PaylaÅŸ
Hükümet nihayet ekonomiyi ve piyasaları dinlemeye başladı. IMF ve Dünya Bankası ziyaretlerinin ardından topun artık hükümette olduğunu ve bu topun iyi bir pasa çevrilme süresinin hayati önem taşıdığını söylemiştik.
Tekrarlayalım: IMF’nin özel önem verdiÄŸi konular, baÅŸta bütçe, bu ay sonuna kadar tamamlanabilirse Irak krizine elimiz güçlü ÅŸekilde girme olanağımız olacak. Dördüncü gözden geçirme sonrası IMF’den alacağımız hem sözlü hem de maddi destek dünya nezdinde kredibilitemizi inanılmaz yükseltecek. Bu kadar sıkıntılı bir küresel ekonomi ve siyaset atmosferinde bu tarz bir destek bulunmaz bir nimet. Ama hükümet gerekli hızı tutturamazsa dördüncü gözden geçirme toplantısının Irak’taki sıcak çatışmalara denk gelme olasılığı mevcut. Bu durumda da kimse Türkiye’nin durumuna ya da IMF’nin ne dediÄŸine bakmayacak.Â
Ama çok şükür ki geçen haftasonu gerçekleştirilen YPK toplantısından çıkan açıklamalar ile Başbakan Abdullah Gül ve Hazine’den Sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan’ın ekonomi muhabirleriyle yaptığı sohbet toplantısında verdikleri mesajlar hükümetin bu topu doğru biçimde kullanacağını gösteren ilk çalımlardı. Bu çalımlarda piyasalarda önemi ölçüsünde yankısını buldu.
Borsa şaşırttı
Haftanın ilk işlem gününde borsada uzun zamandır görülmeyen bir hareket izledik. İMKB 100 Endeksi mevcut gündem maddelerinin etkisi altında aşabileceğini tahmin etmediğimiz 10.500 puan seviyesinin üzerine çıktı. Hatta salı günkü birinci seansta da bu seviyeleri koruma yönünde piyasada belirli bir kararlılık olduğunun işaretlerini verdi. Seans içinde 10.700 puan seviyesine kadar yükseldi.
Bu gelişmeyi tetikleyen faktör yukarda saydığımız gelişmelerin ardından Hazine’nin pazartesi günü yaptığı ve 1.4 katrilyon borçlanma hedeflediği 92 günlük bono ihalesine beklenin bir hayli üzerinde, 2.3 katrilyon seviyesinde bir teklifin gelmesi ve faizin de beklenen seviyenin bir puan kadar altında, yüzde 50.41 olarak gerçekleşmesiydi.
Borsa yatırımcısı bu rakamları, seçimler sonrasında hızla bozulan güven ortamının yeniden tesisine ilişkin ilk umut, ilk işaret olarak algıladı. Yatırımcılar, salı günü öğlen öncesi seansı, aynı gün yapılacak olan iki devlet tahvili ihalesinde bu işaretin ve bu umudun teyit edilip edilmeyeceğini izleyerek geçirdi.
Küçük bir umut
Bu hafta başından itibaren piyasaların yatırım psikolojisinde gözle görülür bir düzelme izlendiğini söylersek yanılmış olmayacağız. Bunun maddi delilleri de var elbette. Örneğin geçen haftanın son üç işlem gününde borsada 30 trilyon civarında net alım yapıldı. Bu alım eğilimi pazartesi günü ve salı gününün ilk seansında da teyit edildi.
Salı günü birinci seans sonunda en çok işlem hacmini gerçekleştiren ilk 15 aracı kurumun net alım satımları kıyaslandığında piyasanın 5 trilyon alım ile kapandığını gördük. Bu noktada tek bir uyarı yapılabilir, o da işlem hacminin düşüklüğü. Seçimler sonrasında gördüğümüz yüksek hacimler artık mevcut değil.. Bu durum da piyasaya yeni para girişi olmadığı ve izlediğimiz hareketin piyasadaki mevcut yatırımcıların tasarrufu olduğu şeklinde yorumlanmalı.
Hükümet son iki haftadır gösterdiği kararlı tutumunu söylemden eyleme evriltebilirse bu karmaşa ortasında bir an soluklanma imkanı bulabileceğiz. O yüzden, az daha gayret.
PaylaÅŸ