Peşinden gazetelere-televizyonlara vatandaşlardan "Buradan bir şey geçti, Başbakan’dı sanki" şeklinde ihbar yağmaya başlıyor.
Sonraki haber:
"Başbakan bulundu..."
O zaman aklı başında değerli okurlardan, medyaya ikinci dalga mesajlar gelmeye başlıyor:
"Size bulun diyen oldu mu?.."
(.........)
Keza Cumhurbaşkanı... Fethullahçı işadamının Moonstar isimli mega yatının denize inen merdivenini tutmuş, mavi tesettür tulumu ile suda gözüken kafanın Hayrünnisa Hanım’a ait olup olmadığı Köşk açıklamalarına konu olabildi:
"Medyada yer alan kişinin o olmadığı... Bu türlü asılsız ve gerçek dışı haberlerin....."
Ki ikinci gün, izini kaybettirmek için mega yattan süper yata geçen Cumhurbaşkanı ile ilgili ilk haber ise şöyleydi:
"Cumhurbaşkanı da kayboldu..."
*
Niçin kayboluyorlar?..
"Özel yaşam" derseniz, ramazan geldi iftar çadırına giderken medyayı özel bültenle çağırıyorlar da... Ya da daha da gizli olması gereken; bir yoksulun evine giderken medya ordusunu peşlerine takıp "Başkasının özel yaşamı" demeden poz veriyorlar da...
Tatil niye gizli?..
Bence "Devletin parası ile tatil yapıyorlar" gibi klasik ama haklı bir eleştirinin ezikliğinden daha başka bir şey bu:
Utanıyorlar...
Çünkü; Arap şeyhleri gibi tatilleri gözükürse, bu onların millete yutturdukları "vatandaş gibi", "milletin içinden", "halk çocukları" tezlerine uymuyor. Altlarında geyik derili özel uçaklar, konvoy konvoy zırhlı araçlar, Rixos otellerinde sultan daireleri, zenginlerin mega yatları, süper yatları...
Tüm bunlar "mümin yaşamına" aykırı.
Seçildikleri gün ilk iş "millet gibi, milletin içinde olalım" diyerek Meclis lojmanlarında oturmama kararı almalarına ters... Dillerindeki din-iman-maneviyat-İslami yaşam-tesettür-helal-haram sözlerine uygun değil.
Bu yüzden kayboluyorlar.
Tam "Başbakan bulundu" derken, Cumhurbaşkanı kayboluyor...