Bu hastalığın oluş mekanizmasını ve belirtilerini anlattım. Aslında benzer belirtiler gösteren başka hastalıklar da var. Yaşlılığa bağlı titreme (esansiyel tremor), ilerleyici supranükleer felç, multisistem atrofisi gibi tablolar da, benzer belirtiler göstermesine rağmen Parkinson hastalığı değildir.
HASTALIK NASIL İLERLER?
Hastalığın belirtileri çok yavaş başlar. Gelişmesi de çok ağırdır. İlk belirtilerin görülmesinden 2-5 yıl kadar sonra diğer belirtiler de görülmeye başlar. Hastalığın gelişimi ağır olmakla beraber, kişisel farklılıklar nedeniyle ne kadar süre içinde nasıl bir gelişim göstereceğini önceden belirlemek mümkün olamamaktadır.
TEDAVİ
Hastalığı tümüyle ortadan kaldıran bir tedavi henüz yok. Altta yatan etken, beyin hücrelerinin salgıladığı dopaminin eksikliği olduğu için, dopamini tamamlayıcı tedavi hastalarda belirtilerin kaybolmasını sağlamaktadır. Bu ilaçlardan başlıcası Levodopa'dır. Uzun yıllardan beri hastalarda belirtilerin mucizevi olarak kaybolmasını sağlayan bu ilaç tercih edilmektedir. Daha sonra ortaya çıkan birçok ilaç daha, hastanın durumuna göre tedavi seçenekleri sunmaktadır.
Ayrıca beyindeki bazı alanların tahrip edilmesi ya da beyindeki bazı merkezlerin elektriksel yoldan uyarılmasını sağlayan cihazların yerleştirilmesi gibi bazı cerrahi yöntemlerle, dopamin salgısını sağlayacak bazı hücrelerin nakledilmesi gibi uygulamalar da yapılmaktadır.
KİLİTLENMELER GÖRÜLEBİLİR
Levodopa ve benzeri ilaçlar, başlangıçta çok önemli düzelmeler sağlamakla beraber 2-5 yıl kadar sonra ‘‘balayı’’ dönemi sona erer. İlaç artık eskisi kadar uzun süre etki etmeyebilir. Buna bağlı olarak hastanın durumunda dalgalanmalar görülebilir. Hastalarda kilitlenme olarak adlandırılan durumlar da görülebilmektedir. Yürürken, hareket ederken birden, kontağı kapatılmış otomobil gibi, donar kalır. Hasta aynen bir heykel gibi kalır. Bununla beraber istemsiz hareketlerin ortaya çıkması da olabilmektedir. Vücutta dans eder gibi bazı hareketler olabilmektedir.
Tıp, böyle durumlar için de çareler aramaktadır. Kullanılan bazı ilaçlar böyle anlarda hastaların yardımına koşabilmektedir. Örneğin yapılan bir apomorfin iğnesi hastanın, sanki öyle bir şey hiç yaşanmamış gibi, normal hareketlerine dönmesini sağlamaktadır.
BİLİNÇLİ VE KONTROLLÜ YAŞAM
Görüldüğü gibi Parkinson hastalığı ilerleyici bir hastalıktır. Hastanın ve yakın çevresinin hastalığı iyi tanıması, yaşam biçimini buna göre düzenlemesi ve bu konuda uzman bir doktorla sürekli bağlantı içinde içinde kalması önemlidir. Bu sayede normale çok yakın bir yaşam sürdürmek mümkün olabilmektedir.