Kalp hastalığında mucize çözümler
DÜNYA Sağlık Örgütü verilerine göre ülkemizde ve dünyada kalp hastalıkları ölümlerin en sık sebebi. Temel olarak kalp damarlarının hastalıkları, kalp kapaklarının hastalıkları, ritim bozuklukları, doğumsal ve yapısal hastalıklar olarak sıralanabilecek kalp hastalıkları ile ilgili olarak Kardiyovasküler Akademi Derneği’nin Başkanı ve Dokuz Eylül Üniversitesi Kardiyoloji Kliniği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oktay Ergene ile konuştuk.
Bu hastalıklara sebep olan risk faktörlerine değiştirilebilir ve değiştirilemez olarak ikiye ayıran Prof. Ergene, risk faktörlerinin büyük kısmının önlenebilir olduğuna dikkat çekti. Prof. Dr. Ergene, şunları söyledi:
RİSK FAKTÖRLERİNE DİKKAT
“Sigara, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol, şeker hastalığı, obezite belli başlı önlenebilir risk faktörleridir. Temel ve önlenebilir risk faktölerinde birincisi ve en önemlisi sigaradır. Özellikle son 20 yıl içerisinde belirgin olarak değişmiş olan beslenme şeklimiz kalp hastalıklarına zemin hazırlamaktadır. Aşırı miktarda ve tuz, yağ, karbonhidrat ihtiva eden ‘fast-food’ yiyecekler, kızartmalar, salamura gıdalar, uzun raf ömrü sağlamak için koruyucu madde kullanılarak hazırlanan besin maddeleri; yüksek tansiyon, şeker hastalığı, obezite gibi hastalıkların ve risk faktörlerinin gelişmesine sebep olmaktadır. Yüksek miktarda tuz, yağ ve kalori içeren besin maddelerinin tüketilmemesi, kan şekeri takibinin düzenli yapılması, obeziteden sakınılması, düzenli fizik aktivite yapılması; kalp ve damar hastalıklarının gelişmesini önleyen birincil koruma tedavisi içerisinde önemli bir yere sahiptir. Haftada üç gün yarım saatlik orta tempolu yürüyüş, önerilen asgari egzersiz programıdır.”
BELİRTİLER NELER?
Kalp hastalıklarının temel olarak sol kola, göğüs duvarına ve sırta yayılım gösteren göğüs ağrısı, göğüste baskı, basınç hissi gibi semptomlar verebildiğini aktaran Prof. Dr. Ergene, bir diğer sık belirtinin ise nefes darlığı olduğunu kaydetti. Çarpıntı ve bayılma konusuna da işaret eden Ergene, bu şikayetlere sahip kişilerin mutlaka bir kalp doktoruna başvurması gerektiğini vurguladı.
YENİ YÖNTEMLER
Kişiye göre tedavi planı uygulandığını, kalp damarlarında ciddi darlık saptanırsa koroner anjiyoplasti (balon veya stent) tedavisi ile darlığın giderilebildiğini aktaran Prof. Dr. Ergene, “Uzun yıllardır başarılı bir şekilde uygulanan ilaç kaplı stentlerdeki gelişmelerle stentlerin hem güvenliği artmış, hem de ‘restenoz’ dediğimiz yeniden daralma oranlarında ciddi azalma sağlanmıştır. Üçüncü kuşak dediğimiz bu tür ilaçlı stentlerle kan sulandırıcı ilaçları da daha kısa süreli kullanma olanağımız oldu. Üçüncü kuşak ilaçlı stentlerin yanında eriyebilir stentler de artık başarılı şekilde uygulamaya girdi. Bu stentlerin özelliği damar içinde belirli bir sure sonra kendi kendine eriyip kaybolmasıdır. İlaçlı metal stentler ise ömür boyu damar içinde kalmaktadır” dedi.
Kardiyovasküler Akademi Derneği’nin bu yılki kongresi 21-24 Eylül tarihleri arasında Kıbrıs’ta toplandı. Alanında duayen hocalar, deneyimlerini ve gelişmeleri genç kardiyolog hekimlere aktardı. Türkiye’de yürütülen kalp-damar sağlığı ile ilgili güncel verileri ortaya koyan bilimsel çalışmalar tartışıldı.
