0 (Sıfır)

***

Yazıyla da yazalım.

Sıfır’dan.

***

Öyle yaptık.

***

Çarşamba...

0’dan başladık .

Yine.

***

Yeni bir başkanla...

Yeni bir hocayla...

***

Ne değişti...

0.

Şimdilik.

***

TFF Başkanı’nın seçiliş şekli...

0.

Hocanın geliş şekli de...

0.

İlk maçın şekli de...

0.

***

Ne değişecek...

0.

***

Hiç mi iyi bir tarafı yok 0’dan başlamanın?

Olmaz mı?

Var.

Şu;

Sık sık 0’dan başladığımız için

0’dan fazla uzaklaşmıyoruz.

Çabuk dönüyoruz.

0’a.

***

Kulüpler Birliği’nin futbola bakış açısı...

Para...

Yani...

0.

Yani...

Kulüplerin ve başkanların bakış açısı da...

0.

***

Futbola milletçe bakış açımız da...

0.

***

Sadece TFF başkanı ve milli takım

hocası değişirse bişeylerin değişeceğini sanmak...

Bu kadar değişmesi gereken şey varken...

Sadece sık sık TFF Başkanı’nı ve milli hocayı değiştirmek...

Vizyon da bu...

0.

***

Yorumcu maçtan sonra şöyle dedi.

Yeni bir takımmış, zaman tanımak lazımmış.

Peki.

Adı üstünde hazırlık maçıymış.

Peki.

Birbirlerine alışacaklarmış

Peki.

***

Filanmış...

Falanmış...

Peki.

***

Yorum da...

0.

***

İtalya’daki ilk yılımda biri bana “burada

ne olmaz” deseydi...

Şunları derdim...

1 Papa’yı bir Türk vurmaz.

2 Bir Türk Milan’a hoca olmaz.

3 Apo Roma’da yakalanmaz .

4 Ben Floransa’daki bu Müze-Akademi’de okuyamam.

***

Sonra...

Papayı bir Türk vurdu.

Bir Türk Milan’a hoca oldu.

Apo Roma’da yakalandı.

Ben o Müze-Akademi’de okudum.

***

Olmaz olmaz demeyin.

İşin içinde biz varsak her şey olur

***

Bir ay önce biri, “Demirören TFF

başkanı olur mu” deseydi?

Herkes “olmaz” derdi.

Yıldırım Bey’in kendisi de...

***

Sonra...

Oldu.

***

Neden.

?

Neler oldu da Yıldırım Bey BJK’yi bıraktı, TFF Başkanı oldu.

?

***

Ne biliyoruz?

0.

***

80 küsür yılda 50 küsur hoca, 50

küsur başkan gelmiş.

Gitmiş.

50 küsur kere 0’dan başlamışız.

50 küsür kere dönmüşüz.

0’a.

***

80 senede geldiğimiz nokta.

0.

0’a 0 elde var 0.

***

0’dan başlıyormuşuz yine...

Hayırlısı olsun.

***

Nokta.

BİLGİN'DEN

Quattro Business

Consulting bir danışmanlık şirketi...

Hürriyet yazarlarıyla performans arttırımı üzerine konuşuyor.

***

Şunu sordular bana da...

Hürriyet’e hangi konuda ve nasıl daha fazla katkı verebilirim?

***

Şunları anlattım ben de.

Siz de bilin.

***

O dünlerde Roma’da yaşıyorum.

Turizm yapıyorum...

Bir gazetede de basketbol yazıyorum.

***

İki gün aynı şehirde aynı ülkede yatmadığım günler...

Film gibi bir hayat...

Dolu dolu...

***

Sık sık bienal’lere, film festivallerine gidiyorum.

Rüyamda göremeyeceklerimi görüyorum...

Ne görürsem, kimle konuşursam...

Gazeteye yolluyorum...

***

Ne yayınlıyorlar.

Ne bir teşekkür meşekkür...

Tık yok.

***

Bir gün Al Pacino ile karşılaştım...

“Ciao” dedim.

“Ciao” dedi...

Birine benzetti.

Herhalde.

***

Bir şeyler daha dedim, o da bir şeyler daha dedi...

Ne konustuysam gazeteye yolladım.

***

Tık yok.

***

Sonra bir film festvalinde Robert De

Niro...

Al’i tanıdığımı söyledim..

Ne diyim...

İlgilendi...

Ordan burdan bir iki şey daha söyledim.

Cevap verdi.

***

Gazeteye yolladım.

Yine tık yok.

***

Roma’da başbakanlığın ‘piazza’sında bir otelde kalıyorum.

Her sabah Berlusconi geçiyor önümden.

3 gün ‘boncorno sinyor’ diye laf attım.

4’üncüde çağırdı beni.

Cin gibi.

Huylanmış da benden.

Belli...

***

Kimsin?

***

Bir şeyler anlattım...

Hoşuna gitti.

Ne konuştuysak yolladım.

***

Tık yok.

***

Hatta efsane savcı...

Anası babası göremiyor.

Ben gördüm.

Yemek yediğimiz restoranda...

***

Konuştuk.

Yolladım.

***

Hikaye...

***

Hiçbiri yayınlanmadı.

***

Sanki Newyork Times’ız.

Washington Post’uz.

Sanki arkadaşlar zırt pırt konuşuyorlar bu arkadaşlarla..

***

Sonra...

Bir gün gazeteden bir abim aradı...

“Bir röportaj daha yollarsan kovulacaksın.”

***

Fıkra gibi...

***

Anlattığı şu;

Her gazetede her bölümün bir racon keseni var.

Malum...

Birilerinin ‘bölge’sine izinsiz girmişim.

Sıkıntı yaratmış.

Kafayı bana takmışlar.

***

Patron, “Allahın bedava yazan ‘basket’çisi neler yapıyor, siz ne işe yararsınız” diyebilirmiş.

***

Abi şöyle bağladı olayı;

Basket yazarısın, basket yaz.

Başına iş alma.

***

Yıllar sonra Selahattin Duman ile tanıştım.

Birbirimize ısındık.

Arada sırada da buluşmaya başladık.

Bana “Ah sen o zamanlar Zafer Mutlu’lu Sabah’ta olacaktın seni yıldız yapardık” dedi.

***

Oradaydım halbuki..

Belli ki yolladıklarım aşağılarda imha edilmiş, yukarılara ulaşmamış...

***

Sadede gelirsem...

Hürriyet Real Madrid gibi...

11’e de yeni girmişim.

Dün bir bugün iki...

***

Yemezler...

***

Gazete benden bir şey istemeden.

Katkının ‘K’sını bile vermem.

‘Kıpırdamam.’

***

Nolur nolmaz.