Sosyal medyada yakaladığı şöhreti kısa sürede sınırları aşan Ekin Beril’in müzikkariyerindeki yükselişi, kendi şarkılarından oluşan “Zaman” isimli EP ile devam ediyor.
Ağustos ayında Freddie Mercury’nin hayatının anlatıldığı sinema filmi “Bohemian Rhapsody”nin tanıtım korosunda yer alan genç şarkıcı, çocukluktan beri hayranı olduğu dünyaca ünlü Radiohead grubunun solisti Thom Yorke ile mikrofon başına geçmenin hayalini kuruyor. Geçen günlerde IF Performance Hall’de Ankaralı hayranlarının karşısına çıkan Ekin Beril’le, konser öncesi konuştuk.
* Seni cover’larınla tanıdık, şimdi kendi şarkılarınla dinleyici karşısındasın. Hangisi daha zordu?
Cover yaparken, bir şarkıyı olabildiğince kendi tarzınıza evriltmeye çalışıyor ve yeniden düzenliyorsunuz. Şarkının söz ve müziği belli olduğundan, belli ölçüde değişiklik yapabilirsiniz. Bu da insanı bir bakıma kısıtlıyor. Beste yaparken ise sıfırdan bir fikir, tasarım yaratıyorsunuz. Sizi sınırlayan hiçbir dinamik olmadığından kendi sınırlarınızı kendiniz yaratmanız gerekiyor.
* Bu yıl Oscar ödüllerinin en büyük adaylarından biri olarak gösterilen ‘Bohemian Rhapsody’ filminin tanıtım korosuna dahil oldun. Yaşadığın bu tecrübeden bahseder misin? Seni nasıl keşfedip, sana nasıl ulaştılar ?
20th Century Fox’un Türkiye distribütörü olan TME Filmleri bana ulaştı. Eleme yapılarak bir kadro kuruldu. Türkiye’yi temsil etmek üzere ben seçildim. Birçok dünyaca ünlü sanatçının hit parçalarını kaydettiği Metropolis Stüdyoları’nda Queen şarkılarını kaydettik. Ertesi gün Holborn Stüdyoları’nda klip çekimi yaptık. Unutulmaz bir deneyimdi.
BİRAZ UTANGAÇ BİRİYİM
Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP), 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde bir kez daha Yenimahalle’den aday gösterdiği mevcut belediye başkanı Fethi Yaşar, projelerini Hürriyet Ankara’ya anlattı. Belediye başkanlarının rozetsiz olması gerektiğine değinen Yaşar, “Belediyecilik hizmet yapma yeridir, siyaset yapma yeri değil” dedi. Bu dönem daha başarılı bir çalışmayla daha çok iş ürettiklerini aktaran Yaşar, “2009-2014 arası yaptığımız işin iki katını yaptık. Bu seçimde herkesten oy alacağım, oy hedefim en yüzde 60. Diğer adaylar hakkında, seçim öncesi ve sonrası olumsuz hiçbir şey söylemem” diye konuştu. Başkan Yaşar birkaç projesiyle ilgili şu bilgileri verdi:
GECEKONDUYU TARİHE GÖMECEĞİZ
“Her şeyden önce gecekonduyu Yenimahalle’de bitireceğiz. Yamaçevler Projesi ile bin 350 gecekondunun 600’ü yıkıldı. Kalanını da yıkıyoruz. Gecekonduyu tarihe gömeceğiz. Bir kentsel dönüşüm nasıl olmalı. Yeşil alanıyla, yollarıyla, kaldırımıyla, sosyal donatı alanlarıyla örnek gösterilecek. Yeni dönemde de bir kentin olmazsa olmazı projeler var.
ALZHEIMER MERKEZİ YAPACAĞIZ
Alzheimer Merkezi yapacağız, Ankara’da başka yok. Bu merkezde destekleyici özel eğitim ve aktivite servisi, fizyoterapi-rehabilitasyon servisi, sosyal hizmetler bölümü, hobi-sanat aktiviteleri ile müzik salonu da bulunacak. Yaşlılarımıza özel bir alan bulunacak. Alzheimer hastası olan vatandaşımız, gündüz bize misafir olarak bırakılacak, akşamda evine gidecek. Bunun yanında ayrı bir Yaşlı Yaşam Merkezi de yapacağız, planlar projeler hazır. Yenimahalle’de eğitimin kalitesini yükseltmek için hem eğitmenlere hem öğrencilere eğitim vereceğimiz Eğitim Akademisi yapacağız. Konservatuvar projemiz de hazır, yeni dönemde mutlaka bu projeyi de hayata geçireceğiz.
YENİMAHALLE’YE BİR BÜTÜN OLARAK BAKTIK
Eryaman Ata Mahallesi’nde Yenimahalle, Sincan ve Etimesgut’a bağlı bölgeler var. Gidin bakın ikisine, birde Yenimahalle’ye bakın, farkı göreceksiniz. Biz bütün mahallelerimize eşit davrandık. Yenimahalle’ye bir bütün baktık. Her mahalle eşit olsun istedik. Herkes ilçe belediyesinden alması gereken hizmeti alsın istedik.”
Türkiye Verimlilik Vakfı tarafından ATO Congresium’da düzenlenen Verimlilik ve Teknoloji Fuarı, başta savunma sanayi olmak üzere sanayi, eğitim, enerji, tarım, iletişim, ulaşım ve sağlık sektörlerinden önemli firmalarını üç gün boyunca Ankara’da bir araya getirdi. Cumu günü açılışı yapılan ve dün sona eren fuarda Ankara Ticaret Odası (ATO) da stant kurdu. ATO Verimlilik Raporu’nun tanıtımının yapıldığı stantta Hürriyet Ankara’ya konuşan ATO Başkanı Gürsel Baran, hazırladıkları raporun detaylarını şöyle anlattı:
DİREKT UÇUŞSUZ SAĞLIK TURİZMİ OLMAZ
“Hazırladığımız verimlilik raporu, Ankara’nın geleceği ile ilgili. En güncel çalışmamız şu anda, yurt dışından direkt uçuşlar. Konu verimlilik olunca, önceliğimiz sağlık turizmi. Sağlık turizmi için insanlar aktarmalı uçuşla gelmez. Biz gerçekten yurt dışı uçuşlarla ilgili iyi bir noktaya geldik ama iki hatta daha ihtiyacımız var. Biri Çin, biri de Amerika. Ayrıca; savunma sanayisinin, sağlığın merkezi Ankara. Özellikle termal anlamda Ankara, Türkiye’nin en kıymetli yerlerinden bir tanesi.
ROMA HAMAMI’NI GÖRMEYE 5-6 KİŞİ GELİYOR
Türkiye’nin geleceğinin verimliliği Ankara’dan geçiyor. ‘Ankara’ya Birgün Yetmez’ adıyla bir gezi düzenledik. Örneğin Roma Hamamı, dünyanın önemli bir başkentinde, bir Avrupa şehrinde olsa, günde herhalde binlerce kişi ziyaret eder. Roma Hamamı ziyaretimizin sonunda görevliye “günde kaç kişi geliyor” diye sordum. Gelen sayı 5-6. Kapatmışız, örtmüşüz, tanıtmıyoruz, anlatmıyoruz, kendimiz bilmiyoruz. Bunların tamamını çıkardık, çalışma yapacağız. İnşallah biz bunlarla ilgili farkındalık yaratmak istiyoruz.
ÇÖZÜM ÖNERİLERİYLE BAKANLIKLARA SUNDUK
Görev süremizce ziyaret ettiğimiz her bakanlığa dosyalarımızı götürdük. Ankara ticaretiyle ilgili konuların bakanlığa iletilmesinde aracı olmaya çalıştık. Komitelerimizden gelen sorunların tamamını çözüm önerileriyle beraber bakanlarımıza ilettik. Fuarın haberini alınca konuyla ilgili bir kitapçık hazırladık. Verimlilik raporundaki bilgileri bakanlarımızla paylaştık. Turizm Bakanımıza Ankara’nın turizmiyle igili yaptıklarımızı paylaşık, Sanayi Bakanımızla dijitallşemeden elde ettiğimiz başarıyı ve bütün hepsinden elde ettiğimiz verimliliği konuştuk.”
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Ankara’da devam eden kentsel dönüşüm ve rekreasyon çalışmalarını Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Tuna ve Mamak Belediye Başkanı Mesut Akgül ile beraber yerinde inceledi. Mamak, Pursaklar ve Gölbaşı’nda devam eden projeleri ziyaret edip yetkililerden bilgi alan Kurum, Kanal Ankara proje sahasında şu açıklamaları yaptı:
3 MİLYON METREKARELİK ALAN
“Kanal Ankara Projesi ile Kanal İstanbul’un alternatifini burada gerçekleştiriyor olacağız. Burası yaklaşık 10 kilometrelik bir alan. Toplamda 3 milyon metrekareyi içeriyor. Bu alanların içerisinde koşu alanları, bisiklet yolları hepsi olacak ve Ankaralımıza kazandıracağımız çok büyük bir proje olacak. Ankara’da birçok millet bahçesi projemiz var. Ancak bu bölgede yapacağımız Vadi Ankara Projesi de gerçekten bölgeye ve Ankara’ya değer katacak.
MAMAK’TA 2 BİN 500 KONUT
İlk etapta Yeni Mamak bölgesinde bin adet konut üretimi yapacağız, kentsel dönüşümdeki hak sahiplerine verilmek üzere. TOKİ bu konutları yapacak ve çok kısa zamanda da inşaatlarına başlayıp hak sahiplerine teslim edecek. Mamak bölgesinde inşaasını bitirdiğimiz Altıağaç-Karaağaç bölgesinde de bin 500 konutu da yine hak sahiplerine verilmek üzere Büyükşehir Belediyemizle bir protokol imzalayacağız. İsteyen hak sahipleri talep etmeleri halinde haklardan faydalanabilecek.”
15-20 KATLI BİNALAR İSTEMİYORUZ
Bakan Kurum, bir soru üzerine ülke genelindeki kentsel dönüşüm projeleriyle ilgili yeni bir strateji çizdiklerini kaydetti. Kurum, “Sadece Ankara’da değil şunu net ifade edelim. Tüm Türkiye’de kentsel dönüşümle ilgili bir strateji çizdik. İnşallah ay sonuna kadar bu stratejiyi tamamlayıp yayınlayacağız. Hiç bir yerde biz gecekonduların yerine 15-20 katlı bina istemiyoruz ve bunun yapılmasına da müsaade etmeyeceğiz.. Sayın Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği gibi bizim milli kültürümüzü örf adetlerimizi yansıtan mahalle ölçeğinde az katlı projeler gerçekleştireceğiz. Bu projeler mimari olarak da kültürümüzü yansıtan projeler olacak. Bunun ilk örneğini yine Mamak’ta gerçekleştiriyor olacağız. Tüm Türkiye’de yapacağımız projeler 4-5 kat, yeni alanlarda mevcutta bir yapılaşma söz konusuysa 7-8 katı geçmeyecek şekilde bir düzenleme yapacağız. Bunun dışındaki kentsel dönüşüme izin vermeyeceğiz” açıklamasını yaptı.
Türkiye’nin ilk kadın DJ duo grubu olan ‘Cielo’ müzik yolculuğuna hız kesmeden devam ediyor. Gastronomi-mutfak sanatları mezunu Nancy İpekoğlu ile iç mimar Simay Hepgüldal’ın müzik tutkusuyla hayata geçirdiği ‘Cielo’, dünyanın önde gelen kulüplerinde ve müzik festivallerinde sahne alıyor. Müzik tutkusu uğruna restoranını kapatan Nancy ve inşaat firmasındaki iç mimarlık görevinden ayrılan Simay; Amerika, Fransa, Almanya, Avusturalya, Lisbon ve İsrail başta olmak üzere birçok ülkede sahne alıyor. Bu haftaki durağı Ankara 6:45 KK sahnesi olan güzel DJ’lerle, Cielo’nun hikâyesini ve elektronik müziği konuştuk:
ORTAK NOKTAMIZ MÜZİK
- Cielo’nun bir araya gelme fikri nasıl oluştu?
Üniversitede okurken tanıştık, o yıllardan beri onlarca ülke ve festival gezerek dünya müziğini tanımaya çalışıyorduk. Müzik tutkumuz bizi aynı noktada birleştirdi, prodüksiyon eğitimi aldık, kurslara gittik.
- Cielo ismi İspanyolca gökyüzü anlamına geliyor, bu ismi tercih etmeniz de özel bir sebep var mı?
Tuna, dün sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “Melih Gökçek’i suçlamak ve karalamak niyetiyle söz söylemedim. Kimseyi hırsızlıkla suçlamadım. Hafriyat gelirleri dönem dönem artış ve azalış gösterebilir. Bu rakamlar Melih Bey’in de belirttiği gibi değişkendir” ifadelerini kullandı. Tuna’nın paylaşımlarında şu cümleler yer aldı:
SPONTANE CEVAP
“Geçtiğimiz günlerde A Haber’de Ankara Temsilcisi Sayın Murat Akgün ile özel röportaj programında birçok soruyu yanıtladık. Fakat programdaki bir soru ve yanıt polemik haline getirildi. Verdiğim cevap spontane gelişti. Melih Gökçek’i suçlamak ve karalamak niyeti ile bir söz söylemedim.
Konu bazı çevrelerce Sayın Melih Gökçek’e karşı bir algı oluşturmaya doğru yöneldi. Herkesin bilmesini isterim ki, ben kimseyi hırsızlıkla suçlamadım; suçlayamam da. Hafriyat gelirleri dönem dönem artış-azalış gösterebilir. Yıldan yıla da farklılık gösterebilir. İnşaat sezonunun ivmesine göre de bu tür gelirler değişkendir.
Aselsan, Havelsan, Roketsan, SSM, Nurol Makina, BMC ve Otokar gibi Ankara merkezli firmalar fuarın öne çıkan yerli üreticileri oldu. Türk firmaların ürettiği ürettiği silahlı askeri araçlar, güdümlü füzeler ve siber güvenlik çözümler, uluslarası sanayi temsilcilerinden takdir topladı. Milli Savunma Bakan Yardımcısı Şuay Alpay, fuarda yabancı resmi heyetler ve savunma sanayi şirketleriyle temaslarda bulundu. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Alpay, 6 milyar dolarlık üretim hacmine ulaşan Türk savunma sanayinin yeni teknolojileri transfer etmek ve yeni iş birlikleri sağlamak için çalışmalarını sürdürdüğünü belirtti. Alpay özetle şunları söyledi:
ORTAK ÇALIŞMA, YERLİ İMZA
“Yabancı yatırımla ortak teknoloji ve ürün geliştirme yollarını kullanmalıyız. Sadece kısıtlama istemiyoruz, fikri mülkiyet hakları bizde olsun, tasarımda Türk mühendisleri çalışsın ve Türkiye’de üretilsin istiyoruz. Türkiye savunma sanayisi alanında bir başarı hikayesi yakalamış durumda. Yeni teknolojileri transfer etmeye çalışıyoruz ve yeni iş birlikleri arıyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bizzat bu işlerin arkasında durmasıyla oldu bunlar. Yoksa herkes bir yanından çeker, hiçbir proje ürüne dönüşemezdi.”
JAPON DEVİNDEN ORTAKLIK TEKLİFİ
Türkiye’de SGK’nın kullandığı avuç içi damar tarama sistemini üreten Japon taknoloji firması Fujitsu da savunma ve güvenlik çözümlerini sergilediği standıyla DSEI’da görücüye çıktı. Milli Savunma Bakan Yardımcısı Şuay Alpay’la bir araya gelen Fujitsu yöneticileri Havelsan, Aselsan gibi kurumlarla birlikte alt yüklenici olmak istediklerini belirtti. Şirketin savunma strateji ve çözüm konularından sorumlu başkanı Eric Bownes yerli imza taşıyacak projelere teknolojik destek sağlayabileceklerini belirterek, “Örneğin, İngiltere ile hükümetler arasında yapılacak bir anlaşma ile herhangi bir kısıtlama olmadan teknoloji ve yetenek paylaşımı yapabiliriz, birlikte teknoloji geliştirebiliriz” dedi. Fujitsu Savunma Dünya Başkanı Tim Gibson da, “Savunma ve güvenlik alanında dünyada 62. sıradayız. 23 ülkede çalışıyoruz. Türkiye’nin yaklaşımı da bizim bu tarzımızla örtüşüyor” ifadelerini kullandı.
Dünyaca ünlü Romanyalı şarkıcı Inna, ‘City Fest’ etkinliği kapsamında önceki akşam Ankara Winner İncek’te konser verdi. Bir gece önce İstanbul konserinde talihsiz bir kaza yaşayarak bacağından yaralanan ve bandajlarla sahneye çıkan Inna, muhteşem bir performansa imza atarak hayranlarını coşturdu. Türkçe öğrenmeye başladığını söyleyen güzel şarkıcı, sevenlerine bir sürpriz hazırladığını ve Türkçe bir parça seslendireceğini müjdeledi. Daha önce “Party Never Ends” ve “Bop Bop” şarkılarına İstanbul’da klip çeken Inna, gerekli izinler alınırsa Ankara’da kamera karşısına geçmek istiyor. Elena Alexandra Apostoleanu ya da bilinen adıyla Inna, son albümü Nirvana’yı ve Türkiye’ye olan sevgisini Hürriyet Ankara’ya anlattı:
YARATTIĞI HİSSİN İSMİNİ VERDİM
* Öncelikle son albümünden başlayalım. Müziğin nirvanasına mı ulaştın? Neden bu isim?
Çok sevdiğim ailem gibi olan insanlarla çalıştım. Bu albümdeki bütün şarkılar Nirvana hissi veriyor ve bu hissi seviyorum. Dinleyene mutluluk veriyor. Ben bu albümü seviyorum. En iyi albümüm diyerek diğerlerinden ayıramam ama bunu çıkardığım için mutluyum. Benim en iyilerimden diyelim.