Bekir Coşkun

Oturarak çiş yaparken düşüneceksiniz...

11 Ağustos 2009
MEDYADAN izlediyseniz, insanların çişlerini hangi pozisyonda yapacaklarına vali karar verdi:<br><br>Oturarak...

İnsanı boşuna vali yapmazlar.

Vali ne derse o...

Otur otur...

Kalk kalk...

*

Pisuarlar, çişlerini genelde ayakta yapan erkekler için düşünülmüştür. Zaten ben oturarak çişini yapan erkek hiç görmedim...

Dünyanın her yerinde, özellikle uygar ülkelerde yaygın biçimde kullanılan, hijyenik, modern, medeni bir tasarımdır pisuarlar.

Dinciler pisuarlara da kızarlar...

Yazının Devamını Oku

Karadeniz, Karadeniz...

9 Ağustos 2009
KARADENİZ’e akan derelerin önünü asfalt yolla kapatıp, sonra “Dere niye taştı?” diye sormanın elbette bir adı vardır.

Ama ben söyleyemiyorum...

Ya da vadilerin önüne asfalt setler çekenleri alkışlayıp, peşinden su taşınca “Bunu kim yaptı?” demenin adını da biliyorum...

Onu da söyleyemem...

*

Çalışkan-üretken-alın terini seven insanların yaşadığı Karadeniz gibi bir bölgenin tabii ki iyi bir ulaşıma, güzel yollara, huzurlu yolculuklara ihtiyacı vardı.

Ama bunun bedeli dünyanın en güzel doğasını yok etmek mi olmalıydı?..

Ulaşım teknolojisinin bu denli geliştiği bir dünyada, bin bir kirli çıkar içinde, önüne haritayı alıp, elindeki kalemle Karadeniz’in yeşil-mavi kıyısına “asfalt yolu” ilk çizen teknik adamın yüzü geliyor gözümün önüne...

Adını da biliyorum...

Yazının Devamını Oku

Biz her şeyi biliriz...

8 Ağustos 2009
Biz her şeyi biliriz...MİSAL; kimin “cennetlik” olup da öbür dünyada cennete, kimin “cehennemlik” olup da cehenneme gideceğini biliriz...

Ama 60 milyar dolar bütçe açığının nereye gittiğini bilen var mı?..

Yok...

 

Öbür dünyada cennete gidenlere kaç taze bakire düştüğünü de herkes bilir:

15 bin...

Kimi zatlar “2 bin de dul” diyorlarsa da, kesin olan her cennetlik mümin kişiye 15 bin taze bakire düştüğü...

Ama egemen sınıfın milli gelirden ne kadar pay aldıklarını... Misal nüfusun yüzde 60’ına 100 dolar ve altında pay düşerken, iktidar çocuklarına düşen payın kaç milyon dolar olduğunu bilen, zor..

 

Yazının Devamını Oku

Portmanto...

7 Ağustos 2009
ASLINDA Başbakan, DTP ile görüşmeyi portmanto kılığında da yapabilirdi.

Gerçi kendisinin açıkladığı gibi Başbakan olarak değil de “AKP Genel Başkanı” sıfatıyla yapması da iyi bir şey...

Ama televizyon gösterince kim olduğu belli oldu.

Oysa Ahmet Türk soracaktı:

“Sen kimsiniz?..”

“Portmanto...”

“Eme bizim görüşmemiz Beşbeken ileydi, hadi o olmadı AKP Genel Başkanı olarak olsun dedik. Pırt mentö ile görüşme nasıl olur?..”

*

Olur...

Yazının Devamını Oku

Türk kadını...

6 Ağustos 2009
AKP’liler TBMM Başkanı seçtiler. <br><br>Böylece Türkiye’nin en yukardaki üç makamı da türbanlı-tesettürlü oluverdi.<br><br>Kutlarım seni Türkiye...

*

Türklerin İslam’dan önceki dini “Şamanizm” idi. 

Şamanizm’de kadın kutsaldı, bir erkek sadece bir eşit kadınla evlenebilirdi. Evlilikte mülk erkek ile kadınındı.

Kadın savaşta erkeğinin yanında, barışta karar meclislerinde yer alırdı.

Kadınlar devlet başkanı bile olabilirlerdi; Delhi Türklerinde Raziye Sultan, Kutluk Devleti’nde Türkan Hatun gibi.

(..........)

Aynı dönemlerde Araplar, “Cahiliye dönemini” yaşıyorlardı.

Bir erkek, istediği kadar kadın alabilirdi, istediği zaman da satabilirdi. Kadının deve kadar değeri yoktu. Erkekler, kız çocuklarını kuma gömerek öldürebilir, kız doğuran kadınları da cezalandırabilirlerdi.

Yazının Devamını Oku

Demokrasinin soytarılaştırılmışı...

5 Ağustos 2009
BİRÇOK rezilliği “demokrasi” adına yapıyorlar.<br><br>Ülkenin ordusunu hırpalıyorlar, dışlıyorlar, eziyorlar... Ama 40 bin can almış terörü onurlandırıyorlar “demokrasi” adına...

Gericiliğin merkezi olduğu en yüksek mahkeme tarafından karara bağlanmış siyasi parti Türkiye’yi hâlâ yönetiyor “demokrasi” adına...

Atatürkçüleri hapislere tıkıyorlar, karanlıktan ürken ve sesi çıkan ne kadar onurlu-namuslu aydın varsa hapislere dolduruluyor “demokrasi” adına...

Telefonlar dinleniyor...

Özel hayatlar sergileniyor...

İnsanların yatak odasına giriyorlar...

Kim tepki duyup sesini yükseltirse yok ediliyor, faşizmdir bu “demokrasi” adına...

*

Gerçekten bu demokrasi midir?..

Yazının Devamını Oku

Ve köşe yazarları koştular...

4 Ağustos 2009
ANLADIĞIM kadarıyla “Kürt açılımını” iktidardakilerin dili açmaya varmayınca demokrat fikir sahibi köşe yazarlarını çağırdılar.<br><br>Demokrat fikir sahibi köşe yazarları koştular...

Televizyonda gördüm; önde Cengiz Çandar, Hasan Cemal, Oral Çalışlar, Fehmi Koru... Arkalarında Zaman’dan, Yeni Şafak’dan, Star’dan, Sabah’tan, Taraf’tan diğerleri...

Sordum bizimkilere:

“Nereye koşuyorlar?...”

“Açılımı açmaya...”

*

Biliyorsunuz; Cumhurbaşkanı utanıp ortaya attığı “Kürt açılımını” açmayı Başbakan’dan beklemişti... Başbakan da utanıp açılımı açmayı İçişleri Bakanı’na bırakmıştı... İçişleri Bakanı da utanıp açılımı açmayınca...

İşte “açılımı” açmayı demokrat fikir sahibi köşe yazarlarına bıraktı...

Çünkü bu düşünür köşe yazarlarının ortak özelliği; ya onlar AKP gibi düşünürler, ya AKP onların düşündüğünü yapmıştır...

Yazının Devamını Oku

Kemanım...

1 Ağustos 2009
KEMANIMIN dört teli var...

Dün gece başımı gül ağacından omzuna yasladım:

“Seni versinler ellere

Beni vursunlar...”

(......)

Gece el-ayak çekildi mi, sessizce merdivenleri çıkarım, bir gizli sevdanın buluşma zamanıdır o zaman...

Biz iki sırdaşız...

Ben ve keman...

Sevgilinin siluetini yapmıştır aslında dokuzuncu yüzyıldaki Viyanalı kemancı ustası; zarif bedeni, ince beli...

Yazının Devamını Oku