Paylaş
Oysa bu hafta bu tanımlamanın büyük oranda dışında bir piyasa görüntüsü vardı karşımızda. Özellikle de borsa ve bonoda...
Borsa güne zaten destek seviyesinin hemen üzerinde başladı ve açılıştan itibarin değer yitirerek 16 bin 890’lı seviyelere kadar geriledi. Bu kadarla da kalmadı, günün geri kalanında da bir hayli oynak bir piyasa görüntüsü çizdi.
Faizde ise Merkez Bankası’nın Perşembe günkü faiz indiriminin ardından faiz otomatik olarak bir puan aşağıya indi, ama ardından neredeyse bir kaç saat sonra yeniden yukarı doğru yavaş ama kesin yükselişini sürdürdü.
Bu arada piyasaları yukarılara doğru iten temel hareket ile ilgili beklentilerde de bir değişiklik yok. Kıbrıs meselesi önceden tahmin edilebilir bir biçimde, fırtınalı bir denizde savrulan bir ekne gibi bir anda umutları zirveye çıkarırken bir anda en dibe batırabiliyor.
Hafta başında, daha bir kaç gün önce, “Bu iş Mayıs’ta tamam” diyenler, şimdi Denktaş’ın New York görüşmeleri öncesindeki anlaşılabilir temkinli tavrını “her şey bitti” diye algılayabiliyor.
Kıbrıs sorununda girdiğimiz bu son “hızlandırılmış” süreç ile ilgili olarak daha önce yaptığım bir tespiti hatırlatmanın tam zamanı:
“Yüzyıllık mesele üç ayda çözülmez”. Yatırımcı bundan sonra da tavrını, özellikle Türkiye’nin dış politikasını temsil eden bu gibi önemli konularda, anlık hezeyanlara kapılmadan soğukkanlılıkla hareket etmeli.
Yoksa sıkıntılar bir türlü sona ermeyecek.
Paylaş