G.Saray’ı bu sezon yabancıları sırtlıyor. Futbolları ve golleriyle ön plana çıkan yabancıların uyumunu neye bağlıyorsunuz?
YABANCILARIN ön plana çıkması normal. Yabancılar bunun için alınıyor. Takıma katkı sağlasın diye. Burada tek bir gerçek var. Lincoln’ün kendine gelmesi, daha istekli olması ve koşmaya başlaması, diğerlerini de harekete geçirdi.
G.Saray’ın yabancıları kalite olarak çok iyi. Bazılarının sakatlıkları vardı, iyileşti. Takıma kısa sürede uyum sağladılar. Lincoln’ün son maçlarda kendine geldiğini göstermesi ve oyuna futboluyla, golleri ve asistleriyle etki etmesi G.Saray’ın görüntüsünü de değiştiriyor. Sambacı oynadıkça daha da keyif alıyor ve açılıyor. Kewell ve Baros da çok iyi oyuncular. Tecrübeliler ve futbolun da ustası bu isimler. Bu üçlünün uyumu, sarı kırmızılı takımın gücünü yukarı çıkarmaya yetiyor. Bunlara bir de Nonda katılıyor. O zaman G.Saray da tehlikeli oluyor. Baros kısa sürede takıma ısındı. Gollerini de peşpeşe sıralamaya başladı.
İşin özeti şu, yabancılar neticeyi değiştirsin ve meziyetleri itibariyle takımlarına ekstra katkı sağlasın diye alınır. G.Saray’ın yabancıları bu sezon bu işi başarıyla gerçekleştiriyor.
Sarı kırmızılı takımda bu görünen iyi taraf. Bir de uyumsuz tarafı var Galatasaray’ın. O da savunması. Oradaki açık kapanmadı. Bunun da bir numaralı sebebi, orta sahanın geriye yardım etmemesi. Defanstaki iki adam Meira ve Servet, çok boş bırakılıyor. Savaşçı bir yapısı olan Mehmet Topal’ın oynamaması bütün yükü bu ikilinin üzerine yıkıyor. Mehmet Topal oynadığında durum çok farklı oluyor.
Skibbe’ye anlatmamışlar
Türkiye’deki maçları kazanırsın. Formanın ağırlığınla ve isminle bir şekilde gülersin. Ama durum Avrupa’da farklı oluyor. Kimse orada sarı kırmızı, sarı lacivert, siyah beyaz takmıyor. Galatasaray’ın Avrupa maçları ile ligdeki maçları bir değil. Dışarıda zorlandıkları ortada. Bir takım düzgün top oynayacaksa, onu yapacak isimleri sahaya süreceksin. Skibbe, henüz oyuncularının kalitesini anlamış değil. Kimse de bunu ona doğru düzgün anlatmamış. Fenerbahçe’de Aragones neyse, Galatasaray’da da Skibbe o. Takımından habersiz.
Kaliteleri yükseldi
4 maçta 10 puan alan Trabzonspor, yarışta iddialı olacağını kanıtladı. Bordo mavili ekipte bu sezon değişen ne oldu?
OYUNCULAR değişti. Yönetim değişti. Bakış açısı değişti. Daha kaliteli, daha bilgili ve daha neticeye giden oyuncular forma giyiyor bordo mavili takımda. Gökhan Ünal’a top atılıyor, duvar pası yapacak arkadaşını arıyor. Rakip, onu kapatır veya pas izni vermez. Ama, bakış açısı çok güzel. Paslaşmayı iyi yapıyorlar. Topa sahip oluyorlar. Song gibi bir yıldız savunmayı toparladı. Egemen ile çok iyi ikili oldular. Gol yemiyorlar. Ersun Yanal, hücumda daha iyi olmaları gerektiğini söylüyor. Yattara gibi bir yıldızdan daha faydalanamadılar. Sakat ve o döndüğünde Trabzonspor’un gücü otomatikman yükselecek.
Defans yapmak kolaydır. Hücum etmek zeka ister, kalite ister, güç ister. Zordur. Trabzonspor bunu yapmaya çalışıyor. İyi bir hava yakaladılar ve bu takım evinde çok zor puan kaybeder. Ama bütün iş tabi ki seyircide. Trabzonspor’a gönül verenler bu takımı sonuna kadar desteklemeli. Çünkü, iyi bir takımları var.
İtalya’da oynamanın avantajını kullanıyorlar
Son 5 maçında gol yemeyen lider Beşiktaş’ın kalesine duvar örmesinin sırrı nedir?
BEŞİKTAŞ bu sezon çok önemli bir yapıyla oynuyor. Bütün takım yardımlaşıyor. Geride de iki iyi uyumlu stoperleri var. Bunlar yeni transfer olmalarına rağmen kısa sürede vazgeçilmez olacaklarını gösterdiler. Zapotocny ve Sivok ikilisi zor bozulur. Bu uyumun da en önemli sebebi hem vatandaş olmaları, hem de İtalya’da Udinese’de birlikte boy göstermiş olmaları. İtalya’da top oynayan oyuncular kademenin ve yardımlaşmanın ne olduğunu en iyi bilen futbolculardır. Çek stoperlerin mücadele hırsları üst düzeyde ve müdahaleleri de yerinde. O zaman Beşiktaş için tablo güzel oluyor. Geçmişte olduğu gibi saçma sapan goller yenmiyor. Bu sezon Beşiktaş taraftarı, "Bu gol de yenir mi?" diye saçını, başını yolmaz. Hata olmaz mı, olur. Ama bu oyuncularla bu çok nadir olur.
Ertuğrul Sağlam, elindeki futbolcuların kapasitesini çok iyi bilmeli. Beşiktaş her maçı kazanmak için sahaya çıkmalı. "Bu maçta, bir puan iyidir" mantığıyla takımını sahaya çıkarırsan, olmaz. Ertuğrul Sağlam, bunu Trabzon deplasmanında yaptı. Bütün silahlarını kullanacaksın. Bobo, Nobre ve Holosko ile Delgado kesin oynayacak. Bu dört ismi yazacaksın, sonra da takımını kuracaksın. Nasıl kurarsan kur. Bazı oyuncuları dinlendireceksin ama olmadık anda olmadık şekilde kulübede oturtmayacaksın.
Başta Ertuğrul inanmalı
Beşiktaş bu sezon farklı. Defansı düzeldi. Ancak, Tello ve Cisse az da olsa standart üstü oyuncular. Ama star değiller. Delgado yıldız, Holosko yararlı. Bobo rakip için büyük tehlike. Kalbiyle oynayan Nobre, yetenekleri kısıtlı olsa da iş bitiriyor. Beşiktaş’ın silahlarını kullanmak önemli. En başta Ertuğrul Sağlam, şampiyonluğa inanacak. Futbolcular da, "Şampiyonluğun en büyük adayıyız" diye sahaya çıkarlarsa, Beşiktaş çok daha iyi olur.
Allah’tan Alex var
Fenerbahçe’de bütün yük Alex’in omuzlarında. Sambacı, takımını nereye kadar sırtlayabilir?
ALEX maçlarda çok büyük bir efor sarfetmiyor. Olağanüstü bir sol ayağı var ve beyni de olağanüstü çalıştığı için topu nereye vuracağını biliyor. Makine düzeninde mücadele eden bir futbolcu değil. Ama, takımını skora taşıyor. Neticeye o götürüyor ve karşısındaki takımın kilidini açıyor. Fenerbahçe öncelikle futbol anlayışını değiştirmeli. Bir adamın üzerine bu kadar yük bindirilmemeli. Sarı lacivertlilerin yedek kulübesi zayıf. Rakiplerine bakıldığında bu sırıtıyor. Kadroyu doldurmak için oradalar. Sahaya girip, oyunu değiştirecek oyuncusu yok Fenerbahçe’nin.
G.Birliği karşısında ikinci yarıda etkili oldular. İyi top kullandılar. Rakip 10 kişi kalınca çok rahatladılar. Gençlerbirliği üstlerine hiç gelemedi. Paslaşma istatistiklerine bakıldığında F.Bahçe, herkesin üzerinde. Gözüken o. Ama ileriye doğru değil bu geriye doğru oluyor maalesef. Gerideki oyuncular da ne yapıyor, ilerideki Güiza’ya topu şişiriyor. İspanyol golcü eliyle o topları tutsa, kaleye gitmesi zor.
Güven vermiyorlar
Fenerbahçe ileriye doğru ağırlığını koyamıyor. Rakibinin top kullanmasına izin veriyor. Futbolcular ikili mücadeleye girecek. Daha fazla enerji sarfedecek. Ama o karakterde oyuncusu da yok Fenerbahçe’nin. Her şey bu durumda Alex’in üzerine kalıyor. O gününde olursa Fenerbahçe’nin de şansı artıyor. Her yerden o çıkıyor. Allah’tan Alex var. Koşmuyor diye tenkit ediliyor ama sonucu yazan hep o.
Aragones, elindeki oyuncu kalitesine göre sistem kurmalı. "Sen böyle oynayacaksın" diyemezsin. Onu oyuncular yapamaz ve yapmazlar.
Fenerbahçe hala güven veren ve umut veren futbol oynamıyor.