PaylaÅŸ
Ara sıra bakış açısını değiştirmekte fayda var. Başka fikirler başka görüşler hem benim hem de sizin vizyonunuzu açabilir. Bu nedenle bugün bir dış sese kulak verelim istedim. Piyasayı en az benim kadar (hatta belki de daha yakından) tanıyan ve izleyen bir dış ses bugün piyasayı sizin için yorumlayacak (İnsanın kendine ait bir köşesinin olmasının güzel kısmı da bu).
Buyrun efendim konuk yazarımız sayın Hürriyet Bahri'nin yorumları sizleri bekler. Kendisinin öyküsü ayrıca bir "baÅŸarı öyküsüdür" ama övünmeyi sevmediÄŸi için bu konuya girmeyeceÄŸim. Sadece borsadan "kırdığı" parayla Puket Adalarında "krallar gibi" yaÅŸadığını söyleyeyim, gerisini siz anlarsınız zaten.Â
Bir biz deÄŸil herkes hasta
Evet evet, sizleri yanıltmak istemem ama bir biz değil herkes aynı sıkıntıyı yaşıyor. Hangi sıkıntıyı mı? O konuya da geleceğim ama borsacıların gözünden borsanın son durumunun nasıl göründüğüne bir bakalım mı? Bakalım.
Geçenlerde eski bir borsacı ahbabımla uydu telefonu vasıtası ile sohbet ediyorken oldukça ilginç meselelere temas ettik. ÖrneÄŸin borsacı ahbabıma göre, bu aralar borsa hakkında fikir beyan etmek için aÄŸzını açan herkesin ilk cümlesinin "Ben böyle piyasanın..." olması bir ÅŸeylerin iÅŸareti imiÅŸ. Artık neyinse... Ardından gelen cümle ise "Bu yaşıma geldim böyle rezalet, böyle kepazelik görmedim. Bu nasıl piyasadır Allah Allah!!!..." oluyormuÅŸ.Â
Şimdi, durum neden böyle çünkü para yok. Bende de yok ama piyasada para olmaması daha önemli. Çünkü para olmayınca gelişmeler iyi bile olsa alım yapamıyorsunuz. Mesela bakkala gidip "Ver ordan sosis, salam, sucuk, peynir. Para mı, ne parası? Gelişmeler olumlu enflasyon düşecek, faiz inecek, herşey cillop gibi olacak" deseniz bakkal amca size ne der? Evet haklısınız "ondan" der.
Bunu tek farkeden ben değilim. Piyasanın büyük oyucuları da fark emiş. Bunun için de "madem bizimkilerde para yok, gelip hisse senedi almıyorlar, o zaman biz de yabancı yatırımcı avına çıkarız" deyip hayır duaları ile bir adamlarını Londra'ya yollamışlar. Tabii akadaş buyursun gelsin de "umduğunu değil bulduğunu" yemek zorunda kalacak gibi bir hisse kapılıyorum. Çünkü Londra'da da işler kesat, ABD'de de...
Yakından izlediğim bir sürü orta ve küçük ölçekli yabancı aracı kurumun Türkiye masalarını kapatıkları biliyor muydunuz.
Hatta bu masaların fiskos masası oarak değerlendirilmesi düşünülüyormuş. Hatat daha ileri gidip "madem bu masa boşaldı evdeki eski yemek masasını atıp bunu alalım diyen bölüm müdürleri bile varmış ama şirket idare müdürleri izin vermediği için sabık Türkiye masaları depoya kaldırılmış. Bu arkadaşlara tavsiyem eğer masalar masif değilse hiç uğraşmamalarıdır. Ama eğer öyleyse sıkıştır kapıcının eline bir iki kuruş masayı kaparsın (Bu kıyağı da kimseye yapmam).
Yabancı sermaye de artık aslanın ağzında. Hatta aslan (Galatasaray değil, teşbihi aslan) yabancı sermayeyi her an mideye indirebilir. İnanmayacaksınız ama ABD Hazine Bakanı Paul O'Neill bile Salı günü ABD Kongresi'nde yaptığı bilgilendirme konuşmasında "Yabancı sermaye açığımız artıyor. Son üç ay içinde yabancı sermaye girişi iyice azaldı. Bütçe açığı falan. Yani işimiz zor" mealinden bir şeyler söyledi. İnanmayan Perşembe gününün gavur gazetelerine ve haber ajanslarına baksın.
Şimdi sizin elinizde para olsa İMKB'de mi hisse senedi alırsınız yoksa ABD'de mi. O zaman neymiş, demek ki "aaaah tövbekar, bu yıl da kaldım bekar"... Hepinizin gözlerinden öperim.
Borsa zengini muharrir Hürriyet Bahri Beyefendi...
PaylaÅŸ