6 Şubat 2012
Burun estetiğinde, kadınlar ve erkeklerin beklentisi farklı. Erkekler burunlarının daha çok boyu-tuyla ilgileniyor. Kadınlar ise boyuttan önce güzel ve doğal görünümlü bir burnu tercih ediyor. Burun, kişinin yüz güzelliğini büyük ölçüde etkileyen bir organ... Burun estetikleri de bu anlamda önem taşıyor.
Burun estetiğinde, kadınlar ve erkekler farklı beklentiler içinde oluyor. Erkekler burunlarının daha çok boyutuyla ilgileniyor. Kadınlar ise güzel görünümlü, doğal bir burnu tercih ediyor. Biz de hastalarımıza bu beklentileri dikkate alarak operasyon yapıyoruz. Burna yapılan estetik ameliyattan sonra yeni şeklin tam anlamıyla oturması altı ay ile bir yıl arasında zaman alıyor.
ÖNCE KENDİNİZE NE İSTEDİĞİNİZİ SORUN
Estetik operasyondan önce en önemli unsur, kişinin ne istediğinden emin olması, kararlılığıdır. Ben de bu nedenle hastaya önce ne istediğini soruyorum. Şeklinden tutun da fonksiyondan, nefes alıp verirken sıkıntı yaşayıp yaşamadığına kadar her detayı sorguluyorum. Ardından ayrıntılı bir muayene yapıyorum. Deviasyon var mı, müdahale gerekiyor mu, burnun dışarıdan kemeri var mı, yüze orantısı nasıl, eğrilik var mı inceliyorum.
Tüm bunların dışında burnun alın ve dudakla açısına, yüz kemikleriyle ilişkisine bakıyorum. Hastanın fotoğraflarını çekiyorum, bunları bilgisayara aktarıyorum. Sonra hastayla birlikte yeniden üzerinde konuşuyoruz.
Bunları yapmaz ve bizden ne istendiğini ameliyattan önce tam olarak anlayamazsak, hasta yapılan işin sonuçlarından memnun kalmayacaktır.
GENİŞ YÜZE KÜÇÜK BURUN UYMAZ
Geniş ve uzun bir yüze küçük burun olmaz. Aynı şekilde ucu çok kaldırılmış, kemeri çok oyulmuş burunlar da yapmayı tercih etmeyiz. Çünkü kalkık burunlar doğal olmayan bir görüntü yaratıyor. Güzel bir burun hem rahat nefes almayı sağlamalı hem de yüzle uyumlu doğal görüntüde olmalıdır.
Burunda yaptığımız işlemler arasında şunlar yer alıyor:
Burun kemerini almak
Burunla alın açısını oluşturmak
Burun ucunda destek azalmışsa ve çökme varsa yukarı kaldırmak
Burun kanatlarını küçültmek
Dudak ve burun arasındaki açıyı düzeltmek
Burun küçükse büyütmek
Bu arada burun içine yönelik girişimlerde artık endoskopiyi daha çok kullanıyoruz. Burnun içini görmek için kullandığımız cihazlar bize daha iyi görüş alanı sağlıyor. Sonuçta hiç ameliyat olmamış gibi bir görünüm doğuyor.
Operasyon sonrası nelere dikkat etmeli
Hastalar ameliyattan bir gün sonra taburcu oluyor ama iki-üç gün kadar da evde dinlenmeleri gerekiyor.
İki-üç ay, burna darbe alınabilecek sporlardan uzak durmak gerekiyor.
İlk iki-üç hafta gözlük yerine lens takılması öneriliyor.
İlk hafta aşırı sıcak, nemli ortamlardan uzak duruluyor.
İlk iki hafta su çekerek burun yıkanabiliyor, burun sıkmadan silinebiliyor.
Hastalardan ameliyat öncesinde sigarayı bırakmalarını istiyoruz. Anesteziden dolayı uyanırken öksürük ve balgam olabilir. Ayrıca sigara kullanımı, yara iyileşme sürecini olumsuz etkiliyor. En azından ameliyat yaraları düzelinceye kadar, iki-üç hafta içmemelerini öneriyoruz.
Yazının Devamını Oku 23 Ocak 2012
Boynun estetik görünümünü olumsuz etkileyen pek çok faktör var.
Bunların başında elbette yerçekimi geliyor. Yerçekiminin etkisiyle oluşan yumuşak doku sarkmasına sıkça rastlanıyor. Onu takip eden ikinci önemli nedense sık sık ve fazla miktarda kilo alıp vermek...
Neyse ki kadınların korkulu rüyası haline gelen bu sorun çözümsüz değil. Günümüzde boyun ve dekolte bölgesinin daha genç ve sağlıklı görünmesi için bazı işlemler yapılabiliyor. İşte en çok başvurulan yöntemler...
BİLİNMESİ GEREKENLER
Bu işlemlerden sonra hastalar ne yapmalı, ne yapmamalı? - Tüm bu işlemlerden sonra hastanın boyun hareketlerini belli bir süre kısıtlıyoruz. Bazılarında ise boyunluk kullanıyoruz. Özellikle de bölgede gerginlik yaratacak boynu yan tarafa doğru çevirme gibi hareketlerden uzak durulmasını istiyoruz.
İz ve ağrı oluyor mu? - Yapılacak işleme göre küçük izler olabilir, ancak bunlar rahatsız edici değildir. Boyun germe ve alt yüz germe birlikte yapılıyorsa, kulak arkasından kulak içine devam eden bir iz oluşabilir. Bu izin önemli bir belirginliği yoktur.
DEKOLTE ESTETİĞİ
Yazının Devamını Oku 9 Ocak 2012
Yeni bir yıla girdik. Kadınlar için yeni yılın anlamı bambaşka. Bu yıl fazla kiloların verileceği bir yıl olmalıdır. Tabii fazla yağlardan Noel Baba sayesinde kurtulmak mümkün değil! Bu dileği ancak doktorlar gerçekleştirebilir. Ama en önemlisi gerçekçi beklentiler içinde olmaktır.
Yeni yıla vücudunuzdaki fazla yağlardan kurtularak başlamak ve aynalarda daha zarif bir yansıma görmek istiyorsanız, size üç öneride bulunabilirim...
1-BESLENME PROGRAMINIZ SİZE ÖZEL OLSUN: Beslenme uzmanlarının verdiği bilgilere göre, aşırı yağlı yiyecekler tüketmek, fast-food tarzı hızlı beslenmek, öğünleri atlamak, hareketsiz yaşamak, spor yapmamak, şişmanlığa neden oluyor. Eğer bu yaşam tarzını yıllarca sürdürürsek vücudumuzda fazla yağ birikiyor. Bu yağlardan kurtulmak için ilk önerim, bir beslenme uzmanı gözetiminde sağlıklı ve dengeli beslenmeyi öğrenmeniz, sizin yaşam tarzınıza, gündelik yaşamınızın stresine uygun bir program uygulamanızdır.
2-SPORDAN KAÇMAK, KİLOLARA YAKALANMAKTIR: “Bu kiloları vücudumda taşımak, yağlara hamallık etmek istemiyorum” diyorsanız, sadece sağlıklı beslenmenin yeterli olmayacağını bilin. O yüzden spor hekimliği branşındaki hekimlerden destek almakta yarar var. Çünkü herkesin ailesel riskleri, fiziği, oksijen yakma kapasitesi birbirinden farklı. Size uygun sporu seçerseniz, ceza gibi görmeden uygulamanız da kolay olur. Yağlardan kurtulacaksanız, size özel spor reçetesi edinmeniz şart.
3- LİPOSUCTION KALICI BİR ÇÖZÜM OLABİLİR Mİ?: Vücut şekillendirme ameliyatlarının başında liposuction gelir. Bu işlemde, vücudun herhangi bir yerindeki fazla görünümlü ve orantısız biçimde yerleşmiş yağ dokusu, minicik bir delik açılarak alınabilir.
Liposuction, liposhaping, liposculpture isimleriyle bilinen işlemlerin hepsi liposuction işlemiyle aynıdır. Liposuction ile ilgili olarak hastalarımızın bize sık sık sorduğu bazı soruları cevaplayarak, daha aydınlatıcı bilgiler vermemiz mümkün olabilir.
Liposuction işlemi, genel veya lokal anestezi ile uygulanmaktadır. Alınması planlanan bölgedeki yağ dokusu fazla ise genel anestezi, azsa lokal anestezi tercih ediyoruz.
Bütün liposuction yöntemlerinde özel bir sıvı hazırlayarak, bölgeye enjekte ediyor ve işlemi daha sonra uyguluyoruz.
Bölgedeki fazla yağ dokusunu yüksek vakumlu aletler yardımıyla, ince kanüller kullanarak alıyoruz.
Alınacak yağ miktarını hastaların genel durumu, vücuttaki yağ oranı, bölgedeki deri elastikiyeti ve deri yaşı göz önüne alarak planlıyoruz. Deri kalitesinin iyi olması ve alınacak yağ miktarı, sonucu direkt olarak etkiliyor. Dolayısıyla, cilt elastikiyeti iyi ve genç olan kişilerde bu işlemleri yapmak daha iyi sonuç verebiliyor.
Tabii burada bahsettiğim hastanın kronolojik yaşı değil, derisinin yaşı... Onu da ancak doktor, muayene sırasında tespit eder.
Liposuction yapılırken içerideki yağın daha kolay alınmasına yardımcı olacak ultrason veya lazer kullanılabilir. Ultrasonic liposuction ile yağlar parçalanarak kolayca alınır. Ultrasonic dalgaların bölgedeki deri yapısının daha çabuk sıkılaşıp toparlanmasına da yararı olmaktadır. Ancak büyük miktarda yağ alınması planlandıysa, bu yöntemi mutlaka klasik liposuction ile birleştirerek uygulamak gerekir.
Lazer ise bölgedeki yağ dokusunu yakıp bir çeşit buhar yaparak bu işlemi yapar. Ancak alınacak miktar yine çok fazla olmayacaktır. Onun için lazer lipoliz yöntemi yanında klasik liposuction beraber kullanılır. Fazla lazer kullanıldığında yağ nekrozu denilen deri altındaki yağın uzun süreli eriyip akması söz konusu olabilir. Bu da bazı hastalarda birkaç ay süren akıntılar ve enfeksiyonlara yol açabilir. Bu problemi önlemek amacıyla laserlipoliz ve klasik liposuction çoğu kez bir arada uygulanır.
OPERASYON SONRASI KORSE GİYİLİR
Yapılan tüm bu işlemlerden sonra hastaya korse giydirilir. 3-6 hafta elbise altına giyilebilen bu korseler kullanılır. Bütün bunların sonucunda kişinin dengeli beslenmesi ve hareket kazanmasıyla devamlılığı olan bir şekillenme oluşacaktır.
Yazının Devamını Oku 26 Aralık 2011
Ergenlik dönemi, kişilerin kendilerini belki de en çok inceledikleri zaman dilimidir.
Yüzdeki sivilce, saçtaki yağlanma, burundaki kemik derken, inceleme seansları ayna karşısında uzun saatler harcamaya neden olur. Kimi aynalara sorar güzel olup olmadığını, kimi anne-babasına, kimi de arkadaşlarına... Yüzün tam ortasında bulunduğu için güzel olup olmadığına ilişkin sorunun ilk öznesi de burun olur...
Bir de burun kemerliyse, büyükse ya da düşükse, bu soruyla bunalıma girildiği bile olabilir! Kişi kendine bu soruyu sorup da cevabından mutsuz oluyorsa, estetik yaptırmaya karar verebilir. Karar aşamasından sonra iş, iyi bir doktor bulmaya gelir. Son yıllarda gerek basının, gerekse internet medyasının katkısıyla merak edilen soruların yanıtlarına daha kolay, daha hızlı ulaşılır oldu. Bu durum burun estetiği operasyonlarının da artmasına yol açtı.
Yıllardır burun estetiği ameliyatları yapan bir cerrah olarak, bu konuda söyleyeceğim çok önemli birkaç nokta var...
HASTALARIN BİLMESİ GEREKEN 5 ÖNEMLİ NOKTA
1- Her “Micro rinoplasti yapıyorum” diyene inanmayın
Yazının Devamını Oku 27 Mart 2011
Yaza doğru form tutma telaşı artıyor. O noktada diyetle birlikte zayıflama cihazları da devreye giriyor. Peki bu cihazlar söylendiği kadar işe yarıyor mu?
Bahar mevsimi, özellikle kadınları “yaza fit bir vücutla girme” konusunda harekete geçirdi. Diyetler başlatıldı, egzersizler artırıldı... Tüm bu çabalara rağmen erimemekte direnen inatçı yağlar içinse zayıflama cihazlarından medet umuluyor.
Ancak kalıcı çözüm için cerrahi yöntemler ve liposuction’ın her zaman daha etkili olduğunu söylemekte yarar var.
Zayıflama amaçlı kullanılan cihazlarla, bölgesel yağlanmaların giderilmesi amaçlansa da, söz konusu cihazların tek başına zayıflatma ve kişiyi inceltme etkisi olduğuna inanmıyorum. Özellikle de evde kullanılabilecek türde basit cihazlarla zayıflamanın mümkün olduğunu düşünmüyorum. Aynı şekilde evde masaj yapma prensibine dayanan cihazların da zayıflatıcı etkisinin olmadığının bilinmesi gerek.
Hastane ortamında kullanılan daha komplike cihazlara gelince... Ultrason dalgalarını kullanan cihazlar, uygun vakalarda kullanıldığında belli ölçüde etkili olabiliyor. Ama bu cihazların kilo fazlası çok olan, diyetine dikkat etmeyen, spor yapma alışkanlığı edinmeyen bireylerde etkili olması pek de mümkün değil.
15 DAKİKALIK BİR UYGULAMA YETMEZ
Hastane ortamında kullanılan söz konusu cihazlar, beslenmesine dikkat eden, sağlıklı beslenmeyi yaşam biçimi haline getiren, düzenli spor yapan, çok kilolu olmayan, sadece belli bölgelerde fazlalıkları olan kişilerde etkili olabilir.
Bu cihazlar hekimler tarafından uygun kişiler üzerinde kullanıldığında, basen ve karın bölgesindeki yağlanmalar, diz içinde ve bacaklardaki yağlanmalar bir ölçüde giderilebilir. Ancak o etki için de sadece 10-15 dakikalık bir uygulama yeterli olmaz.
Yazının Devamını Oku 10 Ocak 2011
Yaş, genetik koşullar, hayat biçimi, beslenme ve stres, kişinin yüzüne yansıyor. Yüz aynen bir ayna gibi yaşamın tüm yorgunluklarının izlerini taşıyor. İşte o noktada devreye estetik işlemler giriyor. Yaşla birlikte, bazen de yaştan tamamen bağımsız olarak (yani genetik koşulların etkisiyle) alında derin çizgilenmeler, düşüklükler, boyun bölgesinde sarkmalar olabiliyor. Derin çizgilerin, düşen kaş kenar yapısının düzeltilmesi için bu bölgelerin gerilmesi gerekiyor.
Bu işlem için herhangi bir yaş sınırı da bulunmuyor. Çünkü bazen gençlerde bile dokuların düşük olduğu bir alın yapısıyla karşı karşıya kalmak söz konusu... O yüzden bazı kişilerde genç yaşlarda alın germe işleminin yapılması, ileri yaşlarda dokuların daha fazla deforme olmasını engelliyor.
ERİYEN VİDALARLA DOKU SABİTLENİYOR
Alın ve şakak bölgesinde, kapalı ameliyat tekniğiyle germe yapabiliyoruz. Endoskopik şakak ya da alın germe işleminde, birkaç küçük delikten girerek kaş kenarlarını ve alnın üst bölümünü geriyoruz.
Bu delikler saç deri sınırının bir santimetre kadar arkasından açılıyor. Üç delik yeterli oluyor.
Buradaki sarkan dokunun gerilerek bir yere sabitlenmesi gerektiğinden, genelde kafadaki kemik yapıya eriyebilen vidalar takılıyor. Bu vidalar dokuyu yukarıda tutmaya yarayarak sarkmanın önüne geçiyor. Bu ameliyatın en önemli detayı ise tespit noktasının iyi yapılması...
Öte yandan, son yıllarda botoks enjeksiyonlarının yaygınlaşmasıyla birlikte alın ve şakak ameliyatlarının sayısında azalma olduğunu söylenebilir. Çünkü botoks, alın germe ve kaş düşüklüğünün giderilmesinde önemli bir rol oynuyor.
BOYUN ÇİZGİLERİ TAMAMEN GEÇMİYOR
Kadınların yüz, alın ve kaş düşüklüğünün yanı sıra şikayetçi oldukları bir başka konu da boyun bölgesindeki yaşlanma... İlerleyen yaşla birmlikte boyunda hem sarkma hem de kırışıklıklar ortaya çıkıyor. İşte o noktada yapılacak germe işleminde, sadece deriyi değil, boyun kasları ve boyundaki yüzeysel mimik kaslarını da germek büyük önem taşıyor.
Bu kasın düşüklüğü, çenenin altında, ön tarafta ince bantların oluşmasına yol açıyor. Buradaki derinin gerilmesiyle genç görünümlü bir boyun yaratmak mümkün olabiliyor.
Ancak burada önemle vurgulamamız gereken bir nokta var: Kadınların en çok şikayetçi oldukları, üstelik çok genç yaşlarda da görülebilecek olan boyunda enine derinleşmiş çizgiler, boyun bölgesine uygulanan estetiklerle geçmez. Enine çizgiler ameliyatla da yok edilemez.
Boyuna olan bant şeklindeki oluşumlar ve dokudaki gevşeklik estetikle ortadan kaldırılabiliyor, enine olan çizgiler ise boyun hareketiyle oluştuklarından ameliyattan sonra da kalıyor ama çizginin görünümü hafifliyor.
AMELİYATA ALTERNATİF BOTOKS
Boyun germede ameliyat tekniğinin dışında botoks uygulamalarını yapıyoruz. Bunu, boynun aşağı doğru sarkmasına yol açan bantlardan kaynaklanan sorunları azaltmak amacıyla uyguluyoruz. Uygun hastaya uygun işlem yapılması, dikine bantların azalmasını, boynun daha gergin olmasını sağlıyor.
ÖNCE SİGARA BIRAKILMALI
Tüm germe ameliyatlarında, üzerinde önemle durulması gereken bir konu da sigara içilmemesi gerekti... Çünkü sigara içen kişilerde iyileşmeyen yaralar ve kötü yara izleri görülüyor. Sigara içmeyenlere yapılan estetik işlemler ise yaklaşık 10 yıllık bir gençleşme sağlıyor. Bu nedenle germe ameliyatlarından önce mutlaka sigaranın bırakılması gerekiyor.
Yazının Devamını Oku 13 Aralık 2010
Yaş, genetik koşullar, hayat biçimi, beslenme ve stres, kişinin yüzüne yansıyor.
Yüz aynen bir ayna gibi yaşamın tüm yorgunluklarının izlerini taşıyor. İşte o noktada devreye estetik işlemler giriyor.
Yaşla birlikte, bazen de genetik koşulların etkisiyle alında derin çizgilenmeler, düşüklükler, boyun bölgesinde sarkmalar olabiliyor. Derin çizgilerin, düşen kaş kenar yapısının düzeltilmesi için bu bölgelerin gerilmesi gerekiyor.
Alın ve şakak bölgesinde, kapalı ameliyat tekniğiyle germe yapabiliyoruz. Endoskopik şakak ya da alın germe işleminde, birkaç küçük delikten girerek kaş kenarlarını ve alnın üst bölümünü geriyoruz.
Bu delikler saç deri sınırının bir santimetre kadar arkasından açılıyor. Üç delik yeterli oluyor.
Buradaki sarkan dokunun gerilerek bir yere sabitlenmesi gerektiğinden, genelde kafadaki kemik yapıya eriyebilen vidalar takılıyor. Bu vidalar dokuyu yukarıda tutmaya yarayarak sarkmanın önüne geçiyor.
Öte yandan, son yıllarda botoks enjeksiyonlarının yaygınlaşmasıyla alın ve şakak ameliyatlarının sayısında azalma oldu-ğu söylenebilir. Çünkü botoksla, alın germe ve kaş düşüklüğünün giderilebiliyor.
Yazının Devamını Oku 6 Aralık 2010
Sigara içmek, fazla güneşte kalmak, aşırı kilo alıp vermek, yüz düşüklüğüne neden oluyor. Yüz düşüklüğünün en etkili tedavisi ise yüz germe ameliyatları...
Yüz germe eskiden 50 yaş ve üzerindeki kişilerin yaptırdığı bir estetik operasyon olarak biliniyordu. Günümüzde ise yüz germeye olan yaklaşım değişti. Artık normalden daha erken yaşlanan, yüzünde sarkmalar meydana gelen ve olduğundan yaşlı görünen herkes yüz germeyle gençliklerine kavuşuyor.
Yüz düşüklüğü durumunda alında ve yanaklarda sarkma, kaşlarda düşme gibi sorunlar ortaya çıkıyor. Dolgu, botoks ve kırışıklık tedavileri, derinin dış yüzeyindeki sorunların çözümlenmesini sağlasa da yüz düşüklüğünün tedavisi ancak yüz germe ameliyatıyla sağlanabiliyor.
ÖNEMLİ OLAN DERİNİN YAŞI
Yüz germede bizim için önemli olan takvim yaşı değil, derinin yaşı. Deri erken yaşlanıyorsa, yüz germe operasyonu 20-30 yıl öne çekilebiliyor. Yani yüz düşüklüğünden kurtulmak için 50-60 yaşına kadar beklemek gerekmiyor.
Ameliyattan önce düşük doz bir genel anestezi veriliyor. Ayrıca germe işleminin yapıldığı yüz bölgesine lokal anestezi uygulanıyor. İşlem yaklaşık üç saat sürüyor.
Yazının Devamını Oku