CUMA günkü yazımda, gazeteci Metin Münir'in geçirdiği kalp krizi sırasında kalbinin durması ve hastanede yeniden çalıştırılarak hayata dönürülmesini sağlayan defibrilatör cihazı konusunda bilgiler vermiştim.
Bu olaydan sonra çoğu kişi, Metin Münir'in 10 yıldır sigarayı bırakmış, sağlığına dikkat ediyor olmasına rağmen kalp krizi geçirmiş olması üzerine, ‘‘Korunsan da krizi önleyemiyorsun’’ diyerek boşvermişlik eğilimleri göstermeye başladı. Metin Münir'i şahsen tanımama rağmen sağlık durumu hakkında kesin bir bilgim olmadığı için özel bir yorum yapmak istemiyorum ama genel olarak belirtmek istediğim, alınan önlemlerin kalp krizi geçirme riskini önemli ölçüde azalttığı şeklinde.
Kalp riskleri açısından değerlendirmede, bardağın dolu tarafından baktığımızda 10 yıldan beri sigara içmiyor olması çok güzel ama, öbür taraftan bakıldığında 48 yaşına kadar sigara içtiğini de dikkate almak gerekiyor.
Kalp krizine de yola açan damar sertliği açısından en önemli risklerden biri, kalıtım. Ailesinde özellikle genç yaşlarda damar sertliği olanlar bu açıdan yüksek riskte oladuğunu bilmeliler. Yüksek tansiyon da önemli risk yaratır. Çoğu kişi 15-16 gibi tansiyonları normal olarak görme eğilimindedir ancak bilinmesi gereken, sistolik yani büyük tansiyon için hedeflenen rakamın 13 olması gereğidir.
Toplam kolesterolün yüksekliği ve faydalı kolesterolün düşüklüğü de risk yaratmaktadır. Eğer bünyesinde yatkınlık varsa, bir kişi beslenmesine ne kadar dikkat ederse etsin, kandaki kolesterol dengesini kuramayabilir.
Kandaki şeker dengesinin bozukluğu da risk yaratır. Şeker hastalığı olan kişilerin bu yönden riskini azaltamak için, perhiz ya da yanına ilaç da katarak, kandaki şeker dengesini normal düzeylerde tutması gerekiyor.
Stres ve mükemmelliyetçi kişilik de risk yaratmaktadır.
Bütün bunların yanı sıra, kandaki homosisteinlerin, demir oranının yüksekliği, hareketsiz yaşamın da aralarında yer aldığı birçok risk faktörü daha var. Bunları bu köşede sık sık ele alıp inceliyorum, bu nedenle çoğunuz da biliyor olmalısınız. Benim yine ara sıra yazdığım, risk yönetimi diye bir kavram var. Kişi tüm riskler açısından değerlendirilmeli ve bunlara göre özel önlemler alınmalıdır. Genel bilgilerden yola çıkarak, kilo vermek, sigara bırakmak, spor yapmak, kırmızı etten uzak durmak, kırmızı şarap içmek gibi önlemler yarar getirse de bazen yeterli olmayabiliyor. Sağlığını gerçek anlamda korumak isteyenlerin risk yönetimi kavramı içinde durumlarının ayrıntılı olarak değerlendirilmesini sağlayıp önlemlerini daha bilinçli olarak almaları gerekir.
Her şeye rağmen unutmayın ki, bütün önlemler, risk oranlarını azaltmaktan öte bir garanti vermeyecektir.