Paylaş
Önce kısa vadeye bakalım...
İMKB 100 Endeksi’nin birinci seans içinde 10 bin puanın altına inmesi hatta 9 bin 800’lü seviyeleri görmesindeki en önemli etken Hazine ihalelerinde beklenenin üzerinde faiz oranlarının çıkmasıydı. Hazine bugünkü ihalelerde 161 günde yüzde 57.10, 273 günlük bonoda ise yüzde 59.61 faizle borçlandı. Toplam borçlanma 1.5 katrilyon oldu. Faiz yüksek, rakam düşük. Üstelik bir de çarşamba günü, 3.2 katrilyonu piyasaya geri kalanı kamu bankalarına, toplam 4.34 katrilyonluk bir ödemesi var.
İyi de ihale sonuçları saat 13:00’te belli oldu. Piyasa sonuçlar açıklanmadan nasıl oldu da bunlardan etkilendi diyorsanız durum şu: Borsada özellikle yeni yıl ile birlikte sadece bir kaç büyük oyuncunun hareketlerinin belirleyici olmaya başladığını biliyoruz. Bunların bir alt basamağında yer alan biraz daha ufak montanlı yatırımcının hareketleri de bütün olarak bakıldığında etkisini hissetiriyor. Bu yatırımcılar, sadece borsada değil, dövizde, altında, uluslararası piyasalarda ve tabii ki bono piyasasında da etkililer. Etkili değillerse bile bu piyasaları yakından izliyorlar ve örneğin bankaların ya da büyük bireysel yatırımcıların Hazine ihalelerine verdikleri faiz tekliflerini biliyorlar.
Borsada son dönemde etkili olan aracı kurumlar da genellikle bankaların aracı kurumları. Bu aracı kurumlardaki fon yöneticileri de bankalarının Hazine işlemlerini yapan bölümlerinin ihalede hangi faiz ya da miktar teklifi vereceklerini haliyle biliyorlar. Yani ille de sonuçların açıklanması gerekmiyor. Ayrıca faizi bilmeye gerek de yok zaten durum ortada... Böyle olunca da düşüş için ihale sonuçlarını beklemeye hiç gerek yok. Ama isterseniz bir dahaki ihalede siz bekleyin.
Uzun vadede ise...
Piyasanın önünüde üç temel mesele var. Bu meselelerin tamamı da Ocak ayı sonunda realize olacak gelişmeler. Bu da piyasanın önünü tıkayan en önemli etken.
Neler bu meseleler? Küçükten büyüğe gidersek ilk sırayı Çukurova Grubu’nun Yapı Kredi Bankası’na olan borçlarının İstanbul Yaklaşımı kapsamına alınması alıyor. Bu piyasa açısından olumlu bir etki yarattı ama BDDK’nın bu konuda bir şartı var. Grubun Pamukbank’a olan borçları meselesi 31 Ocak 2003 tarihine kadar çözülmek zorunda. Ama bu konuda nasıl bir gelişme kaydedildiği piyasa açısından hala meçhul. Bu da tedirginliği artırıyor. Bu arada BDDK Başkanı Engin Akçakoca’nın Milliyet Gazetesi’ne verdiği röportajda “Pamukbank ve YKB birleşirse Pamukbank’ın sorunları birleşik bankaya sirayet eder ve müdahale etmek zorunda kalırız. Bu da hem bankacılık sistemini hem de ekonomiyi ciddi anlamda olumsuz etkiler” açıklaması bu konudaki tedirginliğin ne kadar haklı olduğunu gösteriyor.
İkinci olarak karşımıza IMF görüşmeleri çıkıyor. Dördüncü gözden geçirmenin aylar önce, Ekim’de tamamlanması gerekiyordu. Hatta Niyet Mektubu’nda yer alan bir çok konunun 2002 yaz aylarında bitmiş olması gerekiyordu. Ama araya seçimler girdi. Sonra aralık ayında IMF heyeti Noel tatili nedeniyle gözden geçirmeyi tamamlayamadan ülkeden ayrıldı. Ama ayrılmadan önce de zehir zemberek bir açıklama yaparak hassasiyetlerini dile getirdi.
Dördüncü gözden geçirmeden önce neler yapılması gerekiyordu kabaca bir hatırlayalım:
* 2003 yılı bütçesinin tamamlanması
* Bütçe sonrası politikalar netleştirilmesi
* Vergi Reformu
* Özelleştirme
* Kamudaki atıl istihdamın azaltılması
* Yatırım ortamının iyileştirilmesi
* Harcama reformu yapılması
* Mali disiplinin sürdürülmesi
Bu arada yüzde 5 büyüme ve yüzde 20 enflasyon hedefi ile birlikte yüzde 6.5 oranındaki faiz dışı fazla hedeflerini de unutmamak lazım. Oysa kıdemli ekonomistler uyarmaya başladı bile; bırakın yüzde 6.5’i yüzde 5 hedefi bile tehlikeye girmiş durumda. Bir de bunlara 3 katrilyonluk emekli zammı yükü eklendi. Demek ki aradan geçen 5 aylık zaman dilimi içerisinde bu konuda bir adım bile atamamışız. Üstelik bir de disiplini bozmuşuz.
Reuters haber Ajansı IMF heyetinin 20 Ocak’tan sonra gelebileceğini belirten bir analiz haber yayımladı. Ki bütçenin oluşturulması, uluslararası konjonktür gibi etkiler göz önüne alındığında akla en yakın olasılık da buydu zaten. Yani IMF için de Ocak ayı sonunu bekleyeceğiz.
Ve Irak... Söylenecek o kadar çok şey var ki bu konuda... binlerce hab.er, yorum, söylenti, dedikodu, istihberet raporu, sızdırılan bilgi... Ama hiçbiri net olmadığı için söylenecek her şey spekülasyondan ibaret kalacak. Elimizde bir tek 26 Ocak tarihi var. Yani Birleşmiş Milletler Silah Denetçileri’nin Irak’taki incelemelerini tamamlayıp ülkeden ayrılacakları ve raporlarını sunacakları tarih. ABD Irak’ı vuracak. Raporda çıkacak sonuç ne olursa olsun üstelik... Ama en azından işi uluslararası hukuk kılıfına uydurmak için ”massive attack” öncesi bu tarihi bekleyeceği belirtiliyor.
Yani yine Ocak sonu...
Bu arada parasını güvenli sulara taşımak, dingin limanlarda savaş fırtınasının dinmesini beklemek isteyenler dövize bakabilirler efendim. Dolar 1 milyon 500 binlerdeyken “piyasaların uyuyan güzeli dolar” diyerek yatırımcıya döviz seçeneğini hatırlatmıştık. Sadece dolar değil euro da bir seçenek. Uyuyan güzel uyandı ama hala uyku mahmuru olduğunu söyleyebiliriz. Ayağa kalkıp koşmasına biraz daha zaman var. Kaçırmayın isterseniz...
Paylaş