’Ergenekoncu...’

ERGENEKON iddianamesinde Sabah Gazetesi’nde çalıştığı yazılı olan bizim sevgili Enis Berberoğlu’na dün sordum:

"Sen Sabah’ta çalışmışsındır..."

Yemin etti:

"Bir saat bile çalışmadım..."

Olsun...

Benim asıl merak ettiğim; iddianamede yer alan, ama aslında olmayan kişilerin yarın mahkemeye nasıl gelecekleri. Ki Doğan Grubu "Veli Dural" diye bir yönetim kurulu üyesinin hiçbir zaman olmadığını açıklarken, BDDK da "Ali Vural" diye bir başkan yardımcısının bulunmadığını bildirdi.

Oysa belgelerde bu ikisi konuşuyorlardı...

Darbe silahları arasında "bir adet muşta"nın da bulunması... Ya da Şener Paşa’nın hem örgütün öldüreceği kişi, hem örgütün lideri olması da sorun değil...

*

Benim kafama asıl takılan:

Türkiye suç örgütlerinin cennetidir.

Böyle hukukun işlemediği, vurgun-yağma ve hırsızlığın işe yaradığı, devletin ise ortada olmadığı her yer gibi...

Bir cennettir burası...

Ve suç örgütleri yaptıkları kirli işleri gizlemek için kimi zaman "komünizmle mücadele", kimi zaman "ASALA’yı silme", kimi zaman "milliyetçilik", kimi zaman "devletin bekası" maskelerini kullandılar. Bu suç örgütleri hiçbir zaman enselenemediler. Maskeleri onları her zaman korudu ve kurtardı. Tam tersine çoğu kez korundular ve "kahraman" sayıldılar.

Bu sefer...

Bu sefer yine kurtuluyorlar, kurtulacaklar...

Çünkü; UFO’lardan sonra, dün de alnı-yüreği ak sevgili Kadir İnanır’ı da soktular iddianamenin içine... Gerçeklerle uydurmalar bu kadar iç içe konursa, nasıl çıkılır içinden?..

İşte benim karışan kafam; UFO’ların alakasını değil de, bizim Mustafa Balbay’ın nasıl darbe yapacağını düşünüp dururum haftalardır.

*

Küfürbazım ise bana "Ergenekoncu" diyor.

Salak...

İddianamenin içinde yer aldığım elbette doğrudur. Ama Ergenekon’un "hedefinde olan" öldürecekleri listesinde...

(Sayfa 412)

Yine olsun...

Okurlarımızdan başka kimsemiz yoktur bizim...
Yazarın Tüm Yazıları