Hükümet, ordu, muhalefet, yargı ve sair, bittabii didişir de didişir.
Kadınlar günüdür; erkekler, dış kapının harici mandalının meskene kahya yazılması tonunda konuşur da konuşur.
Kendi ahlákını ömrü billah sorgulamaya gerek duymadan dizi karakterlerini bile namus meselesi yapan yurdum insanı, ağzı şehvetten şapırdayan bir sahtekár dedikoducudur.
Memlekette her sene, 1600 kadın töre belásına, namus belásına ölüyormuş ne gam; Aliye’nin namusu, esas mevzumuzdur.
Kurtardık, kurtardık...
Kurtaramadık, yerine yeni oyuncu buluruz; namusumuz kurtulur.
Selami Şahin, 14 yaşındayken kendisine "varan" karısını meğersem 22 yıldır her Allah’ın günü dövüyordur.
Olsun varsın, o da kendi çapında aşk şarkıları besteleyen pek peruklu ve pek duyarlı bir "imparator"dur.
Kadın ve Aileden Sorumlu bir devlet bakanın vardır.
Türkiye’de kadınların yüzde 97 oranında şiddete maruz kaldığı şeklindeki istatistiklerin doğru olmadığını açıklarken, "Bizdeki kadına şiddet Avrupa ülkeleriyle aynı orandadır" şeklinde "böbürlenir."
Eksik olmasın, sayesinde evropai şiddete yeni bir anlam yüklenir.
Şu olur, bu olur, piyasa dalgalanır, döviz hareketlenir.
Bu arada, yumurta mı Unakıtan’dan çıkar, Unakıtan mı yumurtadan, asla ve kat’a çözülebilinemez bir bilmecedir.
Hiçbiri yetmezmiş gibi bir de GS, FB’ye yenilir.
Bir gün gelecek, şu hayatın gidişatını anlayacağız diye bekleyeduralım; her sabah bezgin ve öfkeli uyanmaktan öyle yorgunum ki ruhumu bir senatoryuma yatırmak istiyorum yemin ederim.
Lale Müldür der ya hani:
"Hüzün uyandı Melusine. Bunu anladığımda hiçbir şey duymadım. Çevremde olağandışı hiçbir kıpırtı görülmedi. İnsanların düzeninde hiçbir değişiklik olmadı. Ama hüzün uyandı. Bir ağaç kovuğunda olağanüstü güzellikte bir göz görüldü mor ve yeşil. Bir su-bulut geçti. Bir klavsen yağmuru çaldı. Kapılar kendilerine örtüldü. Hüzün uyandı."
Böyle durumlarda bünyeye ne iyi gelir?
Hálden anlar bir dostun muhabbeti?..
Dinlemekten bıkmadığın, jilet attırmayacak ama jiletlik güzel bir şarkı dinlemeli...
Sonracığıma, vaktiyle senin adına da sinirlenmiş, her şeye rağmen umuda prim veren iyi bir şairin içli bir şiiri?..
Ağaçlı denizli, uzuuun bir yol yapmalı...
Hiç tanımadığın bir insana en karanlık ve korkunç sırrını fısıldamalı...
Yan odadaki birine; "Ulan beni bir tek sen anladın ama sen de yanlış anladın" makamından bir mektup yazmalı...
Pencereyi açıp; sokağa "Bi’ susun be!" diye bağırmalı...
Meyveli dondurma yemeli...
Süt içmeli...
Allah muhafaza, suretinden tiksinti duyduğun birilerine rastlarsın diye televizyona hiiiç ilişmemeli...
Sevdiğin ve binbir kez okuduğun kitapların altını çizdiğin yerleriyle ezber tazelemeli...
Ucuz edebiyata düştüm ya, kusura kalmayın.
Esasında durum daha da vahim yani; "sepet sepet yumurta" modundayım.
Acilen altına saklanacak bir battaniye bulmalı.
Ve günlüğe, yapılacak işler babında bir not düşmeli: