Paylaş
Şimdi ise gerçek gündemimize geri dönüyoruz. IMF’nin temasları ve Irak meselesi... Daha önce de söyledik, IMF temasları ile ilgili bir sıkıntı olmayacağı görüşümüz aynı sağlamlıkla sürüyor. Ama Irak meselesi başa bela olmaya devam edecek gibi...
Operasyon ne zaman, nasıl ve ne ölçüde gerçekleşecek? Maalesef bu soruların yanıtını bilmiyoruz. Türkiye’nin rolü ve etkisi ne olacak? İşte bilinmeyen bir soru daha. Türk Silahlı Kuvvetlerinin Irak savaşına fiili olarak katılma yönündeki kararı nedir? En bilinmezlerden biri. Türkiye’nin zararı ne olacak? Bunu da bilmiyoruz ama katılsak da katılmasak da Irak’tan sonra en büyük zararı biz göreceğiz, bu kesin.
ABD Türkiye’nin zararlarını karşılayacak mı? Hani AKP yönetimi 38 milyar dolardan bahsediyordu ya. ABD birkaç milyar dolar veririz demiş. Bir tek bunu biliyoruz. Borsanın durumu ne olur peki? Ne diyelim, Allah kerim...
ABD Başkanı George W. Bush, geçen hafta dünyanın en büyük film endüstrisi olan Hollywood’daki yönetmen ve yapımcılarla bir toplantı düzenledi. ABD Başkanı’nın film yapımcıları ile ne işi olur demeyin. Beyaz Saray ile Hollywood arasında Dünya Savaşı yıllarından bu yana çok yakın bir ilişki var. Hatta 11 Eylül saldırılarının hemen ardından Bush “teröre karşı Kutsal Savaş’ını ilan eder etmez Hollywood’dan bu politikayı destekleyecek filmler yapmasını istemişti.
ABD için bunu çok fazla şaşırılacak bir tarafı olmadığını söyleyelim. Özellikle politikaya ucundan kıyısından dokunan filmler yapmak isteyen ABD’li yapımcıların senaryo ve oyuncularının ABD Genelkurmay’ı tarafından denetlendiği, senaryolarda ve oyuncularda ordunun isteği doğrultusunda değişikliğe gidildiği de geçen yıl oynayan “Black Hawk’s down” isimli Somali operasyonunu anlatan Hollywood filminin gösterimi sırasında itiraf edilmişti. (Filme ABD ordusu ciddi bir maddi destek verdi).
Son toplantının amacı ise Irak operasyonu öncesinde toplumu savaşa hazırlamak için “savaş filmleri”ne ağırlık verilmesini istemek. Ne olursa olsun Irak’a saldırmayı kararlaştıran Bush yönetimi kendi toplumu için bunun psikolojik altyapısını da hazırlama uğraşı içinde.
Ama bu kez işler Bush’un istediği gibi gitmiyor Çünkü elindeki en önemli propaganda malzemesi olan Hollywood bu kez Bush’un savaşını desteklemek istemiyor.
Hatta gayet net “savaş karşıtı” argümanlarla toplumun karşısına çıkıyor. Geçen hafta aralarında Hollywood starlarının da bulunduğu ciddi bir grup “Irak’ta savaşa hayır” başlıklı bir toplantı örgütledi. Dün de ünlü aktör Sean Penn, ABD hükümetinin karşı çıkmasına rağmen Irak’ta bir toplantıya katılmak üzere bu ülkeye geldi. Penn, ülkeye gelişinin nedenini açıklarken, ABD’nin saldırmayı kararlaştırdığı ülkeyi kendi gözleriyle görmek için geldiğini söyledi.
9 üs, 2 liman ve 90 bin asker... İnsanın içi acıyor açıkçası. Daha ortada BM kararı bile yokken, egemen bir devlet bir başka devletin dümen suyuna hiç sıkıntı çekmeden girebiliyor. Hadi ABD’nin cüretkar olmak için nedenleri var diyelim. İyi de bizim ülke olarak hiç mi onurumuz kalmadı. Seçimler öncesinde siyasi parti liderlerinin ABD’ye gidip icazet almasına alıştık ama iktidara destek bulabilmek için bu kadar onursuz davranışlar içine girilmesi ve Türkiye Cumhuriyeti’nin bu kadar küçük bir duruma düşürülmüş olması açıkçası benim ağırıma gidiyor.
Paylaş