Bazen garip bir his yerleşiyor içime; kulağımda Alacakaranlık Kuşağı’nın müziği çalmaya başlıyor gaipten...
X ile Y kişinin bebekken birbirinden ayrılmış iki kardeş olduğuna, günün birinde birbirlerini boyunlarındaki yarım madalyonlardan ya da ne bileyim, et benlerinden met benlerinden, doğum lekelerinden falan tanıyacaklarına dair bir iman yerleşiyor bünyeye.
Hatta bu durum bazen fena halde abartılı bir boyuta da ulaşabiliyor...
Son zamanlarda Mehmet Gül ile Erman Toroğlu’nun aynı insan olduğunu düşünmeye başladım meselá.
Öyle tek yumurta ikizi filan da değil; düpedüz aynı insan...
Böyle bir tip varmış, belli bir noktadan sonra o bile kendisinden sıkıldığı için, kendine ‘müstear şahsiyet’ yapmış, belli günlerde tebdil-i kimlik dolaşıyormuş.
Gününe göre, kafasına göre takılıyormuş.
Bir şöyle söylüyormuş, bir böyle... (‘Aslında no problem!’ şeklinde.)
Arda Uskan, iki hafta üst üste aynı kişiyle konuşmuş meselá!..
Gülmez miydik yani?
Fena mı olurdu?..
Okuyanlar okumayanlara anlatsın:
Uskan, önceki hafta Mehmet Gül ile röportaj yapmıştı, geçtiğimiz hafta da Erman Toroğlu ile konuştu.
Her ikisi de Irak konusundaki görüşlerini beyan ettiler ki ikisinin düşüncesi birbirinden taban tabana farklı.
Birisi (E.T.) savaşa hayır diyen bütün entellere kıl, topunu PKK’nın faydasına hizmet vermekle itham ediyor.
Diğeri Gelibolu filminden Metal Fırtına kitabına, Erkan Mumcu’nun istifasından Kavgam’ın bestseller olmasına, memlekette olan biten ne varsa, ABD’nin güdümüyle gerçekleştiğini iddia ediyor:
Erman Toroğlu: Bir gün Çiçek Bar’a gittim. Kıbrıs, tezkere konusu filan tartışılıyor. Birden ışıklar söndü. ‘Hayrola?’ dedik. ‘Hoca, bu ‘Savaşa Hayır’ kampanyası’ dediler. 30 bin tane şehit vermişim. ‘Şavaşa Hayır’ kampanyasının bayraktarlığını yapan kimler? Bölücü örgütün işine yarıyor bütün bunlar.
Mehmet Gül: Erkan Mumcu’nun AKP’den istifa ettirilmesi bile, Özal’ın yapamadıklarını tamamlamak, liberalizmi canlandırmak şeklinde bir mantıkla açıklanabilir. Milliyetçilik bu kadar yükselmişken hareket noktası olarak onu almayıp yerine liberalizmi koymanın başka mantığı var mı? Hükümete istediklerini yaptırmak için gözdağı veriyorlar.
Bunun yanında, kendisi böyle bir şey olmadığını söylese de birisinin (İnisiyalleriyle: E.T.) Futbol Federasyonu Başkanlığı’na geleceği rivayet ediliyor, diğeri ‘gerekirse’ MHP’nin başına gelebileceğini söylüyor.
Kesişim kümelerinde ne var derseniz, olan biten ne varsa ‘erkek adam’ zaviyesinden ele almaları, her ikisinin de kendisini en bir vatanperver sanmaları, bir de yani, ‘komikçi’ üslûpları denilebilir.
Bir de işte, benziyorlar...
Onlar yapıyor, ben de yapacağım. ‘Ben benzettim oldu...’ var mı...
İnsan ikisi Irak meselesini tartışırken, odaya dalıp; ‘Durun, siz kardeşsiniz, kardeş bile değil, aynı kişisiniz!’ diye bağırmak istiyor.
Ya da her insan istemiyor olabilir de ben istiyorum işte...