Ahmet Davutoğlu ısrarla komşularla sıfır sorunu hedefleyen “çok merkezli dış politika” izlediklerini söylüyor. Ben de ısrarla “netice odaklı dış politika” kavramı ile ifade ettiğim ve dış politika sonuçlarını somut ve gerçekçi fayda/maliyet analizleri ile irdeleyen bir takip yapmaya çalışıyorum.
Gönüllerinde yatan aslan, tıpkı Britanya’nın eski kolonileri ile yaptığı gibi, Ortadoğu’da, Balkanlar’da, Orta Asya’da Türkiye önderliğinde bir milletler birliği yaratmaktır: Yeni Osmanlı! * * * Fayda/maliyet analizinin fayda (+) hanesinde: 1) Bölgede bazı ülkeler ile kaldırılan vize işlemleri vardır. Vizenin kalkması muhakkak ki komşularla ticari faaliyetlere olumlu katkıda bulunacaktır. 2) Ortadoğu dışında Afrika Kıtası’na yapılan hamlelerin de ileride ekonomimize katkıda bulunması beklenebilir. * * * Maliyet (-) hanesine bakınca ise şunlar gözüküyor: 1) Türkiye 2009’da Obama’nın soykırımı tanıma sözüne set çekmek için Ermenistan’la 2 protokol imzaladı. Azerbaycan küstü. Başbakan apar topar Azerbaycan’a gitti. Gönül aldı. Baktı ki muhalefet de Ermenistan ile imzalanan protokollere şiddetli itiraz ediyor, protokoller o gün bugün sumen altı edildi. 2) Türkiye Suriye-İsrail arasında arabulucu olmaya soyundu. İsrail ile arası o kadar bozuldu ki artık Suriye-İsrail olası yakınlaşma girişimlerinde adımız bile geçmiyor. Mısır önde. 3) Türkiye ABD (Batı) ile İran arasında da arabulucu olmaya kalktı. BMGK İran’a ambargo uygulamaya hazırlanırken Brezilya ile birlikte İran’ın tam istediği şekilde Tahran Deklarasyonu imzalandı. Deklarasyon Batı’da herhangi bir olumlu yaklaşım görmedi. Ardından BMGK’de ambargoya ret oyu verince Türkiye ABD Kongresi önünde müttefikliğinden şüphe edilen ülke durumunda düştü. Brezilya arada çark etti ama Türkiye idealist politika uğruna Batı’da “eksen değiştiriyor” şüphesine güçlü bir kanıt vermiş oldu. O gün bugün ABD ile ilişkiler limoni. 4) Türkiye Lübnan’da iç kargaşa çıkınca yine çok aktif tavır aldı. Davutoğlu Hizbullah lideri ile gizli bir yerde görüştü. Hizbullah o görüşmenin resimlerini dünyaya servis edince dünyada meşruiyet kazandı ama Davutoğlu’nun resimdeki “ilişik konumu” da ciddi sorgulandı. Hizbullah yine de bildiğini okudu. * * * Ben yukarıda sadece birkaç örnek verdim. İşte sonuçlar: 1) Türkiye önderliğinde bir milletler birliği yaratmayı hedefleyen hükümetin bölgedeki tüm girişimlerinin sonucu sıfıra sıfır elde var sıfırdır. 2) Üstelik, İsrail’e kafa tutan Türkiye’nin Arap sokaklarında kazandığı şan/şöhret Mısır, Suudi Arabistan gibi ülkeleri rahatsız etmektedir. 3)Sünni ülkeler Şii İran’ın Türkiye sayesinde kazandığı bölgedeki ivmeden ise ziyadesi ile tedirgindirler. Bu ülkeler İran karşısında İsrail’i bile müttefik görmektedirler. 4) Suriye yönetimi Türkiye’nin “Yeni Osmanlı” hevesini açıkça sorgulamıştır. * * * Peki bu girişimlerden kazananlar var mı? Elbette var! 1) Batı ve ABD doğrudan görüşmek istemedikleri İran, Hizbullah, Hamas ile Türkiye üzerinden görüşüyorlar. 2) Hizbullah ve Hamas bildiğini okumaktan zerre kadar vazgeçmeden Türkiye üzerinden Batı’da meşruiyet kazanıyor. 3) Türkiye vasıtası ile Batı’yı oyalayan İran nükleer silah üretmek için devamlı zaman kazanıyor. 4) Sıkışık Suriye İran ile ABD arasında daha rahat hareket ediyor. * * * Kanımca, Türkiye’nin dış politikasının fayda/maliyet analizi kabaca yukarıdaki gibidir. (Yarın: İç politika-dış politika ilişkisi.)