Doğan Hızlan

Beethoven’ı dinleyerek okumak

4 Ekim 2020
Gerek sanatçıların gerek edebiyatçıların yuvarlak yıldönümlerinde onların yapıtlarına, kitaplarına odaklanırım.

Ludvig van Beethoven’ın doğumunun 250. yılında (1770-1827) da Türk ve yabancı icracıların, orkestraların farklı yorumlarını dinlerken bir yandan da onlar üzerine yazılmış kitapları okurum.



Gerçi iyi müzik dinleyicilerinin pek tercih etmediği bir tutumdur. Nadir Nadi, müziğin bir eşlik aracı olmadığı konusunda bizi uyarırdı.

Bu yıl üç Türk piyanistinden Beethoven’ı dinledim:

İdil Biret

Yazının Devamını Oku

‘Hanım hanımcık’ bir dedektif’

3 Ekim 2020
Yaprak Öz’ün yeni kitabındaki ‘amatör dedektif’ Yıldız Alatan sıradan ve alçakgönüllü bir karakter. Eski polisiyelerin anlı şanlı dedektiflerinden değil. Ancak yazar gizem kavramını öyle bir kullanıyor ki ‘Ne yapacak acaba?’ diye o anı bekliyorsunuz.

Son yıllarda polisiye romanlarıyla parlayan Yaprak Öz aynı zamanda uluslararası çapta tanınan bir şair. Polisiye romanların anlı şanlı dedektiflerinin yerini sıradan, alçakgönüllü dedektifler aldı. Yaprak Öz’ün dedektifi Yıldız Alatan da böyle. ‘Villa Şakayık’ kitabının başında bakın ne yazılı? ‘Bir Yıldız Alatan Macerası’.

Dedektifimizin kendini tanıtan yazının sunumu ilgimi çekti: “Beyaz üzerine siyah puanlı krepdöşin kumaştan askılı elbise ve kısa kollu ceket.”

Bize Agatha Christie’nin Miss Marple’ını hatırlanan dedektifimizin kendi kaleminden biyografisi de şöyle:

“Bendeniz Yıldız Alatan. Usta bir terzi ve dört dörtlük bir ev kadınıyım. Zonguldak’ta yaşıyorum ve Ereğli Kömür İşletmeleri Kozlu Ocağı Başmühendislerinden Ziya Alatan’ın eşiyim. Aynı zamanda amatör bir dedektifim ve maceralarımı yazıyorum.

Pek amatör sayılmam gerçi: 1979 yılında Zonguldak’ta işlenen korkunç cinayetleri çözdüm ne de olsa.”

Villa Şakayık - Bir Yıldız Alatan Macerası
Yaprak Öz

Yazının Devamını Oku

Kitap her yerde okunmalı

1 Ekim 2020
Umut Erdem’in haberi. Türk Kütüphaneciler Derneği Başkanı Ali Fuat Kartal, “Eğer kitap okuma cezasını bir cezai müeyyide olarak kullanacaksak, bu olumlu anlamda kullanılmalı” demiş.

Daha önce de yargıçlar bu cezayı uygulamışlardı. Bir tür hizmet olarak baktıkları için.

Kitap okumayı bir zevke dönüştürmek için bazı çalışmalar yapılmalı.

Önce imkânı olan aileler evde bir kütüphane kurmalı, çocuk küçük yaştan itibaren kitapla ilişki kurabilir. Hatta onun odasına bir küçük kitaplık koymalı ve birlikte seçtikleri kitabı yavaş yavaş raflara yerleştirmeli.

Bu olanağı olmayan ailelerin çocukları için de birçok ilçede, mahallede kitaplık kurmalı.

Bugün işlerinde zirveye çıkmış birçok insan, büyük şehirlerde değil Anadolu’nun herhangi bir kentindeki kütüphanelerde okudukları kitabın gelişmelerindeki yerini anlatır.

Çok yazdım, yüzlerce kişinin yaşadığı sitelerde kütüphane binası yapmıyorlar. Sitede yaşayan birçok kişi okudukları kitapları buraya verir. Çocuklar temel kitapları burada bulmalılar, siteyi yapan müteahhidin anlaşmasına bu maddeyi koymalı.

Kitap fuarlarının okuma yaygınlığının sağlanması konusundaki işlevini anımsatmalıyım. Çocuk burada kitap seçmesini öğrenir. Ziyaretçiler de ona bu duyguyu aşılarlar. Arkadaşları okudukça onlara özenirler.

Biz okuyan bir kuşak olarak, birbirimizle kitap okumada, almada yarışırdık. Yüzeysel bilgileri internette bulabiliyoruz ama ayrıntıyı ancak kitaplardan edinebiliriz.

Yazının Devamını Oku

Yedikule’de İdil Biret ve Çaykovski’nin topu

29 Eylül 2020
Erkan Aktuğ’un ‘Yedikule Hisarı yeniden canlanıyor’ haberini okuyunca, tarihi mekânların özellikle kültüre, kültür turizmine kazandırılması açısından çok sevindim.

Fatih Belediye Başkanı M. Ergün Turan, “Hisar aşama aşama ziyarete açılacak, restorasyon çalışmaları ziyaretçiler tarafından gözlemlenebilecek” diyor.

Mimar İhsan Sarı da restorasyon konusunda bilgi vermiş.

Yedikule Hisarı’nı çok gezdim. Ayrıca oranın müzik tarihimizde, edebiyat tarihimizde de ve benim için özel bir yeri var.

7 Ekim’de de bir çalıştay düzenlenecekmiş.

Yıllar önce iyi piyanist İdil Biret, Hisar’da bir konser vermiş, sekiz bin dinleyici gelmişti.

15  Eylül 2001’de Saim Akçıl yönetimindeki Tekfen Karadeniz Filarmoni Orkestrası eşliğinde Rahmaninov’un 2. Piyano Konçertosu’nu çalmıştı.

Saat 19.00’da başlayan programın bir özelliği vardı,

Yazının Devamını Oku

Sesin arkasındaki Zeki Müren

27 Eylül 2020
Zeki Müren’i önce sahnede, sonra da Antalya’da Derya Motel’de tanıdım.

Hürriyet’in bir toplantısı için Antalya’daydım.

Akşamüstleri moteldeki odasına gelir beni de çaya davet ederdi.

Günbatımında, bir türkünün dizesini tekrarlardı:

“Bir dost bulamadım gün akşam oldu”.

Zeki Müren’in ilgi toplamasının sırrı müzikle görselliği birleştirmesindeydi.

Nice sanatçı, gazino sahipleriyle yargıya düşmüştür.

Maksim Gazinosu’nda Hürriyet çalışanlarına özel olarak düzenlenen bir gecede Fahrettin Aslan onu şöyle anlatmıştı bana:

“Doğan Bey, Zeki Müren’in hiç hakkı yenmedi mi, hukuki haksızlık yapılmadı mı, ama onu mahkeme kapılarında kimse görmedi”.

Yazının Devamını Oku

Selçuk Baran’ı keşfetme fırsatı

26 Eylül 2020
Yazarın iki kitabı, ‘Yelkovan Yokuşu’ ve ‘Tortu’nun yeni basımları yapıldı. Okuyunca fark edeceksiniz, Baran’ın öyküleri günlük yaşamın duyarlılığını, küçük ayrıntıların hayatımızı nasıl belirlediğini sadelikle yansıtıyor.

Bazı iyi yazarlar vardır ki seçkin okurların dışında geniş okur kitlesine ulaşmaz. Selçuk Baran da bu yazarlardan biri.

İki kitabının yeni baskıları yapıldı. İkisinin de arka kapak yazısı bir gerçeği vurguluyor: “Yalnızlık ve mutsuzluk dolu öykülerinde düşsel, şiirli bir hava yaratmakta başarı gösterdiği kabul edilen Selçuk Baran, Behçet Necatigil’den Vedat Günyol’a, Füsun Akatlı’dan Selim İleri’ye, Hulki Aktunç’tan İbrahim Yıldırım’a, İnci Aral’dan Behçet Çelik’e pek çok yazarın övgüyle üstünde durduğu ancak günümüz okuru tarafından daha fazla keşfedilmeyi bekleyen bir yazar...”

Mutlaka okunacak öyküler...

Bu kitaplarda hangi öyküleri yer alıyor:
‘Yelkovan Yokuşu’nda aynı adı taşıyan öyküyle beraber: ‘Değirmen’, ‘Bozacıda’, ‘Öğle Saatleri’, ‘Rose Bonbon’, ‘Bakırçalığı’ ve ‘Eğrelti Yeşili’.

‘Öğle Saatleri’ Baran’ın kıyıda köşede kalmış insanların ruh dünyasını, insan ilişkilerini sergileyen öyküsü.

Öğle saati yemeğe çıkış saatidir, Nuriye mis gibi kokan yemeklere para verecek durumda değil, evden getiriyor.

Baran’ın öyküleri günlük yaşamın duyarlılığını, küçük ayrıntıların nasıl hayatımızı belirlediğini yansıtıyor.

Yazının Devamını Oku

Baksı Vakfı’ndan ‘Anadolu Ödülleri’

22 Eylül 2020
Baskı Kültür Sanat Vakfı’nın Anadolu’nun ortak kimliğine katkıda bulunan üretimlere dikkat çekmek amacıyla hayata geçirdiği Anadolu Ödülleri’ne başvurular 10 Ekim’e kadar devam ediyor. Ödüller Müzecilik, Süreli Etkinlikler, Gösteri Sanatları, Arkeoloji ve Restorasyon olmak üzere toplam 5 ayrı dalda verilecek.

Ödüller Anadolu’da, kıraç bir tepenin üzerinde geleneği gelecekle buluşturan Baksı Kültür Sanat Vakfı’nın, benzer projelerin çoğalmasını ve daha da gelişmesini desteklemek amacıyla düzenlendi.

Anadolu’nun kültürel mirasından ve yaratıcılığından beslenen, onun ortak kimliğini vurgulayan bireysel ve kurumsal projeleri gündeme getirmeyi, onurlandırmayı ve cesaretlendirmeyi amaçladıklarını belirten Baksı Kültür Sanat Vakfı’nın ve Baksı Müzesi’nin kurucusu Prof. Dr. Hüsamettin Koçan ödüller üzerine şunları söylüyor:

“Anadolu’nun farklı köşelerinden ne kadar çok proje başvurursa, ödüller o kadar amacına ulaşacak. Ödüllere gösterilen ilgiden ve başvurulardan çok memnunuz. Son 1 ayda başvurulara yenilerinin de ekleneceğine inanıyor; bu toprakların kültürel birikimine katkı sağlamış tüm projeleri başvuruda bulunmaya çağırıyoruz.”

Ödüllerin seçici kurulunda kimler var:

Prof. Dr. Ali Akay

Prof. Dr. Esra Aliçavuşoğlu

Prof. Dr. Nurhan Atasoy

Nezih Başgelen

Yazının Devamını Oku

Hümeyra’yı dinlerken

20 Eylül 2020
Hümeyra’yı uzunçalardan dinliyorum.

Kapaktaki yazı:

‘Türk Pop Tarihi / Eski 45’likler’

Bir anımı aktarayım.



Bir yurtdışı seyahatine çıkacağımı söylediğimde arkadaşımız

Yazının Devamını Oku