Paylaş
◊ Öncelikle yeni albümünüz hakkında konuşmak istiyorum… Sizi bu albümü yapmaya ne itti, ilham kaynağınız ne oldu?
- İlk şarkı, 2020’de yazıldı. Duyguların ve düşüncelerin yoğun olduğu bir yıldı, yani bir şarkı yapmak için mükemmel bir zamandı. Herkesin söyleyeceği şeyler vardı. Kimse geleceğin nasıl şekilleneceğinden emin değildi. Kimse birilerini memnun etmeyi umursamıyordu, amacınızın reklam olmadığı bir dönemdi. Şimdiye kadar yaptığımız en akılda kalan albüm bence. Müziği tanımlamak çok zor. Dinlemelisiniz, güzel ve muhteşem bir albüm oldu.
◊ Performanslarınızda Natalie nerede bitiyor, Macy nerede başlıyor? Aynı zamanda size günümüzün müzik endüstrisini sormak, sanatçı haklarından bahsetmek istiyorum. İnsanlar artık müzik için ücret ödemek istemiyor. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Hayranların bir albüme eskisi kadar para harcamaması güzel bir şey. Ama bu durum birçok sanatçıyı ezdi. Sanatçının daha fazla tur yapması gerekiyor. Elbette bir milyar ücretli indirmeye ulaşırsanız, 80 bin dolar alırsınız. Ama sen o platforma satmak istemiyorsan... Bu, herkesin kendisini tanıtabileceği başka yollar bulmasını sağladı. Bilet fiyatları da çok arttı. Artık 40 dolara bir gösteriye gidemezsiniz. İyi koltuklar 300 dolar. Dolayısıyla herkesin müziğini tamamen bu platformlara satmasının bir hata olduğunu düşünüyorum. Bunu bize sormadan yaptılar. Bu durumdan nasıl kurtulacağımızı bilmiyorum ama benim gördüğüm kadarıyla müzik işini her yönden kesinlikle mahvetti. Natalie ve Macy’e gelince; temelde sadece kendim oluyorum ama sahneye çıktığımda süper bir güce dönüşüyorum.
◊ ‘Wonder Woman’ gibi mi...
- (Gülüyor) Evet onun gibi. Bilmiyorum, oradayken İsa gibisin. Herkes adını haykırıyor, ‘ellerini kaldır’ dediğinde herkes ellerini kaldırıyor. Kendinden daha büyük olduğunu düşündüğün birine dönüşüyorsun.
NFT DÜNYASI ÇOK ÇILGIN BİR YER
◊ Sizi 2000’li yıllarda ‘Amerika Şarkı Yarışması’nda ve Avusturalya’da ‘Maskeli Şarkıcı’da gördük. Kariyerinizdeki bu yön değişimini sormak istiyorum…
- Bence kendini yeniden icat etmen gereken bir durum var ama buna her zaman katılmıyorum. Bence insanlar her şeyden önce heyecanlanmayı seviyor. İnsanları heyecanlandırabileceğiniz, iyi hissetmelerini sağlayabildiğiniz sürece bu kariyeri ileri götürür.
◊ Yeni şeyler denemenizi sevdim… NFT dünyasına da girdiniz mesela… Bu deneyiminizden bahseder misiniz?
- NFT dünyasının, müzik için harika olacağını düşünüyorum. Bağımsız bir şekilde bu dünya için şarkılar yapmak, herkesin beğeneceği ve yayacağı bir şeyler yapmak güzel bir şey. Ya da tamamen tuhaf bir şey yapabilirsin ama yine de başarılı olabilirsin. Bu dünya, yaratıcı olmana olanak tanıyor. Albüm kapağına büyük zaman ve para harcamanın gerek olmadığı bir dönem artık, çünkü kimse onlarla ilgilenmiyor. Bu noktada NFT’lere girebilirsiniz, albümü orada yayınlayabilirsiniz. Albüm kapağını NFT olarak yapabilirsiniz. NFT’ler sanat için yapabileceğiniz olanakları artırıyor ve sanata erişebilmenizi kolay kılıyor.
◊ Başka sanatçılara ait NFT’leriniz var mı?
- Evet, bir miktar hediye edilmişti bana. Koleksiyon olarak ne biriktirebilirim diye araştırıyorum. Çok çılgınca şeyler var. ‘Remarkable Woman’ adlı bir koleksiyon var, çok beğendim. Rachel adlı bir çocuğa ait. Dediğim gibi içine girmeye başladım, hala öğreniyorum.
◊ Bu kadar yoğun çalışmadığınız dönemlerde zaman geçirmek için neler yaparsınız?
- Hiçbir şey! Gerçekten hiçbir şey. Yapacak hiçbir şeyim yoksa, oturup bunun keyfini çıkarıyorum (gülüyor).
TURNEYE ÇIKMAK BENİM İÇİN ÖLÜM
◊ Çıkacağınız Avrupa turnesinden bahsettiniz. Sahnenin ödüllendirici bir şey olduğunu, fakat turneye çıkmanın da ne kadar zor olabileceğini söylemiştiniz. Bu ikisi arasındaki dengeyi nasıl buluyorsunuz?
- Offff, turneye çıkmak ölüm! Bir sürü uçuş, seyahat, otobüslerde uyuma, otellere giriş, toparlanma... Sonra herkesin sinirini bozmaya başlarsın, onlar da senin sinirini bozmaya başlar. Nerede yemek yiyeceğini bilemezsin, sonra birisi bir şeyler yer ve hasta olur, birisi kızın biriyle tanışır, sonra o kız da otobüse binmek ister...
Bir sürü şey. Sonra şovlar, her gece sesini formda tutmaya çalışmalar... Turneye çıkmanın seksi bir tarafı yok. Daha önce dediğim gibi bu farklı bir olay, sahneye çıkıyorsunuz uçabileceğinizi falan düşünüyorsunuz. Sanırım insanlar bu duygu yüzünden yapıyor bu işleri. Ama turne tek başına rezalet bir olay. Bazı sanatçıların jeti falan var, onlar bile aynısını söyler. Ama sahneye çıkmak bütün bunlara katlanmaya değecek kadar güzel.
◊ Turneye çıkmadan önce kendinizi nasıl hazırlıyorsunuz?
- Benimki örnek bir rutin değil. Gitmeden önce gerçekten forma girmeye çalışıyorum ki turne sırasında istediğimi yapabileyim (gülüyor). Çünkü turnede spor falan yapamayacağımı, neredeyse her gün pizza yiyeceğimizi biliyorum.
◊ Yeni single’ınız “Every Night” hakkında neler söylemek istersiniz?
- “Every Night”, herkesin albümdeki favori şarkısı. Herkesin yazın dans etmesi için mükemmel bir şarkı. Kendi eğlenceni yaşamanı, bütün gün ne yapmak istiyorsan onu yapmanı, kendi iniş çıkışlarını, kendi kırgınlıklarını unutup, motive bir şekilde işe gitmeni sağlayacak bir şarkı. Parti yapmak için eğlenceli bir şarkı. Tik-Tok’ta yükselen bir şarkı ki bunu söylemek istemezdim ama gerçekten öyle (gülüyor).
ESKİDEN TV’YE ÇIKMAN GEREKİYORDU ARTIK TIK-TOK’A
◊ Tik-Tok, YouTube gibi daha bir sürü kaynak var artık. Teknolojik gelişmeler size nasıl yardımcı oldu?
- Bu yüzden Tik-Tok’a teslim oldum. Tik-Tok, müzik sektöründeki işleri değiştirmede bir numara. Önceden Letterman Show’a çıkman gerekirdi, artık Tik-Tok’a ki bu da çok garip bir şey. Bu platformlar olmasa duyamayacağım bir sürü şey duyuyorum. Bu açıdan yardımı çok dokunuyor. Fakat maddi olarak sanatçılara pek faydası olmuyor. Dünyanın en büyük programı ‘Super Bowl’da bile sanatçılara ücret ödemiyorlar, aksine para harcıyorlar. Ya da Ellen Show’a gitmek için masraflarını sen karşılamak zorundasın. İş maddi konulara gelince neden sanatçılara adil bir şekilde davranılmadığını düşünüyorum. Bunu garip bir şikâyet olarak görebilirsiniz, çünkü durumu çok iyi olan bir sürü sanatçı var. Ama yine de paranın adil bir şekilde dağıtıldığını söyleyemeyiz.
FİLMİ SADECE DENZEL’LE TANIŞMAK İÇİN YAPMIŞTIM
◊ 21 yıl önce Denzel Washington ile birlikte rol aldığınız “Training Day” filmini insanlara tekrar hatırlatmak istiyorum. Oyunculuktan kazanıp, belki müzikten kazanamadığınız ne oldu?
- Bazı ilginç roller aldığım için şanslıyım. Antoine Fuqua, “Training Day” filmi için bana gelmişti ve bu rolü oynayabileceğimi düşündü. Bense onun deli olduğunu düşündüm. Daha önce oyunculuk yapmamıştım ve o sırada bir albüm çalışmasının tam ortasındaydım. Sonrasında beni Bay Chow’a götürdü ve Denzel’in bu filmde rol aldığını söyledi. Şaşırdım çünkü bunu bilmiyordum. Filmi sadece Denzel ile tanışmak ve annem için fotoğraf çektirmek için kabul ettim. Sonrasında birçok yerden film teklifi geldi. Fakat çok fazla tur yaptığım için birçoğunu geri çevirmek durumunda kaldım. Ama sanırım sonbaharda bir film yapacağım, çünkü bunu yapmayı seviyorum. Meydan okumayı, oyunculuk çalışmayı seviyorum. Uykumda bile müzik yapabilirim. Ama film yapmak çok daha zor, dersini çalışmak zorundasın. O kadar harika olduğumdan emin değilim. Bu yüzden hala dersimi öğreniyorum, bunda gerçekten iyi olmak için çalışıyorum.
Paylaş