Bülent Boğ

Brezilya dizisi

8 Ekim 2004
<B>DÜNYA </B>Kupası öncesi aday kadro açıklandı. Takımın en büyük gol silahı olarak görülen futbolcu kadroda yok. Bunun sonucunda ne olabilir, tabii ki eleştiri bombardımanı. Ülke spor gündeminde de yer yerinden oynadı. Gazeteler sayfalarını o yıldızın niye kadroda olmadığına ayırdı. Teknik adamla futbolcu arasındaki sürtüşmeler gündeme getirildi. Ama teknik adamın açıklaması basitti: ‘Teknik ve taktik anlayışıma uymuyor.’ Mayıs 2002’de Brezilya Milli Takımı’nın Dünya Kupası aday kadrosu açıklandığında ülke karıştı. Takımın başında olan ‘Big Phil’ lakaplı Luiz Felipe Scolari, son 10 yıla damgasını vuran büyük golcü Romario de Souza’yı aday kadroya almadı.

Emeklilik zamanı

O Romario ki, sadece ülkesinde değil, Hollanda ve İspanya’da da kariyeri boyunca büyük büyük başarılara imza atıp, gol krallıkları yaşadı. FIFA tarafından ‘Dünyada Yılın Futbolcusu’ seçildi. Kariyeri boyunca oynadığı kulüplerde neredeyse maç başına 1 gol ortalamasına ulaştı. Kadroya alınmadığı sezon bile, 36 yaşında Fluminense’de 26 maçta 17 gol attı. Sonuçta Brezilya, Scolari’nin ‘Taktik ve teknik tercih’ diyerek kesip attığı Romario’suz gittiği ve bizim de katıldığımız, hatta 2 kez karşılaştığımız kadrosuyla 2002’de Dünya Kupası’nı kucakladı. Romario’ya ne mi oldu? Geçen yıl bu zamanlar sakatlıklardan da çok çektiğini belirterek, ‘Artık futboldan emeklilik zamanı geldi galiba’ dedi.

Yetki sende

2 yıl öncenin Brezilya yapımı filmi, baş rollerdeki iki ismi değişik, aynı senaryo ile bu kez Türkiye’de çekiliyor. Dileyelim ki bu filmin sonu Milli Takımımız için aynı, Hakan Şükür için ise farklı biter. O, futbol için sonbahar sayılacak dönemde yeni başarılara imza atar. Ortada bir gerçek var.

Bu Milli Takım’ın başına bir teknik direktör getirildi ve ‘Bu kadroyu sen yapacaksın. Takımı sen hazırlayıp, yöneteceksin. Milli Takım üzerindeki yetki sende’ dendi. Artık, (İki taraf da yok demelerine rağmen, aralarında bir problem olabileceği iddiaları gündeme getirilse de) Ersun Yanal’ın işine karışmak, yetkileriyle oynamaya çalışmak kimsenin görevi değil.

Kısa bir süre öncesine kadar kadroda revizyon gerekli, artık yeni isimler ve yeni bir anlayışla Milli Takım’ın ivme kazanması şart deniliyordu, bugün attığı her adımda Yanal’ın karşısında bir duvar örülmeye çalışılıyor. Peki, Yanal istediği ve bizi mutlu edebilecek Milli Takım’ı nasıl yaratacak!
Yazının Devamını Oku

NCAA’de tesettür krizi

23 Eylül 2004
Müslümanlığı seçen 22 yaşındaki Amerikalı Andrea Armstrong, Güney Florida Üniversitesi Basketbol Takımı’nda dini kurallara göre giyinerek sahaya çıkmak isteyince büyük tartışmalara yol açtı. MÜSLÜMANLIĞI seçen ABD’li Andrea Armstrong, Güney Florida Üniversitesi’nin (USF) kadın basketbol takımında türbanla sahaya çıkmak isteyince krize yol açtı. Andrea önce okulundan ve bursundan oldu. Amerikan-Müslüman İlişkileri Konseyi devreye girince yeniden takıma dönen Andrea, bu kez gelen baskılar yüzünden kendisi ayrıldı.

Aslında bir katolik olan Andrea’nın kısa süre önce müslüman olmasıyla hayatı değişti. Andrea, takımın koçu Jose Fernandez’e haziran ayında dini gereği, başını kapatması, kollarını ve ayaklarını örtmek için uzun kollu tişört ile eşofman giymesi gerektiğini, antrenman ve maçlara bu şekilde çıkmak istediğini belirtti. Fernandez, Amerikalı basketbolcuya bu şekilde kendileriyle seyahat edebileceğini, ama antrenman ve maçlarda buna izin vermeyeceğini söyledi. Yaz sonunda okula gelen Andrea kararında diretince de ipler koptu.

Bursuna bloke

Fernandez
önce dolabını boşalttırıp, kitaplarını iade ettirdi. Andrea daha sonra burs çekini almaya gittiğinde de Fernandez’in onayı olmadan bunun verilmeyeceğini öğrendi ve hem takımdan, hem bursundan oldu. Ancak Fernandez, genç basketbolcuya o kıyafetle takımda yer alamayacağını söyleyince kendisinin okuldan ayrıldığını ve kendisinin onu takımdan çıkarmadığını dile getirdi.

Tampa’da yaşanan bu gelişmeler üzerine Amerikan-Müslüman İlişkileri Konseyi devreye girdi. Konseyin girişimleri sonucunda USF, Andrea’nın takıma dönmesini kabul etti. Ayrıca Andrea’nın tesettür kıyafetiyle sahada yer almasını sağlamak amacıyla NCAA’den de izin alınmasına çalışacağını açıkladı. Bunun üzerine Andrea takıma döndü.

Mektupla veda

Bu arada konu kamuoyunun genelinde tartışılmaya başlandı. 22 yaşındaki sporcu, kendisini destekleyenler yanında, sert tepkileriyle de karşılaştı. Tehditkar çirkin e-mailler alan Andrea, scooterı ile evine giderken, kendisini arabayla takip eden bir adamın elindeki gazeteyi gösterip kendisini korkuttuğunu belirtti. Çevresindekilerin baskısına dayanamayan Andrea, bu kez Fernandez’e ‘Bu konunun daha fazla deliliğe yol açmasını istemiyorum’ diyerek bir mektupla takıma dönüşünden 1 gün sonra ayrıldığını bildirdi.

Tamir Goodman yarmulke giymişti

Aslında Andrea Armstrong’unki gibi bir durumla ABD ilk kez karşılaşmıyor. Bir kaç yıl önce Maryland’deki Towson Üniversitesi takımında da Yahudi Tamir Goodman’la buna benzer bir olay yaşandı. Goodman, sahada ‘yarmulke’ adı verilen Yahudilere özgü takke ile mücadele etti, dini tatil günlerinde de maça çıkmadı. Atina Olimpiyat Oyunları’nda da Bahreynli Rakia al-Gassra ve bazı atletler türbanla yarıştı.
Yazının Devamını Oku

Macaristan'da köşe kapmaca

28 Ağustos 2004
Eşref Apak’ın 4. olduğu çekiç atmada şampiyonluğa ulaşan Macar Annus, evine kadar gelen yetkililere doping örneğini vermedi. Annus’un madalyası elinden alınırsa, Apak bronz kazanacak. ATİNA-2004’te, erkekler çekiç atmada 4. olan Eşref Apak’a bronz madalya umudu doğdu. Bu dalda şampiyon olan Macar atlet Adrian Annus, kendisine tanınan süre içinde doping kontrolüne gelmediği için madalyası tehlikeye girdi. Eğer Uluslararası Olimpiyat Komitesi, Annus’un madalyasını geri alırsa, sıralama değişecek ve Eşref Apak, bronz madalya kazanacak.

Yarışma sonrası doping testine giren ve sonucu negatif çıkan Adrian Annus, altın madalyasını da alıp Atina’dan ayrılmıştı. Ancak, Macar sporcuların birbiri ardına dopingli çıkması Annus’un birinciliği gölgelendi.

Japonlar bastırdı

Çekiç atmada sporcuları Koji Murofuski ikinci olan Japon kafilesi, Annus’un yeniden teste alınmasını istedi. Bunun üzerine Dopingle Mücadele Ajansı (WADA), Macar atletten ikinci kez teste girmesini istedi. Annus WADA’nın bu açıklaması üzerine şok bir açıklama yaparak, sporu bıraktığını ve WADA yetkililerini evinde beklediğini söyledi. WADA’yı eleştiren Annus, ‘Eğer başka bir test örneği verirsem, onun sonucunun gerçek olacağını kim garanti eder? Verdiğim örneği manipule etmelerine izin vermeyeceğim’ dedi.

WADA yetkilileri dün Annus’un Macaristan’daki evine gitmelerine karşın kendisine kendisine ulaşamadılar. Evin çevresinde toplanan Annus taraftarı Macarlar, doping kontrol görevlilerine karşı slogan atmaya başlayınca, yetkililer polis eşliğinde evi terketmek zorunda kaldılar.

WADA, Macaristan Olimpiyat Komitesi’ne gönderdiği resmi yazıda, Annus’un dün TSİ 17.00’ye dek Szombathely ile Avusturya arasında bulunan Bucsu sınır kapısında WADA’nın Avusturya Temsilcisi Carl Heinz Demel tarafından beklendiğini, idrar örneği vermediği taktirde madalyasının geri alınabileceğini bildirdi. Demel, Annus’u belirlenen saate dek beklediğini, ancak Macar sporcunun kontrole gelmediğini WADA’ya bildirdi.

IOC’nin kararı bugün

Annus
’un antrenörü Joseph Vida ise, sporcusunun aktif sporu bıraktığını, altın madalyayı geri verebileceklerini ve Macar atletin yeniden idrar örneği vermeyeceğini açıkladı.

Uluslararası Olimpiyat Komitesi, Annus ile ilgili kararını bugün verecek. Altın madalya geri alınırsa, Eşref Apak bronz madalya kazanacak.
Yazının Devamını Oku

Kadınların zaferi

12 Ağustos 2004
Syndey’de erkek gönüllüler yüzde olarak kadınlara 53-47 üstünlük sağlamıştı. Atina’da ise bunun tam tersi gerçekleşti. Kadınlar erkeklere büyük fark atmayı başardı. ATİNA 2004’te, gönüllüler büyük bir yük taşıyor. 2000 yılında Sydney’de yapılan olimpiyatta 75 bin kişi gönüllü olmak için müracaat etmişti, bunların 47 binine görev verildi. Atina’da ise 160 bin kişi gönüllü olmak için müracaat etti ve bugün bunların 58 bini görevli olarak kullanılıyor.

Gönüllü başvuruları başladığında Yunan gazeteleri ‘60 bin kurban aranıyor, bulabilecekler mi? iddiasında bulunup, ‘İdarecilere 6 bin Euro, işsizler gönüllü’ ifadelerini kullanırken, bugün Atina’da dev bir gönüllü ordusu var.

Müracaat edenlerin 58 bini yabancı ülkelerdendi. (Yabancı ülkelerden müracaat edenlerin yüzde 90’ı da ülkeleri dışında yaşayan Yunanlılar). 160 bin gönüllü adayından 70 bini hiç görüşmeye çağırılmadan başvuruları reddedildi. Kalan 90 bini ise iki kişi tarafından iki ayrı testten geçirildi. İki mülakattan geçenlerin başvuruları kabul edildi. 58 bin gönüllünün 8 bini açılış ve kapanış töreninde özel olarak görev yapacak. Bu yüzden de özel bir eğitimden geçtiler.

Yaşlara göre dağılım

Atina 2004’teki gönüllülerin bir özelliği de kadınların çoğunlukta olması. Syndey’de erkek gönüllüler yüzde olarak kadınlara 53-47 üstünlük sağlamıştı. Bunu göz önüne alan ATHOC, Atina’da da aynı olmasını hedefleyerek gönüllülerin kıyafetlerini de eşit miktarda tuttu. Ancak seçim sonunda kadın gönüllüler erkeklere yüzde olarak 78-22 üstünlük sağladı.

Kadın gönüllülerin yüzde 41’i 18-24, yüzde 35’i 25-34, yüzde 24’ü de 35 yaş ve üzeri. Erkek gönüllülerin ise yüzde 24’ü 18-24, yüzde 52’si 25-34, yüzde 11’i 35-44, yüzde 13’ü de 45 yaş ve üzerinden oluşuyor.

Sporculara, izleyicilere, medyaya yardımcı olmaktan başlayıp, güvenlik, sağlık, tercümanlık, nakliye, çevrecilik ve idari işler gibi bir çok alanda görev alan gönüllüler, ATHOC ile Yunanistan Devleti arasındaki irtibatı da sağlıyor.

Atina kilo alacak

AÇILIŞI
yarın yapılacak olan Atina Olimpiyat Oyunları, 202 ülkeden tam 22 bin 47 sporcu ve idareciyi konuk edecek. Konukların 17 bin 500’ü, 366 binadan oluşan Olimpiyat Köyü’nde konaklayacak.

Oyunların yemek organizasyonu ve temini görevini Yunanistan’ın ünlü Aramarkdasko A.Ş. firması 34 milyon Euro karşılığında üstlendi. Oyunlar sırasında sporcular 800 ton et, 200 ton balık ve 6 milyon şişe meşrubat tüketecek. Olimpiyat Köyü’nde kalacak olan 17 bin 500 kişiye tam 2 bin çeşit yemek çıkarılacak.

ATHOC, Sydney’de yemek firması ile yapılan anlaşmanın oyunlardan 15 gün önce imzalandığına, kendilerinin ise bunu 23 Temmuz 2003’te yani oyunlardan 1 yıl önce gerçekleştirdiğine dikkat çekerek gurur duyuyor.

Zarar edecekler

YAPILAN araştırmalar Barcelona 1992 Olimpiyatı dışında hiçbir ev sahibinin oyunlar için harcadığı parayı karşılayamadığını gösteriyor. Atina’da da böyle olması bekleniyor. Fakat olimpiyat için yapılan yollar, tesisler ve evler kazanç olarak gösteriliyor. Sıfırlanan tek şeyin şimdilik güvenlik harcamaları olduğuna dikkat çekiliyor.

Atinalı tatilde

ATİNA’da birkaç gün öncesine kadar süren sakin atmosfer yerini heyecanlı bir bekleyişe bıraktı. Olimpiyat telaşından korkan pek çok Atinalı kenti terk etti. Yarın yapılacak açılış töreniyle 202 ülkeden 11039 sporcu 17 gün sürecek oyunlarda madalya mücadelesine başlayacak.

10 milyar EURO

2004 Yaz Oyunları’nda sadece güvenlik için 1 milyar 200 milyon Euro harcandığı belirtiliyor. ATHOC, Atina 2004 için yaptığı inşaatlar ve yollar ile ulaşım sistemi için ise 8 milyar Euro harcadı. Olimpiyatları düzenlemek için Atina’ya harcanan rakam 9.2 ile 10 milyar Euro arasında.

İbo meşale taşıyacak

BASKETBOL Milli Takımımız’ın kaptanı İbrahim Kutluay, olimpiyat meşalesini taşımak için bugün Yunanistan’a gidiyor. Basketbol Federasyonu’nun izniyle milli takımın bugünkü Almanya kampı kafilesine katılmayacak olan İbrahim, meşale koşusu için 2 gün Atina’da bulunacak.
Yazının Devamını Oku

Altın bilekler

31 Aralık 2003
Biri var ki, onun yeri diğerlerinden farklı. James, saha içinde ve saha dışında gözde. Ama ‘‘NBA'in yeni Michael Jordan'ı’’ beklentilerini henüz gerçeğe dönüştüremedi. Kobe Bryant ise sahada aynı, ama seks skandalıyla halkın gözünde değer kaybetti. NBA'de sezon başlarken şampiyonun kim olacağı yanında merak edilen iki önemli konu vardı. Los Angeles Lakers'ın ünlü guardı Kobe Bryant, yol açtığı seks skandalı sonrası nasıl bir performans sergileyecekti? Cleveland Cavaliers tarafından ilk sırada draft edilen LeBron James, takımına nasıl bir katkı sağlayacaktı? Gerçekten söz edildiği gibi yeni bir Michael Jordan olacak mıydı?

Kobe, mahkemelerdeki duruşmaları nedeniyle Lakers'ın kimi maçına son anda yetişti. Hatta uzun bir aradan sonra ilk 5'te sahaya çıkamadı. Ancak içinde bulunduğu yargı süreci onda çok büyük bir motivasyon eksikliğine yol açtı demek yanlış olur.

Belki, 21 olan sayı ortalamasıyla, son 4 yıldaki performansının altına indi -ki özellikle Kobe geçen yıl zirveye vurmuş ve ortalama 30 sayı ile oynamıştı.- Genel istatistikleri de Kobe'yi neredeyse 1998-99 sezonundaki seviyesine çekti. Ancak bu değerlendirmeyi yaparken, oyunda kaldığı sürenin ve aldığı yükümlülüğün de, Karl Malone, Gary Payton gibi güçlü isimlerin takıma katılmasıyla azaldığını gözardı etmemek gerek. Yani, Kobe'ye eskisi kadar yük düşmüyor.

Yükleri hafifledi

Aynı şey Shaquille O'Neal için de geçerli. Geçen sezon Shaq da 27.5 sayı ortalamasıyla oynuyordu. Bu sezonki ortalaması ise 20.6. Yani ilk bakışta ikisinde de bir düşüş var gibi gözüküyor, ancak bu yanıltıcı. Çünkü geçen yıl maç başına ortalama 100.4 sayı atan Lakers, bu sezon 101.7'ye ulaştı. Yani, yüzde 1'lik bir artış söz konusu. Bu da Lakers'ta geçen yıl Kobe-Shaq ikilisi dışında, ortalamada çift haneli sayı atan 1 oyuncu sayısının bu sezon 3'e çıkmasıyla gerçekleşiyor. Zaten ideal olan da, sadece takımda bir veya iki kişinin skor üretmesi değil, sayı dağılımının oyunculara yayılması.

Yalnız şu gerçeği ise görmezden gelemeyiz. Kobe, halkın gözünde bir değer kaybına uğradı. Bunun en çarpıcı örneği, şubat ayında yapılacak 2004 All-Star maçının kadrosunu belirleyecek NBA'in halk oylaması. Kobe geçen yıl bu oylamada zirvedeydi. Üstelik, sakatlığı nedeniyle uzun süre oynamamış olan Torontolu Vince Carter ile çekişiyordu.

Bu yıl ise 18 Ocak 2004'te sona erecek oylamada geçen hafta itibariyle Carter, 1.134.147 oyla en çok oyu alan basketbolcu oldu. Detroitli Ben Wallace 995.572 oyla ikinci, Kobe ise 936.281 oyla üçüncü sırada. Halkın Kobe'ye bakışı değişmemiş olsa, en azından ikinciliği Wallace'a kaptırmazdı.

James farklı

Gelelim çaylaklara... LeBron James daha 2003 draftında ilk sırada seçilmeden Nike tarafından 90 milyon dolarlık 7 yıllık bir sponsorluk anlaşmasıyla servete boğulmuştu. NBA'in efsanesi Jordan'ın tahtına aday görülüyordu. 18 yaşını bitirmek üzere olan James, bugün NBA'deki çaylaklar arasında en iyisi. Ancak yalnızca o değil, Denver Nuggets'lı Carmelo Anthony ile Miami Heatli Dwyane Wade da diğer çaylaklardan çok farklı. Ancak James'in onlardan apayrı bir özelliği var, o saha dışında da zirvede.

James için Nike özel bir ayakkabı çıkardı ki, bu NBA'de herkese kısmet olmuyor. James Air Zoom Generation, bir kaç hafta önce ABD'de 2225 mağazada satışa sunuldu. Firma yetkilileri özellikle ilk gün satışlarının kendilerini oldukça tatmin ettiğini belirtti. James, NBA'de forma satışlarında da zirvede. Yılın çaylağı yarışında çekiştiği Anthony ise hemen peşinde.

Henüz Jordan olamadı

James,
geçen yılın çaylağı Amare Stoudemire ile tartıya konduğunda ağır basıyor, ancak iş Jordan'ın 1984-85'teki çaylak sezonu performansına geldiğinde biraz hafif kalıyor. James, takımının ilk beşinin değişmez ismi, en iyi sayı, asist ve top çalma istatistiklerine sahip olmasına rağmen Cleveland'ı tek başına taşımaya gücü yetmiyor.

Anthony, Denver'ın en güçlü silahlarından biri ancak çaylaklar arasında James'in gölgesinde kalmaktan henüz kurtulamadı. Şu anda en iyi ikinci çaylak olmasına rağmen, o Nike ile 18 milyon dolara 6 yıllık bir sözleşme yapabilmişti ve henüz bir ayakkabısı da yok. Nike, Anthony için ayakkabıyı gelecek yılın sonuna doğru çıkarma hedefinde. Aynı dönemlerde James'in ise ikinci ayakkabası çıkacak. Anthony'nin James'i geride bırakabilmesi için en azından Denver'ı Play-off'a taşıması gerekiyor.

Bu yıl 7. sırada draft edilen Dwyane Wade ise Miami'de kendisinden beklenenin üstünde bir performans ortaya koyuyor. Wade, 16.8'lik sayı ortalamasıyla Miami'de Eddie Jones'un ardından en skorer basketbolcu.

BÜYÜK KOZLAR

Kobe Bryant, NBA'de sezonun en başarılı takımı görünümündeki Los Angeles Lakers'ın önemli kozlarından birisi. Çaylak LeBron James ise Cleveland Cavaliers'da sergilediği başarılı performansla göz dolduruyor.
Yazının Devamını Oku

Postacı el koydu

26 Kasım 2003
40 yaşındaki yıldız, iki süper basketbolcuyla görüştü ve 'Lakers kimin takıımı?' gerginliğe son noktayı koydu. Shaq'ın, <B>‘‘O bir baba gibi’’, Kobe'nin ise ‘‘Benim için önemli biri’’</B> dediği Malone'un önemi bir kez daha ortaya çıktı. NBA'de gözler yine son yıllarda olduğu gibi LA Lakers'ın üzerinde. Sezon başında yaşanan Shaquille O'Neal-Kobe Bryant arasındaki, ‘‘Lakers kimin takımı?’’ kavgasına noktayı NBA'nin 'postacı' lakaplı yıldızı Karl Malone koydu. Bu takım ne Kobe, ne de Shaq'ın, takımın lideri, geride bıraktığımız yaz kadroya katılan emektar Karl Malone.

Kobe-Shaq
kavgasında ikiliyi coach Phil Jackson'ın yatıştırdığı belirtiliyordu, ancak ortamı durultan 40 yaşındaki Malone olmuş. Postacı, ikisiyle de dirsek temasında. Bu tartışma sonrası iki yıldızı da karşısına alıp resti çekmiş. ‘‘Eğer bu takımda oynayacaksam, takım arkadaşlarımın ne olduğunu bilmeliyim. Buraya geldiğimde başıma ne geleceğini biliyordum. Formanın arkasında yazan isim değil, önünde yazan önemli’’ diyen Malone'un takım ruhunu ortaya koyan bu konuşması, gereken etkiyi de göstermiş. İkisi de onu hem seviyor, hem saygı duyuyor. Shaq'ın, ‘‘O bir baba gibi’’, Kobe'nin ise ‘‘Benim için önemli biri’’ sözleri bunun belgesi.

Jordan-Kobe buluşacak

Shaq-Kobe
kavgası şimdilik yatışsa da Kobe'nin sezon sonunda Utah Jazz'dan tutun da San Antonio Spurs'a kadar bir çok takıma gidebileceği iddiaları ortaya atılıp, spekülasyonlar yapılıyor. Bunlardan en ilginci Michael Jordan ile Kobe'nin Miami Heat'de buluşacağı. Jordan'ın başkan olarak varisi ile Miami'de biraraya gelmesi, NBA için büyük sükse olabilir. Ancak Lakers'ın sahibi Jerry Buss, ‘‘Kobe, oğlum gibi. Çocuklar zaman zaman ailede sorunlar yaşarlar, ama bunların üstesinden gelinir. Oğlumu satmam’’ diyor.

Lakers'ta 2006'ya kadar sözleşmesi olmasına rağmen Shaq aldığı para konusunda sıkıntılı. 1999'da takımın başına getirilen coach Jackson'ın da sözleşmesinin son yılına giriliyor. Jackson, yaptığı 5 yıllık sözleşmeyle aldığı 30 milyon dolarla bugün Milwaukee'nin yılda 7 milyon verdiği George Karl ile yıllık 6 milyon dolar yerine 5 milyon dolara Philadelphia'dan Detroit'e giden Larry Brown'dan sonra en çok para ödenen coach. Çeyrek asırdır Lakers'ın başındaki Buss, yeni sözleşmelerle Shaq'ın en çok para alan basketbolcu, Jackson da en çok para alan coach olacağını söylüyor. Yani Lakers'ta şimdilik sular durulsa da gelecekte yeni sıkıntılar yaşanabilir.

Bunlara rağmen Kobe, Shaq gibi iki önemli silaha bu sezon Malone ve Payton gibi iki yıldızı daha ekleyen Lakers, bu sezon şampiyonluğa geçen yıldan daha yakın. Çünkü hem yıldız sayısı çoğaldı, hem de artık bir lideri var. Jerrky West, 1996'da Shaq ve Kobe'yi Lakers'a getiren ve kötü giden takımın kaderini değiştiren ünlü bir genel menajer. Bugün Memphis Grizzlies'da kötü gidişi değiştirmek isteyen West'in şu sözü, NBA'de bir gerçeğin belgesi: Bu ligde kazanmak için yıldızlar gerekli.

Memolu Detroit Atlanta'yı yıktı

Milli basketbolcumuzun 8 sayı attığı maçta Pistons, deplasmanda 10. galibiyetini aldı.

NBA'de Detroit Pistons, Mehmet Okur'un 8 sayı, 4 ribaunt ve 1 asistlik performans gösterdiği karşılaşmada, deplasmanda Atlanta Hawks'ı 5 sayı farkla 94-89 yendi. Oyuna sonradan giren ve 14 dakika forma giyen Okur, 2 sayılık atışlarda 7'de 4 isabet kaydederken, serbest atışlarda kullandığı 3 atıştan sayı üretemedi. 15. maçında 10. galibiyetini alarak Merkez Grubu'nda 3. sıradaki yerini koruyan Detroit Pistons'da, Tayshaun Prince 22 sayı, 8 ribaunt,Chauncey Billups 24 sayı, 3 ribaunt, 4 asistle oynayarak galibiyette önemli rol aldılar.
Yazının Devamını Oku

Memo bereketi

13 Kasım 2003
Mehmet Okur, NBA genelinde en çok hücum ribaundu alan yedinci, toplam ribaundda da 27. sırada. 45 yabancı oyuncu arasında da en çok hücum ribaundu alan isim. Yeni coachu Larry Brown, bu yıl Detroit Pistons'a farklı bir çehre getirdi. Brown, Detroit'in savunmadaki etkinliğini hücuma taşımayı amaçlıyor. Bu yolda da önemli bir aşama kaydettiği açık. Takımın geçen sezon 91.4 olan attığı sayı ortalaması, 95.8'e çıktı. Detroit savunmadaki çizgisini yine sürdürüyor, çünkü rakiplerinden yediği sayının ortalamasında değişiklik yok.

Detroit'in bu sayı etkinliğindeki en büyük neden ribaundlarda rakibine üstünlük sağlıyor olması. Geçen sezon 40.6 olan ribaund ortalaması bu sezon 44.3'e çıktı. Ancak çarpıcı olan savunma ribaundu ortalaması 29.8'den 27.8'e gerilerken, 10.8 olan hücum ribaundunun 16.5'e yükselmesi. Bu da geçen yıl 29 takım arasında hücum ribaundunda 26. sırada yer alan Detroit'i bugün bu dalda 1 numara koltuğuna oturttu. (Detroit toplamda en çok ribaund alan 12. takım) Yani, rakip potadan dönen topları toplamakta Detroit'in üstüne yok. Bu da bir hücumda, ikinci veya üçüncü şans demek.

NBA'de son yıllarda ribaund denince akla ilk gelen isim, bu alanda 1 numara olan Ben Wallace. Son iki yılın ribaund kralı Wallace, bu sezon da 14.7 ortalamayla zirvede yer alıyor.

Mehmet'in payı büyük

Ancak Wallace kadar Detroit'in bugün hücum ribaundundaki sıçramasında en büyük pay sahibi Mehmet Okur. Geçen hafta takımının bir çeyrekteki hücum ribaundu rekorunu kıran Mehmet, 4 hücum, 4.8 savunma, toplamda 8.8 ribaund ortalaması ile oynuyor. Geçen yıla göre Mehmet'in hücum, savunma ribaunda geldiği nokta, onu hem takımında, hem de NBA istatistiklerinde önemli bir yere oturtuyor.

Mehmet bugün NBA genelinde en çok hücum ribaundu alan altıncı, toplam ribaundda da yirmiikinci sırada. Ancak daha dikkat çekici olanı Mehmet'in bu devler arenasında forma giyen 45 yabancı arasında en çok hücum ribaundu alan basketbolcu olması. Milli basketbolcumuz yine yabancılar arasında toplam ribaundda San Antonio'nun ünlü pivotu Tim Duncan'ın ardından ikinci sırada.

Wallace’ı devirecek

Mehmet,
NBA'deki ikinci sezonunda büyük işlere imza atıyor. Böyle devam ederse, kısa süre sonra Wallace'ı, NBA'deki tahtından indirebilecek bir yıldızımız olacak. Daha da önemlisi Milli Takımımız, pota altındaki silahını daha da güçlendirecek. Geçen seneye kadar Türkiye'nin uluslararası arenadaki en önemli pivotu Hüseyin Beşok'tu. Bugün Mehmet, bir zamanlar gerisinde kaldığı Hüseyin'in önüne geçti. Milli forma altında da istatistik çizelgesinin ribaund hanelerindeki rakamlarını her geçen gün yükseltiyor.

BEN WALLACE

SEZONTAKIMMSÜRESY3SYSAYHRSRTRABLSO
1996-96Washington345.8.3480.300.711.7.1.24.321.1
1997-98Washington6716.8.5180.3571.73.24.8.3.911.073.1
2002-03Detroit7339.4.481.167.450411.415.41.61.423.156.9
2003-04Detroit640.3790.6155.29.514.722.673.511


MEHMET OKUR

SEZONTAKIMMSÜRESY3SYSAYHRSRTRABLSO
2002/03Detroit7219.426.339.7331.634.71.35.546.9
2003-04Detroit623.7.3860.69044.88.81.7.171.839
Yazının Devamını Oku

O gözle bakmayın!

18 Ekim 2003
Hollandalı bayan atletlerin, maddi kaynak yaratarak kariyerlerini geliştirmek amacıyla çıplak fotoğraflarını paralı internet sitesinde yayınlamaları, aslında sponsor-sporcu ilişkisinin en güzel örneği. HOLLANDA Kraliyet Atletizm Birliği'nin sporcuların ödeneklerini kısmasıyla birlikte, ülkenin 6 bayan sporcusu ilginç bir yönteme başvurdu. Gelecekte olimpiyatta kürsüye çıkmak yolunda kendilerine maddi olanak yaratmak isteyen bu öğrenci atletler, önce çıplak olarak objektiflerin karşısına geçti. Ardından çektirdikleri bu fotoğrafları bir internet sitesinde ücretli olarak yayına koydu.

Yani, aylık 19.95 dolar karşılığında abone olunduğunda, bu bayan atletlerin atletizm pistlerinde çekilmiş çıplak fotoğraflarına ulaşılabiliniyor. Sitede yayınlanan fotoğraflara her hafta yenilerinin eklendiği belirtiliyor. 20'li yaşların başındaki bu atletler, siteden elde edecekleri gelirle kendilerine yeni antrenör ve fizyoterapistler tutacaklarını ifade ediyor. Bu internet sitesine abone olmak isteyenler şu sözlerle baştan uyarılıyor: 'Estetik bir çıplaklıktan fazlasını bekliyorsanız, lütfen siteden ayrılın.'

Hollandalı bayan atletler, soyunan ilk sporcular değil, son da olmayacaklar. Ancak bu son örnek bizleri bir kez daha sponsor-sporcu ilişkisi üzerinde yoğunlaştırıyor. Hollandalıların çıplaklığa bakış açısı bizim geleneksel değerlerimize ters gelebilir. Ne var ki, onların da web sitesinde dile getirdikleri gibi soyunma amaçları (İnandırıcılığı tartışılabilir), gönül verdikleri spor dalını yapmak için maddi imkanı sağlamak.

Her sporcu daha 18 yaşında 12.5 milyon dolara Cleveland ile sözleşme imzalayan ve profesyonel olmadan 7 yıl için Nike ile anlaşıp, 90 milyon dolar alan LeBron James kadar şanslı olmuyor. Gerçi James de kısa bir süre sonra başlayacak NBA'deki ilk sezonu öncesi hazırlık maçlarında beklenilen çizgide değil. Ama coachu Paul Silas, onun çaylak olmanın sıkıntısını yaşadığını söylüyor.

Bizdeki sponsorluk anlayışının temelinde parlayan yıldızları cilalamak yattığının en güzel örnekleri Süreyya Ayhan, Milli Futbol Takımımız ve Erkek Basketbol Milli Takımı'ydı. Yani, önce başarı sonra sponsor ilkesi vardı. Son dönemde bu anlayış yavaş yavaş değişmeye başladı. Bayan Voleybol Milli Takımımız’a Avrupa Şampiyonası'ndan kısa süre önce Orkid, ana sponsorluğunda 12 sponsordan destek gördü. Sonuçta da Avrupa Şampiyonası'nda ikincilik geldi.

Daha önce soyunanlar

* Aralarında olimpiyat madalyası sahibi Beckie Scott'un da yer aldığı Kanada Bayan Kayak Kros Takımı bir takvim için yarı çıplak pozlar verdi.

* Avustralya Bayan Futbol Takımı (The Matildas) 2000 yılı takvimi için çıplak olarak objektiflerin karşısına geçti. Takvim çok sattı ancak ağır eleştirilere hedef oldular.

* Lavinia Milosovici, Claudia Presecan, Corina Ungureanu adındaki 3 ünlü olimpiyat ve dünya şampiyonu Rumen cimnastikci, bir kitap için çıplak pozlar verdi. Erotik bir filmde de çıplak cimnastik yaptılar.
Yazının Devamını Oku