarımdır. Ama en çok yemekhanede mutluyum.
Yemek dedin de aklıma geldi, yediğin içtiğinin hesabını sormuş denetçiler? Çok ağrına gitmiş, öyle mi?
Kuzum “Bana köpek ismi koyun, kafam karışıyor” demedin mi sizinkilere?
Ben türdaşlarımı çok severim. Ailem beni beyaz bir tüy yumağı olarak görünce Kuzu Kuzu’yu layık gördü. Ben de birçok köpeğin aksine ismime çabucacık alıştım.
Karakterin de mi kuzu gibi yoksa?
Hayır. Biz pekinezler yaramaz ve oyuncu olduğumuz için şımarığız. Genimizde bu var. Bakmayın Kuzu Kuzu olduğuma, şımarığımdır ben. Ama tatlı şımarığımdır. Onların kalbini bu şekilde çaldım zaten.
Evde dört pekinezsiniz. Tanıtsana bize onları?
Aslında benim büyük abim Zozo vardı. O da pekinezdi. Aramızdan ayrılınca yalnız kaldım. Ailem yalnızlığıma dayanamadı ve iki siyah Pekinez geldi evimize. Dişi olanıyla aramızda doğan aşktan dolayı bir çocuğumuz oldu. Onun da adı Limon.
Nerede yatıyorsunuz evde?
Twitter’da bir fenomensin. 50 bine yakın takipçin var. Nasıl başladı?
- Her şey yaklaşık üç yıl önce senarist olan annem çalışırken onun masasının üzerinde gezinmemle başladı. “Yazdığın senaryoyla değil benimle ilgilen” demek için bilgisayarın klavyesi üzerinde yürürken fark etmeden ilk cümlemi yazmıştım: “x*dcw woeı38- ase0eeöç4 şlipki”. O zamanlar daha yavruydum, yazdıklarım pek anlaşılmıyordu. Daha sonraları klavye üzerinde yürürken yazdığım cümleleri geliştirdim. Reklamcı babam da “madem öyle, sana da bir Twitter hesabı açalım bari” dedi ve olaylar gelişti.
Buradan televizyona geçmeyi düşünüyor musun?
- Bir keresinde evden internet üzerinden bağlanarak bir TV programına canlı yayın konuğu olmuştum. Pek sevmedim açıkçası, huysuzlandım. Zaten televizyon, olduğundan üç-dört kilo daha kilolu gösteriyor diyorlar. Dört buçuk kiloyum, iki katı görünmek istemem.
Annen ve babanla ilişkinden bahsetsene biraz...
- Annem genelde evde çalıştığı için tüm günüm onunla geçiyor. Onun uydusu gibi hep çevresinde dolanarak yaşadığımı söyleyebiliriz. Babamsa benim için oyun arkadaşı gibi.
Yeni taşındınız, strese girmişsindir kesin. Yeni eve alışabildin mi?
Feridun sana ismini koyarken Bekir Coşkun üstadın şu meşhur Pako’sundan mı ilham almış?
Evet. Birkaç isim üstünde durdular. En sonunda adımı Bekir Coşkun’un köpeğinden aldım.
Nasıl tanıştınız?
Bozcaada’da, altı kardeşimle beraber sokakta dünyaya geldim. Feridun ve kızı Tuya sahiplendi beni. Yazları Bozcaada’ya gideriz; orada daha mutluyum.
Senin ihtiyaçlarını ve bakımını kim karşılar?
En son Feridun yapar. Yazın ilgilenenim çoktur, anneanne, hala, Tuya falan. Kışın da babaannemiz ilgilenir sağ olsun.
Veterinere Feridun mu götürür seni?