Paylaş
Önce Bahçeşehir Koleji’nin Avrupa final maçına gittim, ardından da Avrupa’nın en büyük fuarları arasında gösterilen Autopromotec fuarına...
Pandemi döneminde fuarlar yapılamadı, bazıları on line denemeler yaptı.
Bana göre dijital ortamlarda yapılan fuarlar insanların bir araya gelmesi kadar etkili olmadı. O yüzden salgın sonrasının bu ilk fuarları benim için de iyi bir deneyim oldu.
Bologna’daki Autopromotec fuarı dünyanın her yerinden otomotiv ve yan sanayi şirketlerini bir araya getiriyor.
Modena Bologna’nın hemen yanında ve Ferrari’nin üretildiği yer...
Avrupa’nın en eski üniversitesi burada, tam bir öğrenci şehri...
Ama otomotivde de söz sahibi bir şehir...
Bence bizim fuarcılık sektörünün Bologna’dan ve Frankfurt’tan alacağı önemli dersler var.
İtalya deyince aklıma ilk gelen isimlerden biri de Tolga Sancar’dır. Tolga uzun yıllardır iki ülke ekonomisi için çaba gösterenler arasındadır. Autopromotec’in Türkiye ayağını da Sancar yapıyor.
Sancar Consulting Genel Müdürü Adnan Tolga Sancar, Türk otomotiv sektörünün temsilcilerinin fuara uzun yıllardır ilgi gösterdiğini söylüyor.
Ben de gittiğimde gördüm; çok sayıda Türk firması fuara gelmişti.
42 ülkeden bin 300’den fazla uluslararası firma vardı.
İnanın üç günde fuarı zor gezdim.
Hele bazı ilgimi çeken konuşmalara dalınca saatlerin nasıl geçtiğini anlamadım.
Fuarda şirketler kendi stantlarında sergilemeler yapıyor. Bazı markaların yoğun ilgi gördüğünü biliyorum. Bunlar arasında bizim firmalarımız da vardı.
Bir de ikili görüşmeler önemliydi. Türkler binin üzerinde görüşme yapmış. Tolga Sancar, “Autopromotec fuarında, 35 ülkeden gelen farklı satın alma heyetleri yanında, yüzde 40’ı uluslararası olmak üzere 120 binin üstünde ziyaretçi yer aldı. Türk otomotivciler son yıllarda, gerek yüksek üretim kalitesi ve fiyat avantajı ile gerekse kısa teslim süreleri ile Autopromotec’te sıklıkla tercih edilir ve aranır oldu” diye konuşuyor.
Fuar 141 bin metrekarelik sergi alanına sahipti. Bu arada Autopromotec’te rekor sayıda yabancı delege yer almış.
Pandemi sonrası için normal diyelim. Çünkü herkes eski günleri özlemişti.
Biz de birçok Türk standını gezip katılımcılarla konuştuk. Bu stantlardan biri de Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçı Birlikleri’ydi. Bursa, İzmir son yıllarda otomotiv yan sanayinde önemli adımlar atan iki şehrimiz...
Autopromotec 2022 bana göre çok başarılıydı.
İnsansız araçlar çok uzakta değil
BOLOGNA’daki Autopromotec fuarının CEO’su Renzo Servadei ile beraberdik. Pandemi sonrası dünyayı, otomotiv sektöründeki başdöndürücü gelişmeleri, köklü değişiklikleri konuştuk.
Ve şöyle dedi;
“Autopromotec tüm oyuncuları, yenilikleri, gelişmeleri ve otomotiv pazarının yeniliklerini sahneye çıkarıyor. Sektörün zamana ayak uydurması gerekir. Araçların teknik becerilerinden yeni ihtiyaçlara kadar konuşmamız gereken konular var. Bazı kilit konular da var. Örneğin araçların elektrifikasyonuna odaklanan geleceğin mobilitesi... Aynı zamanda teknik bilgiler, araç içi verilere erişimle ilgili çözümlemeler ve dijitalleşme...
Alternatif yakıtlar ve yeni motorlar da gündemimizde olan konulardan... Alternatif yakıtlar, hem satış, hem sonrası için ve beraberinde ekolojik geçişle yakından ilgili güncel konulardır. Autopromotec’te bu sektör için harika bir genel bakış sunduk.”
İnsansız araçlar hep sorguladığım bir konu...
Renzo Servadei’ye bu konuyu sordum.
“Onlara hazırlanmak için kesinlikle doğru zaman” dedi ve ekledi; “Hala çok uzakta olduğunu düşünerek hafife alma eğiliminde olduğumuz olağanüstü bir konu bu. Ancak teknolojinin zaten çok ileride olduğunu ve seviye 2’de sürücüsüz araçlar üzerinde çalıştığımızı unutmamalıyız. Yeni becerilere sahip olmaya hazırlanmak bugün için bir seçimdir. Çözümler karmaşık olsalar bile çağa ayak uydurmak isteyen herkes ve tutkulu insanlar için bu bir cazibe merkezi olabilir.”
Dünya değişiyor.
Bakalım belki iki yıl sonra Autopromotec fuarına gittiğimizde ne yeniliklerle karşı karşıya kalacağız.
Futuristik hiper
araçlara hazırlanın
PANDEMİ sonrası nasıl fuarlar olur; diye çok düşündüm.
Örneğin Metavers dünyası bu alanda neler yapabilir?
Futurmotive deneyimi Autopromotec’teydi.
Yani geleceği konuşmak, konuşurken yaşamak, yaşarken yeniden hayal kurmak ve yeniden tasarlamak...
Sizi bilmem ama bu konular benim acayip ilgimi çekiyor.
Bir de deneyim...
İnsanlar denemek istiyor.
Sektörün ekolojik sürdürülebilirliğe geçişi...
Sistemin tüm yönlerinin dijitalleştirilmesi...
Ortaya çıkan yeni ekonomik modeller...
Bu konu başlıklarındaki fikir sörflerine ben de katıldım.
Ve start up’ların olduğu 22 no’lu salon...
İşte ben en çok burada vakit geçirdim.
Modena merkezli start-up’larla konuştum.
Salon 29’da ise futuristik hiper araçları inceledim.
Şimdi sizi teknik bilgilere boğmayayım.
Ama yeniliklere hazır olalım diyorum.
Bakar mısınız tiyatro binasına
BOLOGNA küçük ama sevimli bir şehir...
Çok öğrenci var.
Dante, Erasmus, Kopernik Bologna Üniversitesi’nin ünlülerinden...
Avrupa’nın en eskisi oldukları için kente ilgi de çok...
Üniversite şehirlerini hep sevmişimdir.
Çünkü üniversiteyle birlikte ekonomi de gelişiyor ama sosyal hayat da paralelinde değişiyor.
Her fırsatta yazıyorum.
Benim için en güzel Türkiye, hiçbir dönemde bir başka yerde yaşamak istemedim; istemem de...
Avrupa’da imrendiğim şeylerden biri mimari...
Her şehrin kendi kimliği var.
Ve bunu bozmuyorlar, izin de vermiyorlar.
Binalar yüzyıllardır dimdik ayakta ve birbirinden özel eserler...
Bakar mısınız; Bologna’nın tiyatro binasına...
Vakit yoktu, tiyatroya gidemedim.
Ama her önünden geçtiğimde kıskandım.
Karşısına geçip baktım.
Opera binaları da öyleydi, sanat merkezleri de...
İnsanların oturdukları evler de öyle; iyi bir mimaride yapılmıştı.
Türkiye’nin şehirleşme konusunda yapacağı çok şey var.
Bologna bir pasta şehir gibiydi.
Özenle süslenmiş ve hiç bozulmamış.
Paylaş