Paylaş
Oysa dün gazetelerde çıkan haberler birden ortalığı karıştırdı: “Hükümet, Irak’a asker gönderme meselesinde kararsızlığa düştüğü için krediye ilişkin atması gereken imzayı henüz atmadı.” Bu söylenti önce Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Abdüllatif Şener tarafından yalanlandı ve kredinin ilk diliminin ekim ayı sonu itibariyle geleceği ifade edildi. Ardından Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Kırgızistan’a hareketi öncesinde esenboğa havalimanında bu söylentiyi yalanlanlayanlar kervanına katıldı. Kredinin askıda olmadığını söyleyen Erdoğan, bir ekleme yapmayı da unutmadı: “Bizim arzu etiğimiz istikamette gelirse bu krediyi kabul ederiz.” Hatta Erdoğan, bir de özdeyişle açıklamasını süsledi: “Gökten ne yağmış ki yer kabul etmemiş”.
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül de dün yurtdışı yolcusuydu. Atina’ya gitmeden önce o da kredi ve asker meselesine ilişkin yorumlarda bludu ama bu yorumlar kafaları bir kere daha karıştırdı. Gül, “Meclis’ten yetki almamız demek Türk askerinin otomatik olarak Irak’a gideceği anlamına gelmez” dedi. Gül’ün konuşmasının ikinci bölümü ise kredi ile ilgiliydi: “Türk ekonomisi şu an için 8,5 milyar dolarlık Amerikan kredisine muhtaç değil.”
Bu açıklamaları ayrı ayrı dinlediğinizde sanki hiç bir sorun yokmuş gibi görünüyor ama yukarda olduğu gibi sadece zaman sırasına göre alt ata dizdiğinizde fotoğraf netleşiyor. Hükümetin kafası karışık. Bir şeyler oluyor ve bu birşeylerin ne olduğunu henüz bilmiyoruz. Ama büyük bir olasılıkla yakında kokusu çıkacak...
Bu durumu tek gören biz değiliz tabii ki. Yatırımcılar, hele de dolarda hareket edenler de bu meselenin farkında. Tabii ki bu dolardaki hareketin temel nedeni değil. Temel nedenlerin neler olduğunu merak edenler dünkü yazıma bakabilir. Ama meseleyi birikimli üşünmemiz gerekir. Temel nedenlerin üzerine bir de bu yukardaki tabloyu ekleyelim, ondan sonra doların neden yılsonunda 1 milyon 550 bin liraya kadar gideceğini daha rahat anlayabiliriz.
Paylaş