Sorun 17 bin 2 lira olan asgari ücrette değil

2024’ün hiç de kolay bir yıl olmayacağını söylememe gerek yok herhalde... Sadece Türkiye’de değil; bütün dünyada pandemi sonrası bozulan dengelerin yerine gelmesi için bir çaba sarf ediliyor. Tabii Türkiye’nin gerçekleri ve zorlukları çok başka...

Haberin Devamı


Enflasyonla başa çıkmak için dünya çareler arıyor ama Türkiye’deki hayat pahalılığı gerçekten de herkesi zorluyor. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, enflasyonla ilgili net mesajlar vermeye devam ediyor ve “Uyguladığımız programın gerçekçi ve tutarlı hedefleri sayesinde öngörülebilirliği artırdık. 2023 yılsonu gerçekleşmeleri programımız ile uyumlu seyrediyor ve revize hedeflerimizi tutturuyoruz. Başta enflasyon olmak üzere programımızın hedeflerine ulaşmak için ne gerekiyorsa yapmaya devam edeceğiz” diyor. Bakan Şimşek Avrupa turundan sonra Amerika’ya gidecek ve yabancı yatırımcıların yeniden Türkiye’ye dönmesi için çaba gösterecek.
Her fırsatta yazıyorum.
Konuştuğum ihracatçılar “Bıçak kemiğe dayandı” diyorlar.
Hatta Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi asgari ücretin belli olmasından sonra “Sorun 17 bin 2 TL’lik asgari ücret değil, 29.40 TL’lik dolar kuru. 2024 yılı için yüzde 35 enflasyon hedeflenirken, artış yüzde 49 oldu. Döviz kurlarının hali de ortada. Asgari ücretin işverene maliyeti servis ve yemek dahil edildiğinde 1.000 doları buluyor. Bu asgari ücret ve döviz kuruyla ihracat hedefleri tutturulamaz” demişti.
Ekonomiden gelen sinyaller, dünyanın gidişatı, veriler, parametreler gösteriyor ki; hesapları tutturmak çok kolay değil.
Net olan şu var; Her alanda, her sektörde rekabet etmek için katma değerli ürünler, hizmetler geliştirmek zorundayız.
Evet; sorun 17 bin 2 lira olan asgari ücrette değil. Sorun Türkiye’nin kilogram başına ihracat değerinde...
Türkiye markalaşmaya, teknolojiye, ARGE’ye, dijitalleşmeye, bilgiye yatırım yapmalı.
Aksi halde bu yakınmalar devam eder.

Haberin Devamı


Net ve gerçekçi bir açıklama

İŞ Bankası Genel Müdürü Hakan Aran’ın açıklamalarını okumanızı tavsiye ederim. Özetle şöyle diyor; “Kur artışı bekleyenlerin yanılacağı bir yıl olacak. Şu an Türkiye’de pozitif faize geçildi. Dolarda kalanın aleyhine bir durum olabilir. Bu yıl devalüasyon beklentim sıfır. Seçim ekonomisi beklemiyorum. Türk Lirası’nın aşırı değerleneceği bir yıl olabilir. İhracatın etkilenmemesi için Merkez Bankası döviz alımı yapabilir. Faiz seviyesi şu an yeterli. Ancak daha da yukarı gitmesi istihdam ve büyüme için risk. Bazı sektörlerde istihdam kayıpları olabilir.”
Net ve gerçekçi bir açıklama...
Ben de böyle düşünüyorum.
Türkiye’nin önünde sıkıntılar kadar fırsatlar da var.
Herkesin dikkatli ve özenli olması gereken bir yıl...

Haberin Devamı


Kaşka’nın önerisine kulak verelim

EV fiyatları kadar kira fiyatları da arttı. Ama enflasyonist bir ortamda bu gayet normaldi. Dünya gayrimenkul sektöründeki gelişmeleri okuyorum. Bu fiyat artışları ABD’de de geçerli... Devlet hızlı artan kiralarla ilgili kendine göre önlemler aldı ve artışları yüzde 25 ile sınırlı kıldı. Ama bu çare olmadı. Çünkü ortaya başka sorunlar çıktı. Evsahibi kiracı ilişkileri zedelendi, sorunlar mahkemelere taşındı. Şimdi yargı bu dosya yüküyle başa çıkmaya çalışıyor. Geçenlerde avukat arkadaşım Barış Kaşka’nın önerisini size aktarmıştım. Demişti ki; “Nasıl idari davalar ve nasıl bazı düşük cezalar içeren suçlarda Sulh Ceza Mahkemeleri dosya üzerinden karar veriyorlarsa; tahliye ve kira tespit davalarında da dosya üzerinden karar verilenebilir. İdare ve Sulh Cezada tek duruşma oluyor; bu mutlaka yapılmalı.”
O kadar çok mesaj geldi ki size anlatamam.
Türkiye’nin önünde önemli bir mesele daha var artık...
O da kira meselesi...
Devletlerin ömründe iki, üç yılın hiçbir önemi yok.
Ama evini satmak, kiraya vermek ya da kendi evine geçmek isteyen insanlar için değil yıllar, aylar bile önemli.
Yargının mutlaka bu konuda daha hızlı, radikal kararlar alması gerekir.

Haberin Devamı


Atlas’ın futbol aşkı

OĞLUM Atlas bir futbol tutkunu... Hem oynuyor, hem izliyor, hem de yorumluyor. Daha 11 yaşında ve benim futbol bilgimden çok daha iyi... Ben tuttuğum takımların bile ilk 11’ini sayamıyorum; o bütün takımları ezbere biliyor ve analizler yapıyor. Arda Güler’in Real Madrid’e gitmesini hiç istemedi. Şimdi Ferdi Kadıoğlu’na gelen taleplerden endişeli... Ben de Ferdi’yi çok başarılı buluyorum ve bir süre daha Türkiye’de kalmasını istiyorum. Tabii böyle yıldızlar kolay yetişmiyor. Dünya devleri de kadrolarında görmek istiyor. Gelen teklifler ne kadar iyi olursa olsun Ferdi Kadıoğlu bu sene Fenerbahçe’de kalmalı.

Yazarın Tüm Yazıları