Reel faiz ve yabancı sermaye

Enflasyon rakamlarının açıklanması ile birlikte piyasalarda, son bir yıldır her enflasyon açıklamasının ardından olduğu gibi, yeniden Merkez Bankası’ndan bir faiz indirimi gelebileceği beklentisi baş gösterdi.

Haberin Devamı

Bu beklenti ile birlikte de piyasadaki gösterge kağıdın, 24 Ağustos 2005 vadeli kağıt, ortalama bileşik faizi dünü yüzde 23.82 seviyesinden tamamlamışken bugün açılış itibariyle yüzde 23,4’lere kadar geriledi. Neredeyse yarım puanlık bir düşüş gördük.

Öncelikle artık piyasalarda, eğer mevcut ekonomik gidişat disiplinli bir şekilde sürdürülür ve Türkiye ekonomisi kabuk değiştirme sürecini yarım bırakmazsa, eskiden olduğu gibi bir anda 5-10 puanlık artışlar yaşanmayacak. Düşük enflasyon rakamı diğer alanlarda olduğu gibi piyasalarda da marjların daralmasına neden olacak. Bu nedenle bugün faizde yaşanan yarım puanlık düşüşün önemli olduğunu belirtelim.

Enflasyon geriledi ama faizler hala yüzde 23’ler seviyesinde. Yani piyasaların önünde çok ciddi bir kar potansiyeli var. Çünkü reel faiz yüzde 10’ların üzerinde. Gelişmiş ülkelerin borçlanma piyasalarında reel faizler yüzde 1.5-3 arasında. Gelişmekte olan piyasalara baktığımızda ise bu rakamın yüzde 5’lere kadar çıktığını görüyoruz. Yani Türkiye hem kendi ligindeki ülkeler arasında hem de küresel ölçekte en yüksek reel faizi veren ülke konumunda.

Haberin Devamı

Bu kadar yüksek faize rağmen neden piyasaya sıcak para dolmuyor sorusunun yanıtı da aslında yine sorunun içinde saklı. Türkiye’de diğer ülkelere kıyasla var olan 5 puanlık fazladan reel faizin nedeni piyasa oyuncularının risk algılaması ile ilgili. Bu algılama da riski seven parayı Türkiye’ye çekerken riski sevmeyenleri uzak tutuyor. Bu risk primi düştükçe yüksek getiri isteyen sermaye Türkiye’den uzaklaşacak ama bunun yerine risk algılamasında daha muhafazakar olan sermaye Türkiye’ye ilgi duymaya başlayacak. Umarız bu gerçekleşir çünkü büyüklük olarak bakıldığında risk sevmeyen yatırımcının elindeki paranın daha kalıcı ve daha büyük tutarlarda olduğunu görüyoruz.

Bunun gerçekleşmesi için de Türkiye’nin 2001’den bu yana uyguladığı ekonomik programı sürdürmesi, program bitikten sonra bile, gerekli. Ama iş bu kadarla da bitmiyor maalesef. Siyaset de artık bu planlama içerisinde geniş bir yer tutuyor. Kıbrıs görüşmeleri mesela...

Haberin Devamı

Sonuç olarak şunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Merkez Bankası’nın bu yılki enflasyon hedefi dikate alındığında en fazla 5 puanlık aha indirim yapabileceği ortada. Önümüzde bu kadar karışık bir siyasi ortam ve sonbaharda yeniden iki haneli enflasyon rakamları tehlikesi varken kimse Merkez Bankası’nın kısa vadede faiz indirimi yapacağını ummasın.

Yazarın Tüm Yazıları