Paylaş
Mevsim bahar; hepimiz dışarıda olmak, pazara gidip yeni çıkan çileklerden almak, çağlanın tadına bakmak, iç baklanın yanına enginar soydurmak istiyoruz. Sahilde yürüyüş yapmak, mis gibi denizin kokusunu duymak istiyoruz.
Bahçeye çiçek ekmek, çiçek açan ağacın altına çıplak ayak oturmak, çimenlere uzanmak için de sabırsızlanıyoruz. Hayali bile ne güzel geldi değil mi?
Evet, çok az kaldı. Biz dayanıklı, çözüm odaklı ve akıllı bir toplumuz.
Aramızda şu anda çalışamayanlar, ödemelerini düşünmek zorunda olanlar, iş yeri sahibi olup çalışanlarını nasıl daha iyi koruyabilme derdinde olanlar var. Tüm problemlerimizi, ancak biz sağlıklı olursak çözebiliriz. Ne şanslıyım ki ben sağlıklı bir şekilde bu yazıyı yazabiliyorum ve sizler de okuyabiliyorsunuz.
Şükretmek için ne kadar çok sebebimiz var. Mevlana’nın dediği gibi; “İyi değil demek ne haddimize, şükürler olsun her halimize.”
Zor günler geçirirken belki de sevdiklerimizden ayrıyız. İş yoğunluğu, sosyal yaşantı derken konuşamadığımız kadar çok büyüklerimizle görüntülü konuşma fırsatı bulabiliyoruz.
Uzun zamandır hatta mezuniyetten beri haber alamadığımız, arayamadığımız okul arkadaşlarımızı, dostlarımızı arayabildik, onlardan haber aldık.
Güzel anıları tazeledik, hayatlarımızdaki değişiklikleri paylaştık.
Günler evde aynı gibi ama yine çok hızlı geçiyor.
Sabah kalkıp akşam yemeğine kadar birçok şey bizi ne kadar çok meşgul ediyor.
Çocukluğumuzda akşam haberleri tüm ailece nasıl heyecanla beklenirse, yine aynı heyecanla ekran başına geçmeye başladık.
Haberler, yorumlar ardından belki bir film izlemiyor muyuz?
Beslenmemize dikkat etmeliyiz
Akşam olup da televizyon karşısına geçtiğinizde patlamış mısırları atıştırırken bir ay sonrasını da düşünelim. O yüzden bu dönemi iyi değerlendirmeli, akşamları içinde limon, zerdeçal, nane yaprakları olay mis gibi hazırlanmış suyu bol bol tüketmeliyiz.
Birçoğumuz çok uzun zamandır yiyemediğimiz sarımsağın nasıl da güzel koktuğunu, salatadaki soğanın nasıl lezzetli olduğunu tekrar mı keşfettik? Bir süredir unuttuğumuz bu yiyeceklerin, bedenimiz için inanılmaz faydalı olduğunu bilerek tüketirsek, yararı daha da artacaktır.
Kavuşmamıza az kaldı
Bu günlerin bitmesine az kaldı. Hatta Sağlık Bakanlığı’nın yaptığı açıklamaları yakından takip ederek önce kendimizin, sonra yakın çevremizin güvenliğini koruyarak yavaş yavaş normal hayata geçmek için yakın zamanda hazırlanmaya başlayacağımızı görüyoruz.
Şimdilik evdeyiz. Bu sürede evde bol sebze tüketerek, bol C vitamini alarak ve bol su içerek sağlıklı beslenmeyi ihmal etmeyelim. Gün içinde bahçeden veya balkondan güneş ışığı alalım. İçimizdeki çocuğu unutmayalım. Aldığımız her nefesin güzelliğini hissedelim.
Dua edelim. Müzik dinleyelim. Evde esneme hareketleri yapmak, dans etmek hem bize hem birlikte yaşadığımız sevdiklerimize nasıl güzel gelir...
Bazen hayatımızda biraz değişiklik yapmalıyız. Çocuğumuza, eşimize daha yumuşak davranalım, daha sakin olalım ki bu zor günler daha kolay geçsin.
Az kaldı. İşimize, sevdiklerimize, hasret kaldığımız her ne varsa çok az kaldı.
Bizler sosyal mesafeyi önce kendi hayatımızda uygulayıp yakın çevremizin enfeksiyondan korunmasını sağlarsak, bu salgını daha çabuk atlatacağımızı unutmayalım.
Paylaş