Paylaş
Borsada “12 bin puan seviyesi aşılacak mı, yeni bir ralli mi başlıyor, bonodan arta kalan paranın ne kadarı borsaya gelecek, yükselişin üst sınırı 13 bin seviyesi mi yoksa 15 bin seviyesi mi” diye tartışırken birden bire endeksin yeniden 11 600 seviyesinin altına geriledik. Böyle olunca da bir çok insan bizim sorduğumuz yukarıdaki sorulara atfen “Eee, şimdi ne oldu da böyle bir süreçle karşılaştık. Yoksa siz de mi çuvalladınız, hata belki de piyasayı yönlendirmeye çalışıyordunuz” diye düşünmeye başladı. Düşünmekle de kalmadı çeşitli vesilelerle ve yollarla bu yöndeki eleştiri ve ithamlarını da dile getirdi.
Bu soruları soranlar haksız da sayılmaz çünkü pek fazla konuşulmasa da iki gün içinde siyaset cephesinde yeni gelişmeler yaşadık. ABD Hazine bakanı Taylor yaptığı açılamada ABD kredisinin eylül ayı içinde Türkiye’ye gönderileceğini belirtti. Aynı konuşmaya atfen Beyaz Saray kaynakları da kredinin Türkiye’nin Irak’a asker göndermesi konusuna bağlı olduğunu ifade eti. Bu açıklamalar da dün Türk basınında geniş yankı buldu. Aslında bu açıklama, Irak’a asker gönderme taraftarı olalım ya da olmayalım, para ve sermaye piyasalarında oldukça olumlu karşılandı.
Fakat ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, daha önce Dışişleri Bakanı Gül tarafından duyurulanın aksine Meclis’in eylül ortasında değil normal zamanında yani Ekim başında toplanacağını açıkladı. Meclis’in toplanma tarihi önemliydi çünkü yine Dışişleri Bakanı tarafından ağustos ayı başlarında Meclis’in erken açılma nedeni olarak Irak’a asker gönderme konusunun ele alınmasını göstermiş ve kararın Ekim başı gibi netleşeceği belirilmişi. Başbakan’ın son açıklaması hem bu beklentiyi kırdı hem de kamuoyu ve piyasa uzmanları arasında “hükümet ilk tezkerede olduğu gibi yine ayak sürümeye başladı” yorumlarının yapılmasına neden oldu.
Bu da son iki haftadır piyasalarda, ya da ane azından borsada, ABD kredisine bağlı olarak esen olumlu rüzgarların bir anda tersine dönmesine neden oldu. Sadece borsaya atıfta bulunmamız diğer piyasaların bu durumdan etkilenmemesi ile ilgili değil. Dolar ve bonoda da aynı sıkıntı hakim. Eğer son ihaleyi örnek göstererek “Ama bak faiz tahminlerin altında çıktı, nasıl etkileniyor bu piyasa” diye sorarsanız cevabım şu olur: Etkilenmemiş olsaydı o zaman bu kadar düşük bir borçlanma yapacak kadar kendini rahat hisseden bir hazine varken faiz daha aşağılarda gerçekleşir ikinci el piyasada da hala yüzde 39 bileşikler seviyesinde kalmazdı. Dolarda ise işlem hacminin arttığını görür piyasada da tek alıcının Merkez Bankası olmadığı bir dönem yaşanırdı.
Şimdi arık 12 bin seviyesinden dün olduğu kadar rahat bahsedemiyoruz maalesef. Piyasa için artık ki ayrı başlık gibi görünen Irak ve kredi konuları tek başlık altında incelenmeye başlandı. Her ne kadar Devlet Bakanı Abdüllatif Şener aksini iddia etse de genel algılama bu yönde. O yüzden borsada net yön için ister istemez bu iki meseleyi izleyeceğiz. Unutmadan Ekim itibariyle bu başlıklara bir de 2B arazileri ile ilgili Anayasa değişikliği eklenecek.
Uzun lafın kısası hükümet yine kendi ayağına kurşun sıkmış durumda. Bakalım bu kez nasıl bir çözüm bulacağız.
Paylaş