Paylaş
Özellikle de Türkiye’nin Kıbrıs konusundaki atağı Avrupa içindeki bir çok çevreyi bu konuda acil hareket etme eğilimi içine sokmuş durumda. Alman Hristiyan Demokrat Birlik Partisi Lideri Angela Merkel’in Türkiye’deki AB yanlısı çevrelerin sinirlerini bozan ziyaretinin ardından gelen Almanya Şansölyesi Gerhard Schröeder’in Türkiye ziyareti de bu bağlamda değerlendirilmek zorunda.
Schröeder’in Türkiye ziyareti sırasında yapacağı/yaptığı açıklamaların ve vereceği/verdiği mesajların neler olacağını tahmin etmek zor değil. Türkiye’nin üyeliğini desteklediklerini ve imtiyazlı birliktelik gibi yaklaşımlara kesinlikle karşı çıkacaklarını söyleyecek. Aslında bu ziyareti Türkiye’den çok, yaklaşan seçimler öncesinde 2 milyona yaklaşan Türk kökenli seçmene yönelik olarak değerlendirmenin daha faydalı olacak.
Kıbrıs’ta yarın başlayacak görüşmeler öncesinde taraflardan gelen mesajlar da durumun Türkiye açısından ciddiyetini ortaya koyar nitelikte. Cumhurbaşkanı Denktaş, bugüne kadar Rum tarafının önemli konulara girmekten kaçındığını söylüyor. Denktaş’ın analizinde Rumların hala vakit kazanmaya çalıştığı ve 1 Mayıs’a mevcut durumu koruyarak girmek istedikleri vurgulanıyor.
Bunları zaten haftalardır tartışıyoruz, ayrıntıların bir çoğunu biliyorsunuz zaten. Piyasa uzmanları, bu ayrıntıları dile getirirken sürekli olarak trendin ve morallerin yükselişi işaret ettiğini söylüyor ama buna rağmen piyasaların bir türlü sıkıştığı aralıktan kurtulamadğını görüyoruz. Peki nedir piyasaların önündeki engel diye sorduğumuzda ise yanıt alamıyoruz.
Aslında yukardaki satırlar dikkatli okunduğunda morallerin yüksek olmasına neden olarak gösterilen AB’den müzakere tarihi alınması konusu ile ilgili olarak elimizde tek bir somut gerçekleşme olmadığını görüyoruz. Türkiye AB’nin koyduğu şartları yerine getirdikçe, engelleri aştıkça yenileri konuluyor önümüze.
Fakat bu kez AKP hükümeti ne pahasına olursa olsun, ki Kıbrıs da bunlara dahil, AB’den müzakere takvimi lma konusunda ısrarcı. İşte bu yüzden önümüzde 2004 yılı sonuna kadar daha gidilecek çok yol var. O yolda daha çok Kıbrıs ve daha çok Merkel ile karşılaşacağız.
Bu nedenle de şimdiye kadar soyut gelişmeleri satın alan piyasalar daha ayakları yere basar biçimde hareket etmeye başladı. Borsada 20 bin puan seviyesinin iki kere denenip aşılamaması da bunun en iyi örneği.
Paylaş