Paylaş
Dün ABD’de iki temel ekonomik veri açıklandı. Birincisi enflasyon rakamlarıydı ki beklenenden yüksek çıktı. Dış ticaret verileri de bir başka önemli gelişmeydi; bu veri de beklenenden düşük çıktı. Böyle olunca da ABD ekonomisinin geride bıraktığımız dönem içinde tahmin edilenden ve beklenenden daha hızlı bir büyüme süreci içine girmiş olduğu anlaşıldı. Böyle olunca da ekonomide durgunluk endişeleri ile geçen iki yıl boyunca sürekli faiz indirimine giden ABD Merkez Bankası Federal Reserve’in 2004 yılının ikinci yarısı içinde yapacağı tahmin edilen faiz artırımını daha erken bir vakitte yapabileceği düşünülmeye başlandı.
ABD’nin faiz artırımına gitmesini neden bu kadar ciddi bir mesele olarak algılıyoruz? Çünkü ABD Doları’nın özellikle 80’li yıllardan bu yana tüm kriz dönemlerinde uluslararası sıcak para için güvenilir liman olduğunu gördük. Dünyanın herhangi bir yerinde çıkan krizlerde sıcak para hemen kriz olan ülkeyi terk edip ya ABD Doları’na ya da ABD tahvillerine sığındı. Ama ABD’nin ekonomisinde enflasyonist baskı hissetmesi ile başlayıp ardından durgunluk ile devam eden sıkıntı döneminde Fed, ekonomiyi yeniden rayına oturtabilmek için faizleri sürekli olarak düşürdü.
Şimdi eğer faiz yeniden artırılmaya başlanırsa bu durum doları ve ABD tahvillerini yeniden cazip hale getirecek. Böyle olunca da geride bıraktığımız iki yıl içinde aralarında Türkiye’nin de bulunduğu dünyanın çeşitli bölgelerine, gelişmekte olan piyasalarına dağılmış olan sıcak paranın önemli bir kısmı, yani risk sevmeyeni, az olsun öz olsun diyeni, ABD kıymetlerine dönüş yapacak.
Zaten düne bakarsak borsada yaşadığımız düşüşün en önemli nedeninin tam bu kaygı ile oluştuğunu gördük. Dünya ile aynı anda yabancı yatırımcılar gelişmekte olan piyasalarda satışa geçti. Sıcak para böyledir işte; gelişi ile yaratığı sahte refah, çıkışı ile ciddi bir sıkıntıya dönüşebilir.
Paylaş