* İki Arsenal maçında alınan sonuçlar ve Alex'in oynamaması F.Bahçe'yi ne yönde etkiledi?
ALEX, F.Bahçe için büyük bir güç. Çok gol atan, çok gol attıran ve maçlara damgasını vuran bir oyuncu. Alex'siz F.Bahçe olmaz. Oyun içindeki becerisi çok fazla. Koşmayı sevmiyor ama takım patronluğunu üstleniyor. Onun yanına savaşçı oyuncular koyacaksın. Takımı öyle kuracaksın. İşte F.Bahçe'deki zaaf da burada.
Deivid döndü. Takıma girecek. Geriye yardım ediyor, hücuma da gidiyor. Gol atıyor. Emre, daha iyi duruma geldiğinde o da takıma girecek. Çabuk hareket edebilen, klas bir oyuncu. Alex'den en iyi şekilde faydalanacaksan, ona yardımcı olan oyuncularla sahaya çıkacaksın. Orta sahada mücadele edemezse Fenerbahçe, sahadan kaybolur. Alex gibi bir silahından da faydalanamaz.
Gerekeni yaptılar
Arsenal karşısında alınan ilk maçtaki farklı yenilgi bazı dersler verdi. Londra'daki rövanşta ise daha kontrollü oynadılar ve beraberlikle döndüler. O maçta Alex yoktu. Çok koştukları bir gerçek ama sambacı olsa daha farklı olurdu. Bu, Galatasaray derbisine de yansıdı. Sahaya moralli çıktılar.
Galatasaray önünde net bir galibiyet aldılar. Sarı kırmızılılardan çok daha fazla mücadele ederek kazandılar. Gücünü bilerek oynayan Fenerbahçe, teknik üstünlüğüyle değil, mücadele gücüyle 3 puana uzandı. Maçı kaybettiklerinde çok şey kaybedeceklerinin bilincindeydiler.
Alex olmadığı için son iki maçta koşup mücadele ettikleri görüşüne katılmıyorum. Sahaya çıkan kadro, yapması gerekeni yaptı. Arsenal önünde de Galatasaray derbisinde de hadlerini bilerek oynadılar.
Aragones kenardan işaretler yapıyor, bir şeyler söylüyor ama futbolcuların onu pek anladığına inanmıyorum. Zaten antrenörlerin maç oynanırken, mücadeleye katkısı sadece oyuncu değişiklikleriyle olur. Hoca faktörü yüzde 10 en fazla da 15'tir.
Her şey yardımlaşma
Bütün iş sahadaki futbolcuda biter. Yardımlaşırsa, birleşirse ve takım olurlarsa başarı da gelir. İdmanlarda rakibin analizi yapılır, hoca oyuncusunun kafasına bazı şeyleri sokar. Ama, sahaya çıktığında futbolcu tek başınadır.
Bu kadroda ikisi oynar
Josico - Selçuk ikilisi F.Bahçe’nin ideal ön liberoları mı? Alex dönünce ne olur?
SELÇUK savaşan ama yavaş hareket edip, ayağındaki topları kaptıran bir yapıya sahip. Josico ise ona nazaran farklı bir meziyette. Avrupa etiketi var. Daha iyi pas atıyor ve oyunu çabuk görüyor. Ancak, Fenerbahçe ikisine kaldıysa burada düşünmek lazım. Çünkü bu takımda daha önce Aurelio ve Appiah ikilisi oynuyordu. Çabuktular ve çok iyi top kullanıyorlardı. Fenerbahçe'nin mevcut kadrosunda böyle bir orta sahası yok. Kadro buysa bu ikili oynayacak. Galatasaray derbisinde de ellerinden geleni yaptılar.
Mükemmel mücadele ettiler ama mükemmel oynamadılar. Selçuk çok da önemli bir gol attı. Gerideki adamların da çok iyi top kullanması lazım. Gökhan eskiye döndü. Çok daha iyi oldu. Buna Roberto Carlos'un da katılması gerekiyor. Bekler orta sahaya yardım etmeli.
Uğur oynamaz
Alex gelince bu kadrodan bir kişi kulübeye dönecek. Uğur bence bu takımda oynamaz. Çok koşuyor, çalışıyor ama bir tek olumlu hareketi yok. Telaş içinde. Emre gelecek, Vederson gelecek. Aragones'in elinde artık sakatlar iyileşince alternatifler de olacak.
Alex varken Semih ve Güiza'dan birinin oynamaması gerektiği söyleniyor. Böyle bir şey olamaz. Üçü de bu takımda aynı anda oynar. Semih ile Alex'in uyumu mükemmel. Birbirlerini çok iyi tanıyorlar. Semih'in büyük özelliği Alex ile birlikte oynamayı sevmesi. Bunun da faydasını görüyor.
DAHA olumlu etkilemesi lazımdı, olmadı. Fenerbahçe karşısında Benfica önündeki Galatasaray'ı göremedim. Buna da Fenerbahçe müsaade etmedi. Benfica, sarı kırmızılıları küçümseyerek sahaya çıktı.
Perşembe gecesi sahada oyunu domine eden takım Galatasaray'dı. 1955 yılından bu yana futbolun içindeyim, bu olayı bizzat yaşadım ve laptoplardan da öğrenmedim.
Dış sahada ay yıldızlı ekibi de bunun içine sokuyorum bugüne kadar bu kadar şahsiyetli ve etkili oynayan bir Türk takımı görmedim. Lizbon'da tek kelimeyle dört dörtlük G.Saray vardı.
F.Bahçe derbisinde erken öne geçtiler. Daha da morallendiler. Ama öyle iki tane gol yediler ki bir anda her şeyi F.Bahçe'nin eline verdiler. İkinci yarıda oyuna hakimdiler ama hiçbir şey üretemediler. Skibbe aynı kadroyu çıkardığı için eleştiriliyor. Ne yapacaktı?
İşine bakacaksın
Başarılı olan kadroyu sahaya sürdü. Bir şeyi anlamadım, Ümit neden çıktı, Nonda neden girdi? Buna gerek yoktu. Ayhan olağanüstü bir mücadele örneği sergiledi. Zaten ondan iyi olanı da görmedim. G.Saraylı futbolcular hakemle de çok diyaloğa girdiler. Lincoln kart görmek için kaşındı, rakibine kart istedi kendi gördü. Hakemler bu konuda kararlılar ve iyi de yapıyorlar.
Arda'ya ayrı değineceğim. Arkadan çok faul yapıyor. Devamlı surat mimikleriyle oynuyor. Tribünlerle ağız dalaşına girmesi büyük hata. El-kol hareketleri yapıyor ve çirkin görünüyor. Tamam sana küfür ettiler, hakarette bulundular ama sen işini yapacaksın. Kulağını tribüne tıkayacaksın. Zaten o tribündeki F.Bahçeliler, küfür ettikleri Arda'nın futbolunu beğenenlerden. Bunu inkar edemezler. Ama seyirci de olgun olacak. Ona küfür edip randımanını düşürmek istemeleri de olacak şey değil. Böyle futbolseverlik olmaz.
Kazanmak önemli
* Trabzon, Hacettepe'yi yenerken çok pozisyon verdi. Lider, niçin rakiplerine üstünlük kuramıyor?
TRABZONSPOR daha oturmamış bir takım. İyi bir ekip kurdular ama henüz birbirlerini çok iyi anlayamıyorlar. Zaman gerekli. Bu süre içinde de maçlarını kazanıyorlar ve rakiplerine oyun olarak olmasa da skorda üstünlük sağlıyorlar.
Ligin tepesindeler ve liderlik koltuğunda oturuyorlar. Bir sürü yeni oyuncu geldi. Hacettepe karşısında çok pozisyon verdiler ama önemli olan kazanmaktı. Bu takım makine değil. İnsan mücadele ediyor. Kazandıkça kendilerine olan güvenleri de artacak. Seyirci desteğini de artık arkasına alıyor. Bordo mavililer çok daha iyi yerlere gelecek.
Savunma kötü değil...
Æ Beşiktaş, bu defansıyla güçlü rakipler karşısında ne yapar?
FUTBOL enteresan bir oyun. Kocaelispor'dan 1 dakikada iki gol yediler. Ama büyük takıma karşı hiç gol yemeyebilirler. Geçit vermezler. O pozisyonlar anlıktır. Bu, Beşiktaş'ın kötü defansı olduğu anlamına gelmez. Zaten kötü de değiller. Futbolda bu var. Müthiş bir dirençle oynayan Beşiktaş iyi yolda. Denizli ile siyah beyazlılar her geçen gün üzerine koyarak ilerliyor.
Beşiktaş seyircisini kutlamak istiyorum. 2-0 yenik duruma düşmelerine rağmen takımlarının arkasında örnek bir şekilde durup destek verdiler. Bu galibiyette seyircinin katkısı çok büyük. Ben bu tabloları çok görmüş biri olarak tüylerim diken diken oldu.
Sadece, belalı tezahüratları var ve kötü. Onu bıraksınlar. Allah daha da yüceltsin, öyle desinler. Taraftarının takımına katkısını alkışlıyorum.