Nihayetinde birkaç aylık ertelemenin ardından önceki günkü Meclis oturumunda “kademeli su tarifesi” geçti, ama tartışma yine bitmedi.
Muhalefete göre Mansur Yavaş yönetimi, seçim öncesi verdiği söze aykırı hareket etti ve suya zam yaptı.
ABB Başkanı Mansur Yavaş ise sosyal medyadan yaptığı açıklamada, “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın da önerisi olan kademeli su tarifesine geçerek su tasarrufunu sağlıyoruz. Kademeli su tarifesi vatandaşlarımızın yaklaşık yüzde 90’ını etkilemeyecek ve sosyal yardım alanların faturaları 10 metreküpe kadar metreküp başı 1 TL’ den faturalandırılacak” diyerek zam iddialarının doğru olmadığını savundu.
* * *
Yeni tarifenin yansıdığı faturalar, vatandaşın eline geçtiğinde kimin haklı olduğunu zaten ortaya koyacak.
Burada sorum muhalefete:
* Eğer bu tarifenin vatandaşın kesesini olumsuz etkilediği konusunda şüpheleri yoksa neden “ret” oyu yerine “çekimser” oyu verdiler?
Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar’ın ilçesinde ve Çankaya’daki vericilerin tek merkezde toplanmasının sadece bu iki ilçenin değil Ankara’nın sorunu olduğuna yönelik açıklamalarına da bu köşede yer vermiştim.
Yazımın sonrasında pek çok geri dönüş aldım. Televizyon vericilerinin Ankara’yı medeni bir başkent görünümünden uzaklaştırdığını söyleyen de vardı, Ankara’da kent ucubesi yapıları sayan da, en işlek yerlerdeki tabela kirliliğini hatırlatan da...
Ortak görüş; Ankara’nın silüetinin Cumhuriyet’in Başkent’i görünümünden uzak olduğu yönünde.
* * *
Yazımın ardından Keçiören Belediye Başkanı
Örnekleri arttırmak mümkün... Türkiye’nin hemen hemen tüm büyük kentlerinde olan Başkent’teki silüet sorunu elbette çözümsüz değil. Bu şehre, bu şehrin bazı bölgelerine, semtlerine, ilçelerine ‘ölmüş bitmiş yapacak bir şey yok’ demek de kolaycılıktır, bahanedir.
Çünkü bu kent sıradan bir kent değil; yüzlerce yıllık tarihi olan, Türkiye Cumhuriyeti’nin başkentinden bahsediyoruz. Bazen bir kötü örneği bile iyisiyle değiştirince, iyisinin sonuçları motive eder bir kenti. Dünyada şehircilik açısından lider kentlerin hikâyelerine bakarsanız benzer örnekler göreceksiniz.
* * *
İstanbul’da hafta sonu Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın açılışını yaptığı Çamlıca Kulesi’yle ilgili ajanslara düşen haberi görünce aklıma Başkent’in silüetini Çankaya’dan Yenimahalle’ye kadar bozan televizyon vericileri geldi. İstanbul bu sorundan kurtuldu, gayet de güzel oldu.
Peki ya Ankara?
Sonra arşive baktım. 2010’da bu konu gündeme gelmiş, bu köşede duyurmuşuz, 2012’de de gündeme gelmiş, 2016’da da yine bu köşeden duyurmuşuz. Sene olmuş 2021, nereden baksan görünen çirkinlik abidesi vericiler, sanırsın kentin simgesi...
* * *
Ne yapsan çirkinliği kapatılamayacak vericilerle ilgili son umut veren gelişme Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı 2016 yılındaki ziyaretinde gerçekleşmişti. Sonrasında Dikmen Çaldağı civarının bu vericilerin toplanması için en doğru yer olduğu açıklandı ve öylece kaldı.
Hürriyet Ankara olarak ilk günden itibaren salgının gidişatını takip ettik. Hemen her gün değerli tespitleri ve görüşleriyle pek çok önemli bilim insanıyla okurlarımızı buluşturduk, buluşturmaya da devam ediyoruz.
Henüz tehlikenin büyüklüğünü öngöremediğimiz Mart 2020’de de; ikinci dalganın henüz çok ciddiye alınmadığı geçtiğimiz yılın temmuz-ağustos aylarında da Hürriyet Ankara olarak başta Prof. Dr. Mehmet Ceyhan ve Prof. Dr. İsmail Balık olmak üzere bilim insanlarının hayati uyarılarını sayfalarımıza taşımıştık.
Bugün yine önemli bir virajdayız. Elimizde aşı avantajı var ancak bu kez de ölümcül mutasyonlar, yayılma hızı, hasta sayısındaki artış, fiziksel ve psikolojik yorgunluk gibi handikaplarımız var. Ekonomik etkileri ise olayın bambaşka bir boyutu.
* * *
Ramazan ayıyla birlikte kısıtlamaların artması ilk hafta bir sonuç vermediği gibi hasta sayısı günlük 50 binin üzerinde, vefat sayısı günlük 350’leri bulmuş durumda. ‘Maske-mesafe-hijyen’ üçlemesi modası geçmiş şarkı nakaratı muamelesi görürken, bugünlerde herkesin dilinde ‘tam kapanma’ meselesi. Pek çok bilim insanı da bu görüşte, bazı kesimlere göre geç bile kalındı...
* * *
Bugün için öncelik sağlık, pandeminin alt üst ettiği ekonomik şartlar, mücadelenin zorluk derecesini arttırıyor. Peki pandemi sonrası ne olacak?
Elbette tüm handikaplarına rağmen hayat devam ediyor. Hararetli siyasi tartışmalara her gün bir yenisi -sanki pandemi yokmuş gibi- ekleniyor. Erken seçim tartışması, muhalefetin cumhurbaşkanı adayı, anayasa tartışmaları, HDP’nin kapatma davası derken son olarak emekli amirallerin bildirisi akla gelen ilk başlıklar. Bu tartışmaların arasında virüse yakalanmamaya, ekonomik olarak ayakta kalmaya çalışıyoruz.
* * *
Biz de Ankara’nın gündemine şöyle bir bakalım. Mansur Yavaş döneminin ikinci yılı geride kaldı. Bugün Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin faaliyet raporunun görüşüleceği Meclis toplantısının ilk günü. Yavaş’ın bir yılı masaya yatırılacak. Hem kendisi ikinci yılını anlatacak hem de CHP ve İYİ Parti grupları geride kalan seneyi değerlendirecek. Meclis’te çoğunluğu olan AK Parti ve MHP grupları da Yavaş dönemiyle ilgili eleştirilerini sıralayacak.
* * *
Türkiye’deki siyasi figürler, içinde bulunduğumuz olağan dışı şartların da etkisiyle, görev tanımlarından ziyade gösterdikleri reaksiyonlarla halkta karşılık buluyor ya da tepki çekiyor. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı
Bu kapsamda yapılan değerlendirmede Başkent Ankara, risk haritasında ‘orta riskli’ iller arasında gösterildi ve ‘sarı’ renkte yer aldı. Geride bıraktığımız yılın sonbahar aylarıyla birlikte yükselen rakamlar, Ankara’yı ‘yüksek riskli’ iller arasına sokmuştu. Alınan tedbirler, doğal bağışıklığın artması ve aşının başarılı olması, Ankara’yı ‘orta riskli’ şehirler arasına soktu. Ve şehirlerin kendi kaderlerini belirlediği bu yeni sürece Ankara pek çok esnemeyle girdi.
İşletmeler yeniden açıldı, öğrenciler okullara geri döndü, sokağa çıkma yasağı olan yaş grupları yasaktan kurtuldu.
* * *
Hem ekonomik hem de sosyolojik açıdan memnuniyet veren bu süreç, elbette koronavirüs tehdidinin ortadan kalktığı anlamına gelmiyor. Esnemeler rehavete dönüşür; tedbirler hiçe sayılırsa, Ankara’nın yeniden yasaklı döneme geri dönmesi söz konusu olabilir.
* * *
Yeni dönemin ilk günleriyle ilgili Ankara Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı ve Hürriyet Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. İsmail Balık’la önemli bir sohbet gerçekleştirdik. Balık, kritik uyarılarda bulundu ve Ankara’nın ‘sınırda’ olduğunun altını çizdi. Balık’a göre kentte bir rehavet görüntüsü var ve bu durum bir sonraki değerlendirmede bizi ‘riskli’ hatta ‘yüksek riskli’ iller kategorisine sokabilir.
İşte Balık’ın, Başkent için önemli uyarıları ve önerileri:
Gezinin öğle yemeği molasında ise konumuz Ankara’ydı. Bakan Kurum, çok tartışılan emsal artışlarından, Saraçoğlu Mahallesi’ndeki dönüşüme, yılan hikâyesine dönen Ankapark’tan AKM alanında yapımı süren millet bahçesine kadar pek konuda samimi açıklamalarda bulundu...
1 EMSALLİ YERİ 3’E ÇIKARAN DEĞER FARKINI ÖDEMEK ZORUNDA
“İmar değişikliği noktasında ve yapı yüksekliği noktasında da imar planlarında etraftaki yükseklik neyse bu yüksekliği geçmeyecek şekilde belediyeler belirlemek zorunda. Belirlemezse eğer, bakanlık bireysel belirme yetkisine sahip. Diğer taraftan emsal, imar artışlarıyla ilgili bunu da kökten kaldırdık. 1 emsalli bir yeri, 2-3 emsalli bir yere çıkartırsanız, oluşan değer farkının tamamını kamuya ödemek zorundasınız. Kentsel dönüşüm projeleri burada istisna. Özetle son düzenlemeyle emsal değişikliği isteyen kişi için bu bir avantaj olmaktan çıktı.
* Yeniden aday mısınız?
Cumhurbaşkanı’mız Recep Tayyip Erdoğan’ın takdirleriyle önümüzdeki dönemde çalışmalarımızı daha da ileriye taşımayı hedefliyoruz. 103 bin üyeyle Ankara’da rekor kırdık. Şu anda tüm Türkiye’de 1 milyonun üzerinde yeni üye kaydı var. Bunun yüzde 10’undan fazlasının Ankara’da olması bizim için gurur verici. Ankara teşkilatlarımız olarak pandemi süreci olmasına rağmen 5 aylık süreçte ulaştığımız bu rakam çok önemli. Gençlik kolları ve kadın kollarımızın çalışıp bu kadar yeni üyeye ulaşması, Sayın Cumhurbaşkanı’mıza Ankaralı hemşehrilerimizin destek olması, bizim için ayrı bir mutluluk. Bir kez daha Ankaralı hemşehrilerime Sayın Cumhurbaşkanı’mıza destekleri için teşekkür ediyorum.
* Kongre takvimi nasıl işleyecek?
12 Şubat’ta Gençlik Kolları il kongremiz var. 15 Şubat’ta Kadın Kolları il kongremiz var. 17 Şubat’taki il kongremizi ise Ankara Arena Spor Salonu’nda yapacağız. Sayın Cumhurbaşkanı’mızın fiziki olarak geleceği ilk kongre olacak. Cumhurbaşkanı’mızın gelmesi dolayısıyla heyecanlıyız ve sabırsızlanıyoruz. İnşallah yeni dönemde de kadrolarımızı yenileyeceğiz. 25 ilçemizde de göreve geldiğimizden beri görev değişimleri oldu. Tecrübeli kardeşlerimiz var. Geçmiş dönem ilçe başkanlarımızı da yönetime alacağız inşallah. Kadınlarımızın daha çok sayıda temsil edildiği, aynı zamanda gençlerimiz ve kurucularımız, teşkilat mensuplarımızın da olacağı güçlü bir kadroyla 2023’e hazırlanmaya devam edeceğiz.
* Uzun yılların ardından İstanbul ve Ankara’da büyükşehir belediyeleri el değiştirdi. 2 yıl geride kaldı. Bir özeleştiri süreci oldu mu?