Paylaş
Kitap dünden bugüne resmî ve gayrı resmî sanat politikalarının etkisini ve sonucunu irdeliyor.
Görsel sanatlara ilişkin bu çalışma hiç kuşkusuz batılılaşma yürüyüşündeki durakları da ortaya koyuyor.
Çalışmanın bakış açısı nedir?
Sanat tarihçisi ve akademisyen Nilüfer Öndin’in kaleme aldığı kitap 1923 – 1950 yılları arasındaki dönemin politik ve kültürel dinamiklerini analiz ederek Türkiye’nin kültürel evrimine dair önemli bir perspektif sunuyor.
Kitap, Cumhuriyet’in ilk yıllarında gerçekleşen önemli değişimleri ve kültür alanındaki dönüşümleri ele alıyor. Bu dönemin aydınları ile sanatçıları arasındaki dinamik ilişkileri açıklığa kavuşturuyor.
Kültür politikalarının nasıl şekillendiğini ve sanatın toplumsal dönüşümdeki rolünü detaylı bir şekilde inceleyen yazar bu politikanın meydana getirdiği sonuçları değerlendirerek, Türk kültürünün bu süreçteki devinimini çeşitli yönleriyle aydınlatıyor.
Cumhuriyet’in doğuşundan itibaren sanat ve kültürün nasıl şekillendiğini, dönemin önemli sanatçılarına odaklanarak onların eserleri ve politik atmosfer arasındaki etkileşimi ele alıyor.
Prof. Dr. Semra Germaner’in Önsözü kitabın ilk yazısı: “Yazarın titizlikle irdelediği ve belgelere dayanarak ortaya koyduğu yapıt Cumhuriyet’in kuruluş yıllarında ülkemizdeki plastik sanatların, devlet sanat ilişkilerinin oluşum ve gelişim sürecinin berrak bir açılımı ve göstergesi niteliğinde.”
Önsöz ve Giriş’ten sonra bölüm çizelgesi geliyor:
* Kısım 1
- Cumhuriyet Öncesi (1800 – 1923) Kültürel Ortam
- Tanzimat Dönemi
- Meşrutiyet (I-II) Dönemi
* Kısım 2
- Cumhuriyet Dönemi (1923 – 1950) Kültür Politikaları
- Kültür Politikaları ve Dönemselleşme
- Geleneğin tasfiyesi
- Mustafa Kemal Atatürk Dönemi (1923 – 1938)
- Cumhuriyet kadını imgesi
- Misyon yüklenen sanat
- Heykel sanatında ideolojik yaklaşım
- Mimaride üslup arayışları
- Halkevleri
- İsmet İnönü Dönemi (1938 – 1946)
- Köy Enstitüleri
* Kısım 3
- Kültür Politikası ve Resim Sanatı
- Sanatçı Gruplamaları
- Devlet Destekli Sanat
- Devrim İdeolojisi
(Hayalperest Yayınevi)
ÇOCUKLARIMIZ RESSAMLARIMIZI TANIYOR
- Bir Anka Kuşu
Semiha Berksoy
(1910 – 2004)
Yüksek Dramatik Soprano – Primadonna – Ressam – Yazar – Aktris
Semiha Berksoy
Kendi kaleminden yaşamı:
“Ben Semiha Berksoy, 1910 yılında İstanbul’un en güzel semtlerinden biri olan Çengelköy’de doğdum. Babam Ziya Cenap şair, annem Fatma Saime ressam ve heykeltraştı.
1943 yılında evlendim. Kızım Zeliha, 27 Mart’ta Dünya Tiyatro Günü’nde dünyaya geldi. Zeliha da tıpkı benim gibi kendini sanata adadı.
Beni ziyarete gelenlere odamı gösterip, bütün dünya odamın içinde derdim. Bu oda benim son sergim oldu.
Sanat aşkı ile dolu uzun bir ömür yaşadım. 15 Ağustos 2004 yılında doksan dört yaşındayken İstanbul’da hayata gözlerimi yumdum.
Sen de İstanbul Modern Müzesi’ne gidip bazı eserlerimi görmek ister misin?”
Yazan: Feraye Turan Pir
Resimleyen: Helin Kurt
(Hayalperest Çocuk)
Paylaş