Paylaş
Özelleştirme sürecindeki Türkiye'nin en büyük petrokimya üreticisi Petkim, yılın ilk altı ayında ciddi bir zarar rakamı açıkladı.
Petkim’in yılın ilk altı ayındaki zararı 57 trilyon lira oldu.. Şirket geçen yılın aynı döneminde 3 trilyon 950 milyar lira net kar açıklamıştı. Petkim'in bu yılın ilk çeyreğindeki zararı ise 3 trilyon 330 milyar liraydı.
Gelir tablosunda yer alan bilgilere göre, şirketin yılın ilk yarısında net satışları geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 33 artarak 521 trilyon lira oldu. Ancak şirketin satışlarının maliyeti de yüzde 37 artarak 525. 7 trilyon liraya yükseldi.
Bu arada dolar bazında artış var gibi görünse de aslında şirketin ton bazında satışları düştü. Petkim geçen yıl ilk altı ay 660 bin ton satış yaparken bu yılın ilk altı ayında satışları 580 bin tona geriledi. Yani dönemsel olarak satışlar ton bazında yüzde 12-13 nispetinde düştü.
Maliyetlerdeki artış sonucu şirketin brüt satış karı 4. 4 trilyon lira zarara dönüştü.
Aynı şekilde şirketin finansman giderleri büyürken, diğer faaliyet giderlerinin yükselmesi de şirketin zararını daha da büyüttü.
Analistler Petkim’in zararının sebeplerini açıklarken üç nokta üzerinde duruyor. Birincisi stok maliyetleri. Pektim ve benzeri petrokimya tesisleri ortalama 45-60 günlük stok süreleri ile çalışıyor. Yılın ilk çeyreğinde yüksek petrol fiyatları nedeniyle stok maliyeleri attı. Ama stok süresi nedeniyle bu maliyetler ikinci çeyrekte bilançoya yansıdı.
İkinci sorun ise alacaklar ve borçlar arasındaki vade farkından kaynaklanıyor. Şirketin Üçüncü sorun ise dolar kurundaki düşüş sürecinden kaynaklandı. Burada önemli bir nokta var. Petkim’in kurdan etkilenmesinin nedeni kurun seviyesinin düşük olması değil, yine alacak-borç vadeleri arasındaki fark kurun farklı seviyelerine rastladı. Yani örneğin ödemeleri yüksek bir kur seviyesinden gerçekleşti ama alacakları daha düşük bir kur rakamına rastladı.
Fakat uzmanlar yılın üçüncü çeyreğinde Petkim’in bilançosunun düzeleceğini, hatta belki 2-3 trilyon civarında bir kar rakamına imza atabileceğini düşünüyor. Fakat bilançoda ciddi bir düzelme beklemenin doğru olmadığını belirtiyorlar
Paylaş