Cemal Erbaş

Kupa devi

3 Şubat 2011
Ligde beklentilerin çok gerisinde kalan kara kartal, Ziraat Türkiye Kupasında fırtına gibi.

Beşiktaş Fİ Yapı İnönü Stadı’nda, grup maçlarında 1-0 yenildiği Gaziantep Büyükşehir Belediye Sporu 5-0 yenerek bir üst tur için çok büyük avantaj kaydetti.
 
Rakibine neredeyse pozisyon bile vermeden tam 5 gol attı kara kartal. Guti' nin hafif sakatlığı ve Aurelio' nun da cezalı olmasından dolayı  Fernandes ve Ernst ilk 11' de yer buldular. 

Özellikle Fernandes' i dün akşam çok beğendim. Seri, ayaklarına hakim ve devamlı hücum etmeyi düşünmesi olumlu yönleri oldu Portekiz' linin. Attığı iki golde bu pastanın şekeri, balı oldu.
 
Quaresma' nın hırsı ve azmi oldukça iyi fakat yararına gelince aynı şeyleri söylemek zor. Schuster demediyse eğer, Quaresma sahada kafasına göre oynuyor, bir başka görüşle de kendisine oynuyor. Laubali halleri artık canımı sıkıyor. Biraz takım oyunu oynadığında neler yapabileceğini hepimiz biliyoruz. Seni çok seviyoruz ama aklını da başına al sevgili Q7. Gördüğü sarı karta ne demeli ? Acaba bilerek mi cezalı duruma düştü. Eğer öyle yaptıysa çok zekice bir hareket olduğunu söylemek isterim.

Yazının Devamını Oku

Schuster-Aydınus İşbirliği

31 Ocak 2011
Türkiye' nin en iyi stadını yap. Dünyanın en iyi oyuncularından yıldızlar topluluğu yarat ve çıkar bir lig maçına ne olur ?

Türkiye' de sen değişim için çaba gösterirken hakemlerin ve diğer rakiplerin de değişmesi gerekir. Hemen hemen her yazımda Türkiye' de futbolun çok sert oynandığından ve Beşiktaş' a karşı oynayan diğer takımların çok sert fualler yaptıklarından bahsediyorum.

İ.B.Belediyespor' u ve Abdullah Avcı hocayı kutluyorum. Beşiktaş' ı bir kez daha yenerek ne kadar ters bir rakip olduklarını gösterdiler. Maçın kötülerine gelince en başta Sn. Schuster ve maçın hakemi Fırat Aydınus. Elinde Türkiye' nin en iyi kadrosu varken maça 5 yabancı ile başlamak, hele ki Ernst gibi orta sahada tam bir savaşçı olan defansı toparlayıp Guti' ye pas dağılımı yapan bir oyuncu varken bu oyuncunun yedek kalması Schuster' in en büyük eksikliğidir. Hocanın oyuncu değişiklikleri ise (Fernandes hariç) tam bir fiyasko. Bu maçın kaybedilmesinde en büyük sorumlu Schuster' dir. Kimse aksini idda etmesin.

İlk 10 dakikada Guti' ye tam 4 kez çok sert fual yapıldı. Onların birinde Guti kulübeye beni değiştirin diye işaret bile verdi ve oyunda kaldığı sürede topla ne buluşmak istedi nede aldığı topları iyi değerlendirebildi. Hemen ayağından çıkartıp kime giderse gitsin dercesine oyununu tamamladı. Burada Schuster'in bunu görmesi ve Guti' nin yerine oyuna Ernst' i çok önceden alması gerekirdi. Guti hem akılen hemde fiziken oyundan çok önce düştü. Saolsun hakem Aydınus' da sertliğe izin vererek Beşiktaş' ı oyundan çok iyi düşürdü.

Yenilen gole kadar çok iyi oynayan Beşiktaş 2 net gol pozisyonundan sonuç alamadı. Erken bir gol bulabilseydi belki de farka bile gidebilirdi. 35. Dakikada kaleci Cenk, İ.B.B. Spor' a bir gol hediye etti. Bir kaleci topa çıktımı ya vuracak yada tutacak, yok yapamazsan o golü kalende görürsün. Çok kötü bir zamanda yediği golle Beşiktaş' ın tüm hayellerini yıktı attı. Bir kaleci oyunun kaderini ancak bu kadar değişterebilir. O hatalı golden sonra 5 tane golü çıkarsan ne fayda, bu oyunuyla sahanın en kötüsü oldu genç file bekçisi.

44. dakikada Mehmet Aurelio rakibine yaptığı müdahaleden sonra kırmızı kart görerek Beşiktaş' ı yakan bir diğer isim oldu. Kontrolsüz yaptığı hareketi Fırat Aydınus kırmızı kartla cezalandırdı. Bana göre Mehmet' in yapmış olduğu hareket asla kırmızı kart olamaz. Bu kırmızı kart çok ağır oldu. Bundan çok daha ağır fuallere hakemler oyunu oynattılar. Fual bile çalmadılar. Hakemler çifte standart uyguluyorlar. Ve benim ne hakemlere nede Schuster' e inancım kalmadı. Hakem Fırat Aydınus' unda Schuster' e inancı kalmamış ki, 77. de kırmızı kartla Shcuster' i tribüne yolladı.

Hafta içi kupa maçında Trabzonspor' la zorlu bir 90 dakika oynayan kara kartalda birçok oyuncu bu maçta fiziken oyundan düştü. Biz maçı seyrederken net bir şekilde gördük de, Sn Schuster bunu göremedi mi. Hoca biran önce aklını başına al. Bu camia senin gibi ne hocaları yedi haberin varmı.

Ekrem ve Sivok' un maç eksiği ve fizik kondisyonları son derece yetersizdi ve net bir şekilde de görüldü. Karta kadar da Mehmet Aurelio' da aldığı tüm topları ya yana dağıttı yada kalesinde döndü. Adam eksiltme yada ileriye oynama özelliği Mehmet' te kocaman bir sıfır. Bu hafta onun yokluğunda daha güzel bir futbol izleyeceğimize inanıyorum.

10 kişi kaldıktan sonra Simao ile beraberliğide sağlayan Beşiktaş, kazanmak için yüklenirken kalesinde de birçok gol pozisyonu verdi ve 90 dakikada yediği gole engel olamayınca da sahadan mağlup ayrılmak zorunda kaldı. Kaybettiği 3 puanla çok ağır yara alan Beşiktaş, ligde ki tüm umutlarını da böylece söndürmüş oldu. Eee ne diyelim geçmiş olsun. 17 de 17 yapacağız diyenler bakalım şimdi ne diyecekler. Sakın çıkıp ta 17 de 16 yaparız biz demesinler ve bu insanlarla dalga geçmesinler.

Yazının Devamını Oku

Deve-cüce

27 Ocak 2011
Fİ Yapı İnönü stadında Beşiktaş, hem lig hemde kupada grup lideri olan Trabzonspor' u ilk yarıda Almeida ve Quaresma' nın attığı gollerle 2-1 yenerek gruptan lider olarak çıkmayı başardı. Trabzonspor bu yenilgiyle kupaya erken veda etti, tıpki Fenerbahçe ve Bursaspor gibi. Ligde ilk beş sırada yer alan takımlardan sadece Beşiktaş kupada yoluna devam ediyor.
 
Beşiktaş' ın % 100 kazanmak zorunda olduğu bir maçtı. İlk yarı inanılmaz bir maç seyrettik. Beşiktaş ilk yarı tek kale maç oynadı. Neredeyse 5 dakikada bir gol pozisyonu üretti. İlk yarı gönül rahatlığı ile söyleyebilirim ki Beşiktaş farkı 5 yapabilirdi.
 
İkinci yarı başlar başlamaz yenilen o gol kartalda moralleri sıfıra indirdi. Trabzonspor'  un attığı  golden 1 dakika sonrada bir topu direkten döndü. İkinci yarı daha dirençli ve istekli oynadı bordo mavililer. Tüm mücadele ve kazanma isteği malesef TS' ye yetmedi. Şenol hoca ne düşündü ne amaçladı bilmem ama, Beşiktaş karşısına çıkardığı kadro ile kupaya veda etmeyi göze almış gibi gözüktü. Yada ben en kötü kadromla bile Beşiktaş' ı yenerim diyemi çıkmıştı sahaya acaba? Pahalıya patladı her ne düşündüyse. Bu çıkardığı kadro aslına bakıldığında Beşiktaş ileri hattını tutmak ve maçı en kötü berabere bitirmek adınaydı.
 
Maça en büyük damgayı gururumuz dediğimiz hakem Cüneyt Çakır vurdu. Avrupada böyle bir maç yönetsin bir daha maç alamaz. Trabzonspor' un sert oyununa izin verdi. İnanın bu ligde Beşiktaş karşısına kim çıkarsa çıksın çok sert oyuyorlar. Ceyhun Gürselam sadece ilk yarıda 3 veya 4 net sarı kartlık müdahale yaptı. Yazıktır. Günahtır ve ekmek parası, emek için de haramdır, yakışmadı neticede kendiside ekmeğini futboldan kazanıyor. Ceyhun haricinde Giray ve Sezer' de futbol oynamaya değil karate yapmaya gelmişlerdi sanki. Bu kadar sert futbolla hiçbir yere varamayız.
 
İlk yarı sahada dev bir Beşiktaş, ikinci yarıda da deyim yerindeyse cüce bir Beşiktaş vardı. Schuster bu kadro bolluğunda ne yapacağını tam çözememiş. Bucaspor 11' ile Trabzonaspor'a karşı çıktığı 11 aynı. Her ne olursa olsun bu takımın ilk 11' ni bana yazdırsalar ilk Ernst' i yazarım sonra diğerlerini. Mehmet Aurelio ilk yarı iyi oynadı ama ikinci devre döküldü tıpkı İsmail gibi. Birde Toraman' ın durumu var. Toraman' da istek ve hırs eskisi gibi değil. Konsanstre olamıyor sanki maçlara. Çok kademe hatası yapıyor ve artık pozisyonlara da ağır kalıyor, 2-3 maç dinlendirilmesi sanki gerekiyor. Asla kötü futbolcu demiyorum fakat eski Toraman olmadığıda ortada.
 
Guti dün akşam vasat oynadı. Yada TS' liler iyi markaj uyguladılar. Neredeyse kendi kalesine kadar gelip top almaya çalıştı. Çünkü Guti' ye defanstan pas verebilecek kimse yok. Hal böyle oluncada üretkenliği azaldı Guti' nin. Hep diyorum ya Ernst diye işte bu yüzden Ernst bu takımın vazgeçilmezidir.
 
Kaybetmek her zaman kötüyse, kazanmak her zaman güzeldir. Güzelde benim olduğu için bir başka güzel. İlk yarıda oynadığı muhteşem futbolu aklıma kazıyıp, ikinci yarıda oynadığı kötü futbolu kafamdan sildiğimde herşey çok güzel. Üç kulvarda da yolun açık olsun kartalım.
 
Centilmence gelip centilmence maç izleyip olaysız bir şekilde evlerine dönen Trabzonspor taraftarını kutluyorum. Beşiktaş taraftarı zaten hep aynı, Hep Destek Tam Destek.
Yazının Devamını Oku

Doyamadım

22 Ocak 2011
Muhteşem dönüş. Tek kelime ile harika bir atmosfer harika bir futbol ve yarım düzine gol. İkinci yarının ilk maçında Beşiktaş taraftarı İnönü'de futbol şovu izlediler. Türkiye Futbol Federasyonu işini biliyor kardeşim. İkinci yarının açılış maçını Beşiktaş ile oytanıp ligin kalitesini ilk maçta dünyaya seyrettirdi. Doyamadım ne futbola ne gollere. Maçın  bitmesini hiç istemedim.
 
Bu Beşiktaş izlenir, bu takım bırakın bu ligde dünyada bile izlenir. Bakın Jose Mourinho bile Beşiktaş' ı takip ediyormuş. Tam beş gol. Gollerin detaylarını herkes yazdı çizdi ben bundan bahsetmeyeceğim. (Nobre ve Guti 2, Simao)
 
Bazı yazıları okudum diyorlar ki; Beşiktaş 5 gol attı ama kalesinde de 4 -5 pozisyon verdi. Bırakın abi. Başarıyı alkışlayın. Neden Beşiktaş' ın 5 atıp, 15 kaçırdığından bahsetmiyorsunuz. Quaresma biraz asist yapayım deseydi, bu maçta bir düzine gol olurdu.
 
Yeni transferler ilk kez İnönüde görücüye çıktılar. Takıma daha tam adapte olamamışlar. Almeida ve Fernandes çok etkili değillerdi. Simao tam bir takım oyuncusu ve görev adamı.
 
Sahada Guti şov vardı. İçmeden adamları sarhoş etti. Onlar nasıl paslardı yarabbi. 60 - 70 metreden ara pasları gönderdi. Yaşı başı dediler, yok onu dediler yok bunu dediler. Alın size Guti. Bu adam tam bir profesyonel. Yaşı başıda umurumda değil. Keşke genç olupta 10 sene daha Beşiktaş forması giyebilseydi. Türk futbolu ve futbolcusu ondan çok şeyler öğrenecektir. Alkışlarım sana sevgili Guti, oynadığın futbolla bunu hak ediyorsun.
 
Ya Hilbert' e ne demeli. Her geçen gün daha iyiye giderek takımın bankolarından oldu. Defansda sağlam, ofansda hızlı. Birde iyi orta yapmaya başlarsa vay rakiplerin haline.
 
Şimdi söyleyeceklerim bazı kişileri kızdıracak belki ama Beşiktaş' ın Türkiye' de rakibi yok. İnanın bana yok. Beşiktaş eğerki zirveden 8-9 puan geride olsaydı şampiyonluğu için çok iddalı konuşurdum. Bu sene çok zor hatta hayal. Ah vahh diyorum o ilk yarıda pisi pisine kaybettikleri puanlara.
 
İlk yarıda giden puanlar Türk futbolunun sert ve öldüresiye oynanmasından kaynaklı. Tam sakatlar ordusu olmuştu Beşiktaş. Umarım bu kötü şans 2. yarıyla beraber biter.
Anıtlar kurulu kararını ne zaman verecek. Başka yerde bana dünyanın en iyi sahasını yapıp verseler değişmem İnönü' ye. Üstümüze yıkılana kadar devam etsinler derim. Artık bizimde modern bir stada ihtiyacımız var.
 
Bu maçı ölçü olarak kabul etmeyenler, çarşamba günü oynanacak Trabzon maçını ölçü olarak alacaklarmı bakalım. O maçtan sonra görüşmek üzere.
Yazının Devamını Oku

2011 model Beşiktaş

12 Ocak 2011
Ziraat Türkiye kupası B grubunda Beşiktaş deplasmanda Manisasporu 3-2 yenerek gruptaki puanını altıya yükseltti. Ligin ilk yarısında Beşiktaş sahasında oynadığı Manisaspor maçını 3-2 kaybetmişti.
Bu maç gruptan çıkabilmek adına oldukça önemli bir maçtı. Aslında bundan sonraki maçda aynı derece önemli. Beşiktaş' ın Trabzonspor ile oynacağı maçtan da mutlak 3 puan alması gerekiyor, aksi takdirde işi çok zor olacak. Yeni transferler Almeida ve Simao' nun yanısıra sakatlıktan yeni dönen Sivok bu sezon ilk kez bir resmi maçta Beşitaş adına görev aldılar. Ayrıca ilk 11' in vazgeçilmez ismi Üzülmez' in yerine İsmail görev alırken Ersan Gülüm ve Ernst yedek kulübesindelerdi. Maçta Hugo Almeida ve Simao Sabrosa' nın üzerindeydi tüm gözler. Stadta ve Tv karşısında maçı izleyenler özellikle bu iki oyunucun nasıl bir performans sergileyeceğini merakla beklediler. Simao takım oyunun önemli bir kozu olacak. Tabiki Beşiktaş takım oyunu oynar ise. Bugün takım oyunu yerine bireysel yetenekler ön plandaydı. Bu takım ne zaman takım oyunu oynayacak acaba ? Quaresma müthiş bir yetenek, bunu kimse inkar etmiyor. Fakat bugün Quaresma' nın yerine başka bir futbolcu görev yapsaydı, Beşiktaş sahadan zorlanarak kazandığı maçı daha rahat kazanarak ayrılabilirdi. Sanırım en çok topla oynayan ve en çok top kaybeden de Quaresma' dır. Biraz şahsi oynamayı bıraksaydı net gol pozisyonları yaratabilirdi. Umarım bu konu Schuster kendisini uyarır. Bu kadar takımı bozmaya hiç ama hiç hakkı yok. Hugo Almeida gerçekten iyi bir forvet. Kule gibi. Fiziği ve kondisyonuda oldukça iyi. Saha içerisinde iyi beslenirse birbirinden güzel gollere imzasını atacaktır. Beşiktaş ' ın&nb sp;uzun zamandan beridir özlemini duyduğu bir forvet. Gollerde Guti' nin payı çok büyük. İki golün de asisti ondan geldi. Penaltı öncesinde de sanırım Hilbert' e pası atan yine Guti' ydi. Penaltıyıda gole çevirip çok öenmli bir 3 puanı getirdi. Atmak yerine attırma tercihi Guti' yi bugün maçın adamı yaptı.  Yabancı kontenjanı Beşiktaş' ı baya zorlayacak. Ernst bu maçta kontenjana takıldı. Fernandes' inde lisansı çıkarıldığında bakalım hangi yabancı kulübeye çekilecek. Mehmet Aurelio ve Nobre takımın en şanslı isimleri. Türk statüsünde oynamaları onları vazgeçilmez yapıyor. Nobre' ye bugünkü futbolundan dolayı sözüm yok ama Aurelio çok ama çok kötü oynadı.  Nobre maçta en çok çalışan mücadele eden bir oyuncu oldu. Bir gol attı bir topu direkten döndü. Sanırım forma savaşa Nobre' ye yarayacak. Defans yine hallaç pamuğu. Araya atılan toplar ligin başından beri Beşiktaş' a bela oldu olmaya devam edecek. Defansda hızlı adamlar var derken (Hilbert,Toraman,) aslında pozisyonlara ne kadar ağır kaldıkları ortada. Toraman bu gidişle formayı kaptıracak. İleri attığı her topu ezbere ve rakibe attı. Bu düşüşün sebebi nedir bilmiyorum ama böyle giderse gerçekten 11' de kendine yer bulamayacak. Sivok uzun bir süre sonra sahalara geri döndü. Maç eksiği ikinci yarıda net bir şekilde ortaya çıktı. Attığı gol her ne kadar güzelde defansda yaptığı kademe hataları göze çarptı.  Manisaspor Hikmet Karaman' la çıkışta. İyide futbol oynadılar. Genç ve mütevazi kadrosuyla yıldızlar topluluğu Beşiktaş' a karşı iyi mücadele ettiler. Ama bazı hareketler varki, asla göze hoş gelmiyor. Ekranları başındakilerde net bir şekilde görmüşlerdir. Kaleci İlker' in yediği penaltı sonrasında ettiği küfür ve Hikmet hocanın ilk golden sonra yaptığı kol hareketi. Hikmet hoca ilk maçta da İnönü' de bu hareketi yapmış ve bunu yazımda da yazmıştım. Her insan sevinebilir ama sevinmek karşındaki tahrik ediyor, onunla alay ediyor veya ona küfür ettiğini hissettiryor ise bu sevinmek değil ahlaksızca bir harekettir. Hep efendiliği ile görmeye alıştığımız Türk futbolunun önemli taşlarından Hikmet Karaman hoca umarız bir daha bu tarz hareketler yapmaz ve her zaman kendisine saygı ve sevgiyle yaklaşırız. Beşiktaş' lı taraftarların olduğu kale arkasında taraftarlarla Manisaspor kaleci İlker arasında ikinci yarıda düello yaşandı. Birkaç halen kendi bilmez taraftar İlker' e yabancı madde attılar. O dakidadan sonra İlker de taraftarı resmen kışkırttı. Yaptığı birkaç hareket kameralara yansıdı. Sn. İlker sana o yabancı madde atan taraftarları kendini bilmez diye hitab ettim de, sendemi kendini bilmiyorsun. Daha kötü olaylara az kalsın sebebiyet veriyordun. Taraftarların hiçmi suçu yok dersen, evet onlar bu olayların tek suçlusudur. Onlarıda sonra sen çileden çıkardın. Keşke olmasaydı. Beşiktaş lige nasıl başlayacak, nasıl bir oyun gurgusu içinde olacak, 11' de kimler olacak vs. bunlar bu maçla anlaşılmadı. Acı olanı ise halen defansa çözüm üretememiş Schuster. Bu takım zirveyi zorlayacak belki ama hiçbir zaman seyircisine rahat bir maçta izletmeyecek sanırım.  Ülkemizde oynanan futbol gerçekten çok sert. Hakemlerin eline bırakılan bir ligde heran bir sakatlık çıkabilir. Bugün maçı yöneten Özgür Yankaya sertliğe bazen izin verdi bazen kartla cezalandırdı. Ne yaptığını çokda iyi bildiğini sanmıyorum. Bir ofsayt pozisyonu ile Manisaspor' un pozisyonu kesildi. Penaltı doğru karar. Simpson 3 sarı kart görmesi gereken yerde maçı tek sarı ile tamamladı. Hakemler bugün sınıfta kaldılar.  
Yazının Devamını Oku

Ahkam kesme

28 Aralık 2010
Beşiktaş'ın yaptığı bomba transferler daha imza atmadan karalanmaya başladılar. Neymiş Ocak ayında yapılan transferler işe yaramazmış vay efendim yaşı geçmiş vay iyi oyuncu olsa kulüpleri satmazmış falan filan. Yok ya. Nereden biliyorsunuz. Müneccimmisiniz.
 
İnanın yazılı ve görsel basında bu haberleri gördükçe/duydukça içim acayip sıkılıyor. Ya bi durun be arkadaş. Gelen isimlere bir bakın. Bu Beşiktaş yönetiminin çok büyük bir başarısıdır. Guti ve Quaresma'yı gidin Afrika'ya orda bile tanırlar. Ama yok, bizim ülkede bazı kendini bilmezler hemen kariyerin dibinde, yaşlı, alemci vs. benzetmesi yaparlar. İyide seni kim tanıyor be adam. Sen kimsin de dünyanın en iyi kulüplerinden gelen kariyerleri başarılar içinde geçmiş bu futbolcuları eleştirebiliyorsun. Seni kim tanıyor. Kabadayı ağzıyla yaptığın yorumlara kaç kişi katılıyor. İsmin olmasa televizyon yorumculuğunu ancak seyrederken görebilirsin. Ayıptır ya gerçekten ayıptır yapmayın.

&n bsp;
Ocak ayında yapılmış iki transferden bahsedeceğim. Biri Federico Giunti diğeri Fabian Ernst. Giunti' nin geldiği dönemde Beşiktaş şampiyon olmuştur. Ya Ernst. Ernst'i bilen bilir. Geldiği günden beri oynadığı futboluyla tüm futbolseverlerin gözüne girmiş bir oyuncudur.

Ocak ayında transfer yapılmazmış. Bu eleştiler tamamen sallamadır. Hiçbir dayanağı yoktur. Bu "doğmamış çocuğa don biçmektir." İkinci yarı bir başlasın bakalım. Önce bir görün. Sonra kötüyse yerden yere vurun. Ya iyi transferlerse? O zaman ne yapacaksınız. Çıkıp özür dileyecekmisiniz, biz haksızlık yapmışız sizlere affedin diyebilecekmisiniz. Söyleyim yok diyemezsiniz. Sizin gibi kariyerli, sizin gibi tüm dünyada tanınan yorumcular kendilerini küçük düşürüp de, özür dileyemezler. Özür dilemek insanı küçültmez, aksine yüceltir ama siz bunu da bilmezsiniz.
 
Ara transferleri yazıyorum. Bakalım kariyerleri nasılmış. Sizleri yazamıyorum çünkü tek satırlık bir yazı olmaz.
 
Manual Fernandes : Benfica'da futbola başladı. 2006 da Porsmouth'a kiralandı. Devre arasında Everton' a kiralandı. 2007 yılında 18 milyon euro karşılığında İspanya'nın Valencia kulübüne satıldı.
Hugo Almeida : Futbola Portekiz' in Naval kulübünde başladı. 2003 yılında Porto' ya tansfer oldu. Porto' nun ardından 2006-2007 kiralık olarak Werder Bremen' e tansferler oldu. Daha sonra Bremen' le 4 yıllık sözleşme imzalayan Almeida, oynadığı 177 maçta 63 gol attı.
Simao Sabrosa : 31 Ekim 1979 Portekiz doğumlu. Sporting Lizbon' un alt yapısında yetişti. 1999 yılında 15 milyon euro karşılığında Barcelona' ya transfer oldu. İki sezon oynadığı Barcelona' dan sonra 12 milyon euro karşılığında Benfica' ya ülkesinde döndü. Benfica' da başarılı geçen 3 sezonun ardından 2007 yılında 20 milyon euro karşılığında Atletico Madrid' e transfer oldu. 31 yaşındaki başarılı oyuncu kaptanı olduğu Madrid' de n Beşiktaş'a sadece 900 bin eoru karşılığında tansfer olmuştur. 1998 yılından beri Portekiz Milli takımda da oynayan Sabrosa, 78 karşılaşmada takımı adına 21 go kaydetti.
 
Bu ülkede birileri yukarı çıkarken birileri onları ayağından tutup aşağı çekerler. Bakın Trabszonspor'a. İlk yarıyı açık ara lider bitirdiği için haklarında denilmeyen kalmadı. Yapmayın. Kıskanacağınıza sizde yapın.
 
Ahkam kesmek kolay. Bağcıyı dövmek de kolay ama, üzüm yemek varken ne gerek var sopaya. Ben siz değerli büyüklerimin aksine bu oyuncuların Beşiktaş'a çok faydalı olacağını düşünüyorum. Yönetimi bu başarısından kutluyor tüm camiaya hayırlı olsun diyorum.
 
Bu ülkede birileri
 
(27 Aralık 2010 pazartesi günü kaybettiğimiz büyüğümüz Ahmet ESİN' e tanrından rahmet yakınlarına başsağlığı diliyorum. Ruhun şad mekanın cennet olsun büyük Beşiktaş' lı)
 
Yazının Devamını Oku

Noel tatili

23 Aralık 2010
Ziraat Türkiye Kupası maçında Beşiktaş seyircisiz oynadığı Konya Torku Şekersporu 3-2 mağlup ederek 3 puanın sahibi oldu.

Yazının Devamını Oku

Kabus bitti

20 Aralık 2010
Bitti. İlk yarıda bitti şampiyonluk şansıda bitti. Matematiksel olarak devam ediyor ama liderle puan farkı 14 e çıktı. Yapılan birçok yıldız transfer, getirilen kariyerli hocada Beşiktaş' ı kurtarmaya yetmedi.

Yazık oldu. Elde un var, şeker var ama helva yapılamıyor çünkü bunu yapacak usta yok. Schuster helva yapmayı bilmiyor.
 
Schuster' e şimdilik bir şey demiyorum. Haklı olduğu ve mazeret gösterebileceği birçok neden var. Peki bu sakatlıklar düzeldiğinde ve takıma takviye yapıldığında sonuçta değişen bir şey olmazsa, o zaman kimi eleştireceğiz. Haftalardır sakatlıklarla boğuşuyor bu takım. Başkan bu sezon bir hastane açsaydı valla sırf Beşiktaş' lı oyunculardan paraya para demezdi.
 
Beşiktaş cezası nedeniyle Antalya' da Gaziantepspor'la seyircisiz oynadığı maçta berabere kalarak tüm umutlarını yitirdi. Seyircisiz bir maçta amaç da olmuyor. Bakın ilk 45 dakika iki takımda resmen uyuyor. Bu konuya başka bir çözüm bulunmalı. Şiddetin her zaman cezası olsun fakat bu ceza seyirciye kesilmesin. Seyirci çorbanın tuzu, biberidir. Bu tarz yaşanan olaylarda seyircisiz ceza vereceğine takımların puanlarında silmeler yapsınlar. Bakın o zaman Bursa İstanbu'a, Beşiktaş Bursa' ya gidermi ve/veya yönetimler onay verirlermi.
 
Bu kadar sakatlığın olduğu bir sezon hatırlamıyorum. Varsa bilen bana söylesin. Bunun bana göre tek nedeni Carlos Cascallana' dır. Öyleki Ferrari maç öncesi ısınma hareketleri yaparken sakatladı. Buna da yuh artık derler. Carlos Cascallana' yı karşısına alıp bir hesap soran var mı? Stefano Marrone neden bu takımdan gönderildi hiç anlamış değilim.

Yazının Devamını Oku