Fernandes'in yokluğunda Beşiktaş büyük sıkıntı yaşıyor. Başkent deplasmanında cezalı olan Oğuzhan'ın yokluğuda dünkü maçın tuzu, biberiydi.
Geriye düşmesine rağmen bulduğu golle eşitliği sağlayan Kara Kartal, girdiği birçok gol poziyondan da yararlanamadı. Almeida çok istekli ve arzulu oynamasına rağmen net 3 gol kaçırdı. Gecenin hem iyisi hem de kötüsü oldu. Samet Aybaba'nın ısrarla forvet arayışı bundandır. Ama Beşiktaş'ta tek aksayan yer forvet değil. Orta sahada Fernandes olmadığında az çok onun yerini alabilecek bir oyuncu mutlaka yedek kulübesinde de olsa alınmalıdır. Veli ile olmuyor ve Uğur'u direk kesecek bir oyuncu mutlaka transfer edilmeli.
Olcay gol atmasına rağmen o bildiğimiz veya alıştığımız Olcay değil. Uğur her zamanki gibi bal yapmayan arı. Defansın aksayan yarasıdır kendisi. Hurşut dün gece Uğur'u mahvetti. İkili mücadelelerin hepsinin galibi Hurşut oldu. Bu Uğur ile başımız belada.
Dün akşam Ankara 19 Mayıs Stadyum'unda neredeyse işkence vardı. Maç başladığında dışarıda halen bekleyen binlerce taraftar vardı. 2013'e geldik ama aşamadığımız halen bir sürü durum sözkonusu. Bir kendini bilmez stad görevlisinin eline her türlü yetki verilmiş. Tek türnikeden 5000 civarında taraftar almaya kalkıyor. Resmen Çin işkencesi. Ankara'nın soğunu da düşünecek olursanız dün akşam malesef taraftarlar perişan oldular. Dışarıda bekleyenler devamlı "Yönetim uyuma taraftara sahip çık" diye bağırdılar ama malesef yönetimden tık yok. Maçın bitiminden sonrada eziyet devam etti. Stad kapısı yaklaşık yarım saat sonra Beşiktaş'lı taraftarlar için açıldı. Orada bulunan çocuklar ve bayanlar varken böyle bir uygulamayı aklım almıyor. Dün akşam maçta olan birçok taraftar bugün grip. Sn. Cavcav inşallah bu konu ile ilgilenir. Bu arada Gençlerbirliği taraftarını da kutlamak istiyorum. Her hangi bir olaya karışmadan maçlarını izleyip ayrıldır. Küfür dahi etmediler.
Haftaya oynanacak ligin son maçı yine oldukça önemli. Beşiktaş son 2 maçını kazanabilseydi oldukça rahatlayacaktı. Maç yine cuma günü. İstanbul'un mesai trafiği ve kış ayı şartları düşünüldüğünde maça ilginin ne kadar olabileceği merak konusu. Ya koştura koştura maça gelecekler ya da evlerinde oturup televizyon karşısına geçecekler. Lig bitti ve biz daha bir tek cumartesi günü sahamızda oynamadık. Yazıklar olsun bu oyunu kuranlara. Yazıklar olsun bu oyuna alet olanlara ve ses çıkarmayanlara.
Centilmence ve çok akıllıca Beşiktaş' ı kupanın dışına ittiler. Samet Aybaba'nın aksine, olgun ve tecrübeli davranan Şifo Mehmet takımını gruplara çıkarmayı başardı.
İlk devrenin hemen başlarında aslında her şey görülüyordu. Uğur Boral ve Veli Kavlak'ın amatör seviyedeki görüntüsüydü bu. Bu ikiliye Cenk Gönen' de müthiş derecede dahil oldu. Yediği her iki golde de Cenk' in büyük hatası vardı. Ya bizim kalecilerimizde sorun var yada kaleci antrenörümüzde. Bir kalecinin topu nasıl yumruklayacağını antrenmanda bu takım hiç mi çalışmıyor. Bu oyuncular Beşiktaş gibi bir takımın kalesini nasıl koruyorlar anlamak imkansız.
Bence bu takımın forvetten çok kaleciye ve kanat adamlarına ihtiyacı var. Mc Gregor'un Cenk Gönen' den farkı ne ? yada Cenk' in, McGregor'dan.
Peki ya Samet hoca sana soruyorum? Uğur ve Veli' yi bu takımda oynatarak sen bu takıma ihanet etmiyor musun? Özellikle sezon başından bu yana Uğur' un performansı ortaydayken bu oyuncuda ki ısrarının sebebi nedir ? Yapma, herkes seninle gurur duyarken bir anda istenilmeyen adam durumuna gelme. Bu şansı ancak böyle bir günde ve böyle bir yönetimle yakalayabilirdin. İyi değerlendirmek senin geleceğin için çok önemli. Kötü gidersen 1 sene Beşiktaş kötü gider ama, sen tepetaklak gidersin. Kendine gel. Aklını başına al.
Fernandes'in yokluğunu aramadım diyen yalan söyler ama bir takım bir oyuncudan ibaret değildir. Senin sezon başından bu yana Uğur' a verdiğin desteği hangi teknik adam hangi oyuncuya vermiştir. Elinde belki de dünyanın en kaliteli kanat oyuncusu varken oynatmayıp, 30 yaşında bir yıldız yaratmaya çalıştın. Bu Uğur' a yapılan torpil ise özür dilerim, Quaresma'ya yapılan hem haksızlık hem de saygılılıktır.
Soğuk bir gece maçın başlaması ile halbuki sıcacık bir gece olmuştu. Her şey istediğimiz gibi gidiyordu. 2 tane gol bulmuşken neredeyse 22 tane de gol kaçırdık. Rakibin cılız pozisyonları haricinde kalemizde de en ufak bir tehlike yaşamadık. Ta ki, 80. dakikaya kadar. Her ne olduysa 80. dakikadan sonra oldu. Sanki birileri gelip İnönü'nün üstünden Beşiktaş'ımıza ölü toprağı serpiştirdi.
Bu kadar güzel bir maçı inanın ben bile maçtan önce beklemiyordum. Kaybedilen 2 puan bir tarafa bu takıma arkadaşım, abim can FEDA. Helal olsun hepsine. Dev gibi yürekleri ile sahadalar. Takımda yardımlaşma en üst seviyede. Birinin açığını öbürü kapatma derdine düşmüş. Tabi ki bu dediğim sol kanat için geçerli değil. Olcay ve Uğur gecenin içine ettiler. Olcay % 100 net 2 tane gol kaçırdı. Uğur Boral arkadaşımız Servet' ten bile çalım yedi ve o pozisyonun devamı penaltı oldu. Yemin ederim bu halimle bile en az Uğur kadar bu takımda oynarım. Hem de o kadar para bile istemem. Kapalı kombinesine bu takımda oynarım. Ama ne kadar faydalı olabilirim ? işte dediğim gibi yalnızca Uğur kadar olabilirim.
Samet hocayı Uğur konusunda her defasında eleştiriyorum. Olmuyor hocam ya. Zorlamanın ne anlamı var ? Bak her maçta bu adam bize zarar veriyor. Oynatma. Onun yerine genç bir arkadaşı koy, bırak o hata yaparsa yapsın. Hadi o adamı bulamadın, Recep Çetin' i orada oynat. Eeee ben daha ne diyeyim. Buna da sakın gülme çünkü bu bir KARA mizahtır.
Hakemi de tebrik etmeden geçmeyelim. Bozbaykuş tribünlerinin güzel bir pankartı vardı. " Hakem haklı beyler" bu pankart hakemlere bir tepki olarak açılmıştı ama anlayana. Veremediği net kartlar maalesef beni çileden çıkardı. Adil yönetin maçları. Beşiktaş' a verdiği kartlar akıl almazdı. Oğuzhan ve Hilbert' in kartları tamamen hakem saçmalamasıdır. Vicdanı olmayanın düdüğü de bırakın olmasın. Bak Gençlerbirliği maçı öncesi bizi Oğuzhan'sız bıraktı. Helal olsun diyeceğim ama diyemiyorum. Haram zıkkım olsun.
Orduspor' un 1-0 öne geçmesi de Beşiktaş' ı çok zor bir duruma itti. Golde tüm defansın hatası inanılmazdı. Beşiktaş malesef çok kolay gol yiyor. Olcay oyunda kaldığı süre içerisinde devamlı kaydı. Onun kaydığı bir poziyonun devamı da golü getirdi. Siyah Beyazlı oyuncuların bence kramponları, saha zemine uygun değildi. Bunu kulübe de oturanlarda görmedi.
Kaptan Toraman' ın attığı golle beraberlik geldi. 2. yarıda genç yetenek Oğuzhan' ın harika golüyle de Beşiktaş öne geçti. İki takımda dün akşam etkili bir oyun sergilemedi.
Orduspor' un uyku havasına kara kartal da eşlik etti. Bu duruma hakem de uydu. Ev sahibi lehine iyi ama Beşiktaş adına kötü bir maç oynattı. Skora etki edecek her hangi bir kararı olmasa da, kartlarını bana göre eşit dağıtmadı. Beşiktaş' a verdiği her kart doğruydu ama Orduspor' a veremediği kartlarda gözden kaçmadı. Geceye top kayıpları damgasını vurdu.
Uğur Boral' la bu gemi malesef su alıyor. Kalan 3 maçıda öyle yada böyle eksiksiz kapatabilirsek, mutlaka Uğur' un pozisyonunda oyanabilecek iyi bir oyuncu transferi şart oldu. Uğur' un transferini duyduğumda inanın şok olmuştum. Halen de şok içerisindeyim. Beşiktaş gibi bir takımda bu kadar kalitesiz bir futbolla oynaması ayrı bir şok. Ben hoca olsam, bırakın 11 de oynamasını yedek kulübesinde bile oturtmam.
Benim çok beğendiğim ama bu aralar oldukça beni üzen Olcay' ı da malesef eleştirmeden edemeyeceğim. Haftalardır kötü bir performans çiziyor. Çok yetenekli ama ya baskıyı kaldırmadı ya da İstanbul ona çok ağır geldi. Kafası ile ayakları aynı saha içerisinde değil. Forma şimdilik onun için kolay. Çünkü alternatifi yok. İleride o mevki için yapılacak bir transferde bu oyunla forma bulması çok zor. Aklını bir an önce başına getirmeli.
Dün aslında takım olarak da iyi değildik. Holosko, Necip, Almeida, Olcay, Uğur, Sivok ve hatta Oğuzhan bile iyi değildi. Sadece mücadele ettiler. Ama yaratıcı olamadılar. Oyunca sonradan giren Veli' de hiçbir şey yapamadan süreyi tamamladı. Beşiktaş' ın eksiği Fernandes' ti belki de ama unutmamamlı ki Orduspor' un tam 5 eksiği vardı.
Kötü oynanan oyundan sonra gelen galibiyet, oyunu bir an için unutturuyor. Kazanmak güzel. Yakalan bir seri var. Kazanılacak 3 maç daha var. İlk yarıyı Beşiktaş lider biterebilir. Küme düşer bu takım diyenler, şimdi elleri kızarana kadar bu takımı alkışlıyorlar.
Bu hafta baya berektli oldu. Anteple, fındık la doyduk. Kulakların çınlasın sevgili Ata Demirer "Fındık fıstık offf sensin fıstık offf!!!
İnönü’de büyük boşluklar göze çarptı. Maç saati mesai saatine göre ayarlanmıştı. Bu Beşiktaş’a yapılan bu sezonki büyük ayıplardan yalnızca bir tanesi.
Zorluklar içerisinde ki, Ankaragücü’nü kutluyorum. Beşiktaş’a ve Sn. Aybaba’ya büyük ders verdiler. Fakat bizimkiler ders almamakta direniyorlar. Dersi derste dinlemek diye bir söz vardır. Niğde Belediyespor ve Ofspor maçlarında alınmayan ders veya dersler bu maçta bariz şekilde görüldü.
Taraftarlar arasında devam eden husumete el atan birileri de maç öncesinde olmadı. İlla ki birilerin yaralanması veya ölmesi mi gerekiyor? Yıllardır birbirlerini düşman gören bu 2 camiayı bir araya getirmek, neyin nesidir.
Vali, Emniyet Müdürü ve Kulüp yöneticileri neden bir önlem almadılar. Federasyon, Ankaragüçlü taraftarların stada girmesine neden izin verdi. Dolduruşa gelinip İnönü’de 90 dakika küfür edildi. Bunun sebebi bana göre her iki takım seyircisini karşı karşıya getirenlerdir.
Haftalardır eleştirdiğimiz Uğur bana göre cezasını iyi çekip, kafasını iyi toparlamış. Gerçekten Uğur oyuna girdikten sonra, Beşiktaş maçı çevirdi. Escude, Cenk, Veli, Erkan Kaş, Muhammet Demirci, Olcay bu akşam sahada hiç yoktu. 2. golde büyük hata sahibi olsa da, Hilbert’in azmi beni mutlu etti. Ersan ve Necip’de fazla istekli değillerdi.
Samet Aybaba, Veli’yi 90 dakika oyunda nasıl tuttu anlamış değilim. Veli bu gece bana göre Beşiktaş’taki tüm kredilerini tüketmiştir.
Tek maç üzerinden oynanan kupa maçları kim ne derse desin her türlü skora açık maçlardır. Yıllarca komedisi ve dramı yazıldı, çizildi. Akıllanın artık. Küçük takım diye bir şey yok. Sen Beşiktaş isen sana karşı oynayanlar her zaman kendini göstermeye oynacaktır. Helal olsun Ankaragüçlü genç oyunculara. Gerçekten çok iyi mücadele ettiler. Biraz tecrübeli olsalardı, Beşiktaş’ ı elemenin mutluluğunu yaşacaklardı.
Bu maç asla Orduspor maçı için ölçü olamaz. Orduspor, Ankaragücü’ nün ligde tek mağlup ettiği Göztepe’ye elendi.
Milyonların gözü önünde dün akşam Beşiktaş'la uğraştılar.
Thy Avrupa liginde çok önemli bir maçımız varken, aynı saatte futbol takımımız İnönü'de Akhisar Belediye'yi konuk etti.
Federasyon, maç saatlerini önceden belirledikleri için herhangi bir değişiklik yapamazmış?
Şimdi soruyorum?
Eyy Federasyon; bu maç saatleri ve programlar Anayasının ilk 3 maddesimi ki, değiştirelemiyor. Bu nasıl bir mantık anlayışırdır. Bu nasıl bir yargısız infazdır.
Tribünlerin eski Beşiktaş başkanı, şimdiler de TFF başkanı Demirören aleyhine yapılan eylemine bende yürekten destek veriyorum.
Dün İnönü' de ve Abdi İpekçi' de o kadar boşluk vardı ki, inanın çok ama çok üzüldüm. Taraftarımız malesef her iki maçı aynı anda seyredebilmek adına, Tv karşısına geçtiler.
Beşiktaş'ın bu sezon oynadığı tüm maçlar gerçekten gözlere, kalplere hitap ediyor. Seyir zevki en üst seviyede bir maç daha geride kaldı.
Ligin ikinci sırasındaki bu senenin en formdaki takımı Medical Park Antalyaspor'u, deplasmanda yenmek kolay bir iş değil. Hem de Antalya kalesine 5 gol bırakmak daha da zor.
Üst sıradaki rakiplerin puan kaybettiği bir hafta da alıncak 3 puan Antalyaspor'u lider, Beşiktaş'ı da üst sıralara taşıyarak liderle arasındaki puan farkını 3'e indirme fırsatıydı.
Beşiktaş'ın kaçtığı, Antalyaspor'un kovaladığı bu güzel maçta tam 8 gol izledik. Bu maçı her ne kadar kara kartal 5 gol atarak kazandı ise de, Antalyaspor'da aynı biçimde maçı kazanabilirdi. İki takımı da oynadığı oyundan dolayı yürekten kutluyorum. Evet kazanmak güzeldir ama daha da güzeli oynanan oyundur. Ligimizin futbol kalitesinin oldukça düşük olduğu bir dönemde sahadaki futbol kaliteliydi. Ne acı ki Antalyaspor'dan ve Beşiktaş'tan milli takımda oynayan oyuncu yok gibi. Bazılarının renk ayrımı yapmadan, oyuncu vs. dinlendirmeden hem ülke futbolunu hemde Milli takımı yönetmesi gerekiyor.
Yastayız. Beşiktaş'ın emeğini çalanlar için yastayız. Elinden bir şey gelmeyenler için yastayız.
Dün akşam oynanan maç için öncelikle iki takımı da kutlamak istiyorum. Son zamanların belki de en güzel maçlarından birisini seyrettik. Zevkli, mücadeleli ve bol gollü güzel bir maçı geride bıraktık. Kazananı olmayan bu maçın tek galibi maçın hakemi Fırat Aydınus ve yardımcılarıdır.
Ulu önderin dediği gibi "Ben sporcunun zeki çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim" Bunun içine hakemler de dahildir. Onlar sporun yöneticileridir. Kendilerini sporun dışında göremezler. Ahlak onlar için de geçerlidir. Beşiktaş'ın emeğini dün hakemler çalmıştır. Bu seneki hakem hataları nedense hep Beşiktaş aleyhine çalışıyor. Birilerinin bizlerle uğraştığı net ve açıktır. O birileri de kendilerini iyi biliyor.
1 -Beşiktaş'ın yediği 2. golde net ofsayt var. Bunu göremiyorsan hakemlik yapmayacaksın.
2- Maç 3-2 Beşiktaş lehineyken, avantajı kullanmayıp, net bir şekilde atılmış golü iptal ettiler.
3- Beşiktaş'a verilen penaltıda Ferhat'a verilen sarı kartı anlamak mümkün değil. Bariz gol durumu vardı. Kartın rengi kırmızı olmalıydı. Sarı kartı gören Ferhat'ın Veli'ye salladığı tokatı da hakem es geçti. O Ferhat ki, Bursaspor'un attığı 2. golün asistini yaptı.
Bizler sevinmek için sevmedik, hep destek tam destek taraftarıyız. İyi günde olduğu gibi kötü günde de takımımızı destekleriz. Ne yapalım bizim de kötü huylarımız var. Haksızlığa dayanamıyoruz. İçimizde ne varsa o an dışarıya kusuyoruz. Sonra para cezası, saha kapama cezası alıyoruz. Bizde bazı hırsızlar, İnönü'de elini kolunu sallayarak çalıp gidiyorlar. Biz müdahale ettik mi, TFF hemen başımıza çöküyor. Bu durumu nasıl çözeceğimizi de inanın bilmiyorum.
Beşiktaş'ın Uğur problemi devam ediyor. Bazı gruplar bana Aybaba için vermediğim destekten dolayı kızıyorlar. İyi de nasıl destek vereyim. Adamın Uğur'suzluğu var. Bu Uğur'a verdiği şansı bizim malzemeci Süreyya Ağabey'e verseydi adam daha iyi oynardı. Yediğimiz ilk gole bir bakın lütfen.