Bu ülkenin düzenli aralıklarla nüksettiği için bünyede paranoya yaratan ürpertici hálleri vardır malûm.
Belli aralıklarla ekonomik kriz beklenir, deprem beklenir, darbe beklenir, yeni bir Serdar Ortaç albümü beklenir... Serdar Ortaç her çıkan albümünde öyle böyle değil, çok değiştiğini, eskiden bir dolu şeyi bilmediğini ama artık "olduğunu" iddia eder.
Ve o hep aynı şarkıyı söylermiş gibi yeni şarkılarını söylerken ve şarkılarının apartma olduğu iddia edildiğinde, kendini "E ne yani? Hepi topu yedi tane nota var; şarkı şarkıya tabii ki benzeyecek" diye savunurken (Do’yu "ha ince ha kalın, bildiğin do işte" hesabına tek nota sayıyor sanırım), satışlar yüzünü kara çıkarmaz. O da bir sonraki albümünde yine yepisyeni bir şekle dönüştüğünü ve "işte şimdi artık olduğunu" iddia eder.
Ben Serdar Ortaç kadar durup durup "olan" bir başka sanatçı varsa da bilmiyorum. (Tamam, bir ordu dolusu var da onun kadarrr ol baba olanı diyorum.)
LÜTFEN FENOMEN OLMAYINIZ
Netekim önümüzdeki yazın lay-lom Ortaç albümü Mesafe de huzurlarımızda işte. İki hafta önceki pazar ekinde albüm sayfası için Ezgi’ye (Başaran) ne diyor yine?: "Ben bugün sizce ne yapsam satmayacak? İşte, olmuşum yani. Tarih bana sekiz albüm, üç single, 300 de şarkı yaptırmış. Hangisinde başarısız olmuşum? Hangisi satmamış? Bir tane tokat yememişim halkımdan. Askeri hapishanelere girdim, kumar oynayıp milyon dolarlar kaybettim, yine el üstündeyim. Ben fenomenden başka ne olabilirim ki?"
Anlayacağınız dersimiz Serdar Ortaç’sa, bu seferki "olma" konumuz, "fenomen olma..."
Albüm çıkar çıkmaz yine listelerin tepelerinde kendine yer buldu. Allah dinleyenlerine bağışlasın. Çıkış şarkısının klibi de dönmeye başladı elbet müzik kanallarında. Fenomen Serdar Ortaç da trende uymuş ve kendine onyüzmilyon dansçılı, MTV tadında bir klip çektirmiş. O da mübarek olsun.
Albümün sözleriyle sanırım Reina-Sortie álemlerinde akıp kokan ex manitaya serzenişte bulunulan çıkış şarkısı Sor’ın klibi 50 bin dolara patlamış. Ortaç, dokuz kostüm değiştirmiş. Murat Küçük’ün yönettiği klipte 70 dansçı ve Brezilyalı model Evalisa rol almış. (Bu klipteki dansçılar için "Madonna’nın dansçılarıymış abi" geyiği dönmedi hiç değilse.) Sözler Türkçe olmasa; ha 50 Cent, ha Beyonce, ha Ortaç... Öyle diyor.
BU GERÇEKLE YAŞAMAK
Ben tabii yine de o 70 kişi şöyle kenarda dursun, Ortaç’ın fenomenal figürlerinden gözümü alamıyorum. O boyun kalça koordinasyonu, o elle kafayı yana kaydırtır gibi yapma; fenomenal diyorum, başka bir şey demiyorum.
Sadece bana mı öyle geliyor bilmem, Ortaç’ı sanki Küçük Emrah’tan bile uzun süredir tanıyormuşuz hissine kapılıyorum. Türkiye’nin ilk özel müzik kanalı Kral TV’nin açılmasıyla, o uzun saçlı Karabiber döneminde, VJ Bülent’le birlikte iki ekran Japon’umuzdan biri olarak hayatımıza bir giriş girdi Serdar Ortaç; o günden beri de "Vallahi Jötem" olsun, "Bu devirde kimse şah değil, padişah değil" olsun, aynı notaların üzerine her seferinde ayrı türden "fenomenal" sözler yazarak aynı şarkıyı söyleyip duruyor.
Adam bitmeyen senfoninin vücuda gelmiş háli gibi. Ve kaçmak da mümkün değil. Her yerde: Ekranda, müzik marketlerde, radyolarda, trafikteki otomobillerin teyplerinde... Ahmet Mete Işıkara, "Deprem gerçeğiyle yaşamayı öğrenmemiz gerekir" dememiş miydi? İşte bir müzikal fenomen olan Serdar Ortaç gerçeğiyle de yaşamayı öylesine öğrendik seneler içinde.
Aşkı "çaresizlerin işi" diye tanımlayan, "öküzün bile baksa ilham alacağı" Boğaz’dan aldığı ilhamla şarkılarını beş dakkada tuvalette attıran, başarıyla orgazm olan, başarısına olan inancını da satıştan alan bir adam...
Başarılarının devamını diliyoruz. Bir sonraki albümünde uzayda kara delik filan olacak inşallah. Yaşayacağız, göreceğiz. Samanyoluydu, kainattı, ola ola daha çoook mesafe katedeceğiz; uzun mu uzun yani yolumuz.