Paylaş
Önümüzdeki dönemi değerlendirirken artık dikkate almamız gereken iki olgu mevcut:
- Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök’ün de açıklamasının ardından artık kesinleşti ki AKP hükümeti ikinci bir tezkereyi Meclis’e gönderecek, bu sefer tezkere Meclis’ten geçecek, Türkiye bir iki ay içinde Irak’taki duruma (adına ne derseniz deyin, savaş, operasyon, karmaşa...) dahil olacak. Bununla birlikte ABD ile Türkiye arasında geçen hafta itibariyle üzerinde anlaşmaya varılan mutabakat metni, belki de Türkiye için daha iyi şartlarla devreye girecek. 6-10 milyar dolar arası hibe ve 20-30 milyar dolar arası kredi ile ekonomi en azından bir yıllığına rahatlayacak. Fakat hala bu yardımın kullanımında AKP’nin yanlış uygulamalara gidebileceği, parayı ekonominin gereğince değil seçmen kitlesinin memnuniyeti istikametinde kullanacağı endişesi ortadan kalkmadı.
- 9 Mart’ta Siirt’te yapılacak olan seçimlerde bu kez aday olamayan Fadıl Akgündüz’ün AKP’yi yani RTE’yi destekleyeceğini öğrendik. Bu da dünkü yazımızda ifade ettiğimiz RTE milletvekili seçilemezse riskinin ortadan kalkması anlamına geliyor. Yakıda, bir-iki hafta içinde RTE’yi 59. Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin başbakanı olarak göreceğiz.
Bu iki olguyu birleştirerek piyasaların nasıl edeceğine ilişkin bir tahmin yürütmeye çalışmak anlamsız. Çünkü zaten durum ortada. Endekste gelecek haftadan itibaren yukarı yöndeki hareketin biraz daha netleşerek başlamasını umuyoruz. Hedef önce 12 bin puan seviyesi olacak. ABD ile yapılan anlaşmanın kesinleşmesi ile de 13 bin puan seviyesine doğru bir hareket beklenebilir. Ama bu seviyenin üstü konusunda uzmanlar kesin konuşamıyor.
Piyasa bu kez beklemeyi tercih ediyor kısacası...
Paylaş