×
İlkinde Lucca’nın işletmecisi, bir kadın çalışanı mekanın tuvaletinde taciz etmeye kalkıştı...
İkincisinde Boğaz’daki lüks otelde yapılan bir düğünde alkol servisi yapan kadın, şirketinin yöneticisi tarafından otel odasında cinsel saldırıya uğradı...
Alcoholoco, düğünlerde, partilerde alkol servisi yapan, kokteyller, shut’lar hazırlayan bir şirkettir.
11 yıl önce bizim düğün için de anlaşmıştık bu şirketle. Onların sayesinde çok eğlenmiştik...
Bunca zaman gece hayatında yer almalarına rağmen olumsuz bir haber duymamıştık şirketin çalışanlarıyla ilgili.
Tıpkı Lucca gibi...
Demek ki uzun süreli şirketlerde yöneticileri de iyi denetlemek gerekiyor.
Eşi Gülten Kaya’nın Ahmet Kaya’nın vefatından sonra sanatçının hatırası üzerine nasıl titrediğini hepimiz çok iyi biliyoruz...
Bir film çekilecekse başta Gülten Kaya’nın onayı olmalı.
“Biz Ahmet Kaya’dan yola çıkarak bir dönemi, başka bir hikayeyi anlatıyoruz” falan demek de çözüm değil...
Bir defa filmin adı İki Gözüm Ahmet...
“Ağlama İki Gözüm” şarkısından hareket ederek konmuş bir isim.
Başından beri yapım tarafında bunun bir Ahmet Kaya filmi olduğuna kimse itiraz etmemiş...
Dolayısıyla ailenin hassasiyetine saygı göstermek gerekmiyor mu?
Ama Shakira en çok “Waka Waka”yı ve “Whenever, Wherever”ı söylediğinde Shakira...
“Whenever, Wherever”la yine seyirciyi coşturdu.
Jennifer Lopez siyah deri kostümü, “Jenny From the Block”, “Get Right” şarkılarıyla, Kolombiyalı
J Balvin’le düetiyle çok iyiydi.
Beyazlar içindeki kızlara ve 11 yaşındaki kızı Emme’ye vokal yapması gecenin en güzel yanlarından biriydi.
Üstelik bu şarkıda sahnede bateriyi çalan Shakira’ydı...
Bunlar müthiş bir görsel zenginlik ve şölen.
Hele Shakira ve JLo’nun kalça yarışına girdiği “Waka Waka” dansları inanılmazdı...
Ama filmde Jim Carrey yerine Kemal Sunal oynuyordu.
Eskiden bir görüntü üzerine kafa konularak yapılan montajlar vardı ya günümüz teknolojisi ve yapay zekalar sayesinde kusursuz hale gelmiş durumda bu montaj işi...
Deepfake deniyor buna...
Artık izlediğimiz görüntünün hangisinin gerçek hangisinin sahte olduğunu ayırt edebilmek neredeyse imkansız hale geldi...
Kemal Sunal’ın yüzünün kusursuz olarak Jim Carrey’e transfer edildiği sahneleri izlerken dehşete düştüm.
Deepfake görüntüleri her yerde kullanılmaya başlandı. Trump’a söylemediği bir sözü söyletebilir...
Kimsenin kimseye ulaşamadığı bir kaos ortamı yaşadık.
İstanbul’da 7’nin üzerindeki, altyapının çöktüğü bir depremde saatlerce kimseye ulaşamayacağız.
Binaların üzerinde bulunan baz istasyonlarının kaçı ayakta kalacak, kaçı binalarla birlikte çökecek...
GSM operatörlerinin altyapısının zarar görmesi ise tam bir felakete yol açacak...
26 Eylül’den
sonra üç GSM operatörünün bir araya geleceği ve
böyle olağanüstü durumlarda ortak çalışacak bir sistem yaratacağı söylenmişti...
Rıza’nın Göztepe aşkına da bayılıyorum...
Babası takımın eski amigosu İsmail Kocaoğlu zaten.
Çocukluğundan beri babasıyla Göztepe maçlarına giden ve bunları da röportajlarında çok güzel anlatan biri Rıza...
Göztepe’nin yeni açılan harika bir stadı var; Gürsel Aksel Stadyumu...
Pazar günü yeni stadın açılış maçına Göztepe-Beşiktaş karşılaşmasına Rıza’nın gitmemesi beklenemezdi zaten.
Yeni stat... Büyük maç...
İşte o çok özel günde Rıza Kocaoğlu takımını yalnız bırakmamış. Yılların amigosu İsmail Kocaoğlu da...
Hatta maçtan önce baba-oğul sahaya inmişler, seyirciye üçlü çektirmişler.
Elazığ depreminin sembol ismi oldu UMKE’de görevli Emine Kuştepe.
Enkaz altındaki Azize Çelik’le yaptığı telefon konuşmasıyla, yine enkaz altındaki diğer yaralıyla Kürtçe konuşmasıyla tüm Türkiye’nin kalbinde taht kurdu.
Dün sabah TV8 koridorlarında karşılaştım kendisiyle.
Ben eski bir dostu görmüş gibi hemen eline sarılıp tebrik ettim.
O da meğer benim televizyon programlarımı izlermiş.
“Fotoğraf çektirebilir miyiz?” deyince, “Asıl ben istiyorum” dedim ve bu kareyi çektik.
Ayaküstü biraz konuştuk...
Enkaz alındaki depremzedeleri hayata bağlayan Emine Kuştepe’nin hayat enerjisine, gülen yüzüne bayıldım.
Genelde okuduğum haberler, önümüze gelen olaylarda hep bu ilçenin ismine rastlıyorum.
Ama yanılmışım. Birinci sırada Fatih varmış. Esenyurt daha geriden geliyor.
Asayiş Şube Müdürlüğü, yılsonuna doğru İstanbul’da en çok cinayet işlenen ilçeleri açıkladı.
Birinci sırada 27 cinayetle Fatih var. İkinci sırada 22 cinayetle Küçükçekmece.
Üçüncü sırada 17 cinayetle Esenyurt yer alıyor.
2019’da cinayet olayının yaşanmadığı iki ilçe var İstanbul’da: