Paylaş
Şöyle demiştik: “...Uzun süredir piyasalar mevcut siyasi durum çerçevesinde ulaşabilecekleri en yüksek seviyeye ulaşmış ve buradan yukarı hereket edemez durumdaydı. Aşağı yönde de hareket göremiyorduk çünkü gündemin belirleyicisi olan Kıbrıs meselesinde taraflar tamamen piyasaların kendilerinden bekledikleri tepkiyi vermeye devam ediyordu. Bu sıkışık seyri, bu durağan gidişi kırmak için bir sürprize ihtiyaç vardı ve Fransa Dışişleri Bakanı da piyasalara bu sürprizi sundu.”
Bugün ise borsanın hemen 19 bin 500 puan seviyesinin üzerine çıktığını hatta gücü yeterli olmasa da yeniden 19 bin 800’lerin üzerine hareket etme eğilimi içine girdiğini açılıştan itibaren izledik. Bono piyasasında gösterge tahvilin ortalama bileşik faizi yeniden yüzde 22 seviyesine doğru geriledi. Döviz ise 1 milyon 340 binli seviyelerin üzerini görmüş olmasına rağmen bugün 1 milyon 330 bin lira seviyesinin de altına geriledi. Neden daha fazla gerilemediği sorusunun yanıtı ise paretide gizli.
Peki önümüzdeki iki haftalık süreçte piyasaların yönü konusunda neler beklemeliyiz? Bu sorunun yanıtını da yine dağınık biçimde de olsa daha önceki bazı yazılarımızda ifade etmiştik. Özetle referanduma kadar herhangi bir yenilik beklemenin yanlış olduğunu söylemeye çalışıyoruz. Tabii ki yeni sürprizler gelmezse.
Bu arada üzerinde durulması gereken ama dünkü karmaşa nedeniyle atladığımız bir nokta daha var. Merkez Bankası’nın her ay iki defa düzenlediği beklenti anketinin sonuçları yine reel kesimin ve mali piyasaların geleceğe ilişkin beklentilerinde olumlu görüşlerini korduğunu ortaya koydu. Hem yıl sonu, hem de 12 aylık enflasyon beklentilerinde iyileşmenin devam ettiğini görüyoruz. Bunun yanısıra yıl sonu büyüme beklentisinde artış olduğu da dikkatlerden kaçmıyor. Ayrıca dolar kuru ve bileşik faiz beklentisinde de iyişleşme eğilimi devam ediyor.
Yani eğer Kıbrıs’ta kötü sürpriz ile karşılaşmazsak yatırımcılar için mayıs ayından itibaren iyi bir kazanç olasılığının kapısı açılacak.
Paylaş