BAŞBAKANIMIZ Sayın Bülent Ecevit'in sağlık raporunda açıklanan kaburga kırığı, muhtemelen düşme sırasında oluşmuş.
Kaburga kırıkları eğer parçalı bir yapıda olup akciğere batma riski göstermiyorsa, tıbben yapılan şey ağrı kesici vererek beklemektir. Zaman içinde kaynayacaktır. Eski yıllarda bu gibi durumlar için flaster bandajı uygulanmaktaydı, ancak sonra bunun önemli bir yararının olmadığı, akciğeri de hareketsizleştirerek pnömoni (zatürree) gibi bazı sorunlara yol açtığı anlaşıldı ve bu uygulamadan vazgeçildi.
Bacağında oluşan tromboflebit hastalığı, toplardamarlardan birinde oluşan iltihaplanmaya bağlı olarak bu damarın tıkanması halidir. Ayakta, bacakta oluşan yaralar, tırnak batmaları gibi haller sonucunda ortaya çıkabilir. Sayın Ecevit'te muhtemelen, kaburgasını da kıran düşme sırasında bacağında oluşan darbe ya da yara sonucunda oluşmuştur. Başlangıç halinde teşhis edildiğinde kolayca tedavi edilebilir. Tromboflebitin ilerlemesinde korkulan şey, burada oluşan bir pıhtının koparak önce kalbe, sonradan da akciğere giderek buradaki damarı tıkayarak akciğer enfarktüsüne yol açmasıdır. Ancak başlangıç halinde ve hastane gözetiminde tedavi altında olduğu için bu açıdan önemli bir durumun olmadığı kanısındayım.
Bence, Sayın Ecevit hastaneden tüm görevlerini rahatlıkla sürdürebilir.
Bu olaydaki sorun, ne olduğu kesin olarak açıklanmayan nörolojik hastalığın Sayın Ecevit'in düşmesini kolaylaştırmasıdır. Düşmeyi kolaylaştırıcı nörolojik sorunları olan hastaların çevresinde düşmesini engelleyecek ya da düşme halinde sakatlanma riskini azaltacak önlemlerin alınması gerekir.
Bir diğer sorun da, bir ülkenin başbakanının günlerce hastalığıyla baş başa evinde kalmasıdır. Böyle konumda olan bir kişinin, üstelik de sağlık sorunu bulunan bir kişinin her gün özel doktoru tarafından kontrol edilmesi gerektiği kanısındayım. Yanlış yorumlara yol açmamak çabası, daha büyük sorunların doğmasına yol açabiliyor. Aklın ve bilimin rehberliğinden ayrılmamak gerekiyor.