Hakkı Devrim’e özel bir notla girelim: Sevgili Hakkı Bey; ruh sağlığınız açısından Hepsi grubunun albümünü dinlememenizi ve hele ki Olmaz Oğlan adlı şarkının klibine rast gelirseniz, gelir gelmez ‘çekirge’nize davranıp, kanal değiştirmenizi öneririm.
Zira asabınızın hırpalanması kuvvetle muhtemel. Şarkının içinde; ‘Ben seni nazlatamam, paslatamam; sen kendine ısmarlan’ benzeri sözler geçiyor.
Bu uyarıyı yaptıktan ve kendimizi iyi kalpli ihbarcı kategorisinden saymak suretiyle oto-torpilimizi geçtikten sonra devam edebiliriz:
Ben bu konuda Hakkı Bey kadar hassas olmadığım, hatta günlük hayatın ‘uydur kaydır’ laflarına sempatiyle baktığım için, Olmaz Oğlan’a bayıldığımı rahatlıkla itiraf edebilirim.
Üstelik Afacan Kızlar, Zırtapoz Oğlanlar modeli ‘proce’ gruplara önyargıyla yaklaşmama, hatta en önden koşan yargıyı geçtiği fotofinişle ispat edilebilecek kadar önnnyargıyla yaklaşan biri olmama rağmen...
Niye bilmiyorum...
Belki de böyle gruplardan arada nadirattan da olsa Robbie Williams, Beyonce Knowles gibi ‘her popa lázım’ tipler çıkabilme ihtimali üzerine pencere pervazımda itinayla yeşerttiğim ümit çiçeğinin verdiği ilham sayesindedir.
Belki de Destiny’s Child’ın pop literatürlerine ‘Bootilicious’ kelimesini sokmuş olmasının yabancı müzik eleştirmenlerinde yarattığı infial bünyeye ilham vermiştir.
Neyse ne; müşkülpesent bünyenin sevesi tuttu zahir...
Böyle gruplar hakikaten hep çok şekerli çikletler şeklinde piyasaya sürülür. Pek çoğu da dişinizin dolgusunu düşürür, tadı uçar, dilinizi zımparalaştırır, lastiğe dönüşür, vs...
Bundan ama, Hepsi’den yani, Allah yanıltmasın, en azından iyi bir vokal çıkar gibi geliyor.
Olmaz Oğlan’ın klibine gelince:
Yabancı müzik kanallarında, R’n’B şarkılarının kliplerinin yayınlandığı saatlerde süratle zaplarsanız, iki kanal arasındaki yedi farkın ayırdına varamayabilir ve hep aynı klibi izliyorsunuz sanrısına kapılabilirsiniz ya, işte o sanrıya bir de yerli klip katılmış bulunuyor.
AB’nin kapılarında iftiharla göğsümüzü kabarttığımız bir döneme yakışır derim: ‘Bizim de nihayet adam gibi dans eden ve sesini kullanan bir ‘girl band’imiz oldu’; şükür...
Az dişimizi sıkalım, yakında Allah’ın izniyle ABD’dekileri aratmayacak bir seri katilimiz de olacak.
Kız var (Hem de dört kişi), dans var (Hem de konservatuvar eğitimli), ses var (Hem de en bi’ gırtlaktan), fırfırlı etekler (Ümit Ünal imzalı) var...
Bir de aradaki sekanslarda samanlık ve atlar (Pony, pardon midilli ebadında) var.
Hepsi, tamamı konservatuvar öğrencisi olan Cemre, Eren, Gülçin ve Yasemin’den oluşuyor.
Klip, albümde beş şarkıya beste ve güftekár olarak imza atmış Mete Özgencil tarafından çekilmiş. Böyleyken böyle...
Hafiften yıvışık bir metin olduysa kusura bakmayın; bu yazıları yazarken hep mevzubahis şarkıyı dinlemek gibi bir tribim var.
Farz edin ki şu anda 12 yaşındayım; öyle yani...
Ama Allah için proceyse, proje gibi proce, o da var yani...