Onurlu insanlar...

ÇANKAYA’daki yemeğe kimi emekli büyükelçiler gitmeyeceklerini söylediler ve yemek iptal edildi.

Pazar günü Hürriyet bunu manşetinden duyurdu.

Nedeni; haber önemliydi.

Niye önemli?

Çünkü cumhuriyet aydınlarının tümünün öyle teslimiyet içinde olmadığını gösteriyordu Uğur Ergan’ın manşet haberi.

*

"Seçilmiş Cumhurbaşkanı’nı tanımak ve davetine icabet etmek demokrasi terbiyesi gereğidir"
tezi doğru değil.

Çağdaş demokrasi, dört-beş yılda bir ortaya sandık koymakla olmamalı, olmaz...

Olmuyor...

Demokrasi; etkilerin ve tepkilerin olduğu bir süreçtir.

Yani "Nasıl olsa halk seçti" diyerek iktidarın tüm uygulamalarına "evet" demek demokrasi terbiyesi değildir.

Tam tersine demokrasi terbiyesinden yoksunluktur.

O zaman ne anlamı var; bu itirazların, tepkilerin, yükselen seslerin, tartışmaların?..

*

Dahası:

Özel sohbetlerde oturup Türkiye’nin ufkunun nasıl karardığından yakınıp "ah-vah" etmek... Sonra Çankaya’dan sofra daveti gelince "demokrasi terbiyesi gereği" diyerek ülkemizi karartanların sofrasına koşmak, en azından "dürüstlükle" nasıl bağdaşır?

Nohut-kömür dağıtıp oy almak... Sonra o oylarla parlamentoda çoğunluğu yakalayıp, uzlaşı-muzlaşı demeden devletin tepesine Abdullah Gül’ü oturtmak demokrasi ahlakı, ama onun sofrasına koşmamak demokrasi ahlaksızlığı...

Öyle mi?..

*

Pekiiii...

Hem türbana "hayır" demek, hem de türbanı Çankaya’ya çıkartan Abdullah Gül’e "evet" demek neyin nesi?

Nasıl oluyor?..

Nasıl demokrasi ahlakıdır bu?..

(.......)

İşte bu nedenlerle; o büyükelçiler birer cumhuriyet aydını olarak doğrusunu yaptılar, ikiyüzlü davranıp içlerine sindiremedikleri bir sofraya koşup oturmadılar.

Dürüstçe...

Mertçe...
Yazarın Tüm Yazıları