Balkanlarda Türk Edebiyatı Tarihi

Prof. Dr. Mustafa İsen ile Prof. Dr. Tuba Durmuş’un hazırladığı ‘Balkanlarda Türk Edebiyatı Tarihi - Başlangıcından Günümüze Kadar’ kitabı bu konuda örnekler ve ayrıntılı bilgi veriyor.

Haberin Devamı

Kısa bir tanıtım notu ile başlayacağım yazıma:

“Balkanlar, coğrafya, tarih ve kültürel birliktelik bakımından Türk ile yakın alakalı bir bölge. Tarihin erken dönemlerinden itibaren burada var olan Türk etkisi zaman zaman dozajını arttırıp eksilterek günümüze kadar devam etti. Bu ilişkiler ağı, beş yüz yıla yakın Türk yönetiminde bulunma, Balkanların bütün yaşantısını tepeden tırnağa değiştirdi. Bütün bunların sonucunda araştırmacılarca Rumeli medeniyeti olarak tanımlanan bir tablo ortaya çıktı. Mimari ve edebiyat öne çıktı. Balkanlarda Türk edebiyatı ilk kez bütüncül bir yaklaşımla ele alınmış ve yine ilk kez bu oranda büyük bir rakama ulaşılmıştır. Balkanlar - edebiyat ilişkisini ortaya koymak aynı zamanda bölgede Türkçe’nin seyrini de izlemek mümkündür. Kitapta 1894 şair ve yazar değerlendirilmiştir.”

Haberin Devamı

Kitabın başındaki Sunuş - Önsöz kitap hakkında yeterli bilgiyi içermektedir.

İçindekilerden bazı seçmeler:

- Giriş: Balkanlar ve Türkler

- Osmanlı Sonrası Balkanlarda Türkçe

- Günümüzde Balkanlarda Türk Edebiyatı 

- Kuzey Makedonya

- Kosova

- Bulgaristan

- Yunanistan

- Romanya

Son dönemlerde Türk yazarları Yunanistan’daki yazar toplantılarına gitmişler, orada kitapları yayınlanmıştır.

Kitabın önemli bir özelliği siyasal gidişatın da edebiyata yansıyışını sergilemesidir.

Gelelim Yunanistan’a...

Günümüzde Yunanistan’daki Türkçe ve Türk kültürü açısından tek canlı kültürel merkez olan Gümülcine bu anlamda zikredilecek olan ikinci şehirdir.

Selanik’e Kitap Fuarı’na gittim, Gümülcine’deki Türk Konsolosluğu’na da uğradım.

1668 baharında Selanik’i ziyaret eden Evliya Çelebi burayı tam bir Türk ve Müslüman şehri olarak tarif eder.

Selanik’te doğan bazı ünlüler:

- Fazlı Necip

- Hıfzı Tevfik Gönensay

- Nâzım Hikmet

- Fuat Ömer Keskinoğlu

- Ahmet Emin Yalman

- Emin Recep Gürel

- Haluk Nihat Pepeyi

- Ali Ulvi Elöve

- Muazzez Tahsin Berkand

- Malik Aksel

- Murat Sertoğlu

Sertoğlu’nun yazıları yurtdışında da ilgi ile okunuyordu. Avusturya’da elçilikte ona rastlamış konuşmuştum.

- Münevver Ayaşlı

- Cahit Uçuk

- Yunanistan’da Türk Edebiyatı Türkiye sınırları dışında önemli bir ülkeyi gündeme getirmektedir.

Haberin Devamı

- Bulgaristan’da Türk Edebiyatı

- Makedonya’da Türk Edebiyatı

Ohri’ye gittim. Altın Çelenk Şiir Ödülü’nde Türk şiiri üzerine bildiri okudum.

Dostum Necati Zekeriya ile buluştum. Oradaki genç şairlerle tanıştım. Daha önceki yıllarda da Fazıl Hüsnü Dağlarca o ödülü almıştı. Kitabında da benim yazdığım Tek Başına Bir Okul Fazıl Hüsnü Dağarca çıkmıştı.

Tito sonrası siyasal belirsizliğin ilk günleriydi.

Diğer Bölüm Başlıkları:

- Bosna – Hersek’te Türk Edebiyatı

- Kosova’da Türk Edebiyatı

- Sırbistan’da Türk Edebiyatı

- Arnavutluk’ta Türk Edebiyatı

- Romanya’da Türk Edebiyatı

- Macaristan’da Türk Edebiyatı

- Karadağ’da Türk Edebiyatı

Sonuç bölümünü mutlaka okuyun.

Haberin Devamı

Kitaplığınızda bulunması gerekli bir kitap.

(Türkiye Maarif Yayınları)

ATATÜRK VE ARKEOLOJİ

Arkeoloji çalışmalarının tarihi, Cumhuriyet’in kültür tarihi içinde önemli bir yer kaplar.

Töre Sivrioğlu’nun ‘Atatürk ve Arkeoloji – Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Bir Disiplin Evrimi’ kitabı bu açıdan önem kazanıyor.

Osmanlı İmparatorluğu topraklarında, dünyada eşi benzeri görülmemiş, çok büyük bir tarihi miras yatıyordu. Bilhassa arkeolojik kalıntı açısından dünyanın en zengin topraklarına sahiptik. En eski dört nehir uygarlığından Mezopotamya ve Mısır, Helen uygarlığının merkezleri, Suriye, Küçük Asya ve tek başına bir arkeolojik cennet sayılabilecek Filistin, Osmanlı egemenliğindeydi. Bunun herkes farkındaydı; İngiliz arkeologlar, Alman arkeologlar, Amerikalı arkeologlar. Peki Osmanlı Hükümeti? Onlar farkında mıydı?

Haberin Devamı

Arkeolog Dr. Ulaş Töre Sivrioğlu, Atatürk ve Arkeoloji eserinde bizi önce Osmanlı topraklarında tarihi bir gezintiye çıkarıyor, sonra elimiz kolumuz bağlı bir şekilde, kültürel mirasımızın önemli bir kısmının dünyanın seçkin müzelerine olan yolculuklarını izliyoruz. Batı ülkeleri için nasıl bir ‘açık büfe’ye dönüştüğümüzü okuyoruz satır satır... Sonra, Mustafa Kemal Atatürk geliyor ve tüm mirasımızın izini yeniden sürmeye başlıyor.

Elinizdeki kitap, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk’ün kültürel mirasımızı nasıl koruma altına alıp yücelttiğinin ve Türkiye’de arkeoloji biliminin temellerinin nasıl atıldığının hikâyesi.

Bölüm Başlıkları:

Haberin Devamı

- Birinci Bölüm: Osmanlı Mirası

- İkinci Bölüm: Cumhuriyetin İlk Yedi Yılı (1923 – 1930)

- Üçüncü Bölüm: Tarih Tezi ve Arkeolojiye Etkisi

- Dördüncü Bölüm: Perde Arası: Mülteci Alman Arkeologlar

- Beşinci Bölüm: Atatürk Döneminde Saha Çalışmaları

- Sonsöz: Arkeolojik Mirasın Sahiplenilmesi İçin Ulusal Seferberlik

(Epsilon Yayınevi)

Yazarın Tüm Yazıları