Paylaş
Yurtdışından gelen oylar bu seçimde de katılımın yüksek olduğunu gösteriyor.
Bu demokrasimiz için çok önemli...
Keşke vatandaşımız katılımda gösterdiği hassasiyeti seçimlerden sonra da gösterse...
Bunu sivil toplum örgütlerinde görev alarak yapabilirler.
Örgütlü toplumlar sağlıklı demokrasileri işaret ediyor.
Birkaç gündür hepimizi üzen olaylar yaşandı.
Erzurum’daki olaylara hükümet kanadından da muhalefetten de tepkiler geldi.
İki ittifak da şiddete karşı olduğunu, doğru yolun demokrasi çerçevesinde hareket etmek olduğunu söylediler.
Dilerim bu duyarlılık seçim sürecinde de, sonuçlar açıklandıktan sonra da devam eder.
14 Mayıs akşamı seçimin ilk turda bitip bitmediğini göreceğiz.
Seçimin ikinci tura kalması da mümkün.
O zaman iki hafta daha meydanlar dolacak, mitingler devam edecek.
Emin olun ikinci tura kalırsa tansiyon daha da yükselir.
O yüzden sağduyulu açıklamalara çok ihtiyaç var.
Siyasetin akil insanları bunu yapmalılar, kamuoyunun karşısına çıkıp konuşmalılar.
Son olay da İzmir Buca’da yaşandı.
Savcı Sayan’ın otobüsüne bir cismin isabet etmesi sonucu AK Partililer ile CHP’liler arasında bir arbede yaşandı.
Neyse ki olay büyümeden önlendi.
Evet; hepimizin ihtiyacı olan şu an için hoşgörü, sağduyu ve daha çok demokrasi vurgusudur.
Dün İzmir farkını ortaya koydu ve böyle bir fotoğraf verdi.
AK Parti İl Başkanı Bilal Saygılı ile CHP İl Başkanı Şenol Aslanoğlu bir araya geldiler.
İki başkan da sağduyu çağrısı yaptılar; “Güzel İzmir’e yakışır şekilde seçimlere gidiyoruz ve hiçbir olumsuz eylemi kabul etmediğimizi belirtmek istiyoruz” dediler.
Belki İstanbul ve Ankara da onları takip eder. Ne de güzel olur.
14 Mayıs’ta bir seçim yapıyoruz.
Milletin iradesine başvuruyoruz.
Sandıktan çıkan sonuçlara da herkesin saygı göstermesini bekliyoruz.
Türkiye dünyaya lazım
DÜNYA medyası Türkiye’deki seçimleri çok konuşuyor, çok yazıyor. Şaşıracak bir şey yok...
Türkiye dünya için önemli bir ülke...
Yazılan bütün metinleri okuyorum; satır satır hem de...
Katılmadığım yorumlar da var.
Ama bu detayları da dikkate almalıyız. Demek ki; karşıdan Türkiye farklı da görülebiliyor.
Ama şu net...
Türkiye dünyaya lazım.
Okuduklarımın özeti bu...
Dış medya belki bunu başlığa çıkaramaz ama satır aralarında Türkiye’nin ne kadar önemli bir ülke olduğunu çok net yazıyorlar.
Dijital kafalı İzmir
EVET birçok İzmirlinin ortak hedefi bu...
Dijital kafalı İzmir yaratmak...
Bu alanda önemli bir adım atıldı.
Bilişim Vadisi ve İzQ Girişimcilik İnovasyon Merkezi arasında iş birliği protokolü imzalandı.
Bu protokolle İzQ’da yer alan girişimciler teknoparklara yönelik mevzuat kapsamında sunulan tüm vergisel avantaj ve istisnalardan yararlanma hakkına sahip olacak.
Pandemi sonrasında İzmir’de dijital bir kümelenme oldu.
Dijital göçebelikle dünyanın farklı coğrafyalarında farklı şehirler öne çıkıyor.
İzmir de onlardan olabilir.
İzmir Ticaret Odası Başkanı Mahmut Özgener İzQ’yu öne çıkartıyor.
Belki İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin yeni kampüsü içinde de ikinci adım atılır.
Tarımı kim temsil ediyor
HERKES tarımı konuşuyor. Hele pandemiden sonra daha çok konuşuyor. Bütün siyasi partiler tarım ve gıdanın stratejik öneminden söz ediyor. Ama tarımın TBMM’de siyaseten temsili konusuna gelince iş başka bir noktaya dönüşüyor. Bu hususta, milletvekili adaylarının tespitinden önce yalnızca Ankara’da Tarım Gazetecileri ve Yazarları Derneği (TAGYAD) ve İzmir Tarım Grubu (İTG) birer açıklama yaparak siyasi partileri uyarmıştı. Ne yazık ki sonuç yine beklendiği gibi oldu. Şimdi somut bir örnek ve soru sorayım. İzmir’in tarım ve gıda sektörünü kim temsil edecek? “Ben varım!” diyen varsa dinlemeye hazırım.
Fenerbahçe’nin zor tercihi
FUTBOL bu, son dakikaya kadar belli olmaz.
Ama Fenerbahçeliler bu sezon da istediğini bulabilmiş değil.
Jorge Jesus’un oyuncu tercihleri ilk günden beri eleştiriliyor. Bir futbolsever olarak ben de eleştiriyorum.
Ama şunu da biliyorum.
Evden ya da tribünden yorum yapmak işin en kolayı; sahada olup bütün bu organizasyonu yapmak hiç de kolay değil.
Hele Türkiye’de...
Fenerbahçe için ikincilik bile başarısızlık kabul edilir. O yüzden en güçlü teknik direktörler bile sezon sonunda sorgulanır.
Jesus Türkiye’de kalmak istiyor mu bilemiyorum. Ama istiyorsa Fenerbahçe yönetimi için zor bir tercih olacak.
Gerçekten de Türkiye bazı şeyler için zor bir ülkedir. Adapte olmak, şartlara alışmak, tribünlerin ruh halini yönetmek başka ülkelerden farklı olabilir.
Jesus deneyimli bir teknik direktör.
Ben olsam Türkiye’yi öğrenmeye başlamış ve dünya çapında kariyeri olan bir hocaya bir şans daha tanırım.
Paylaş